Daha geçen şubatta PKK yüzünden ilişkileri iyice gerilen Türkiye ve Kuzey Irak Kürt yönetimi, pragmatizm ve coğrafi zorunluktan dolayı işbirliği yapmak yönünde stratejik bir karar aldı. Iraklı Kürtler Türkiye'yi giderek bir koruyucu olarak görürken, taraflar zaten doğal ekonomik ortak

Iraklılar, seçimlerin ocakta yapılmasına imkân verecek bir yasa üzerinde uzlaşarak uçurumun eşiğinden döndü. Bu yasa seçimin, ABD'nin çekilmesini ertelemesini engelliyor, fakat ilerleyen süreç bir sürü soruna gebe. Seçimden hemen sonra Iraklılar bir koalisyon hükümeti kurmanın yanı sıra doğal kaynaklar, gelir paylaşımı ve Kürtler, Araplar ve Türkmenlerin üzerinde hak ettiği Kerkük'ün statüsü gibi konulardaki derin ayrılıkların üstesinden gelmek zorunluluğuyla yüz yüze olmayı sürdü-recek. Bu hassas noktaları göz önünde tutan Iraklı Kürtler, Ankara'yla ilişkileri en az Bağdat'la ilişkiler kadar önemsiyor. Türkiye de, Irak seçimlerinin Iraklıları kutuplaştıran ve bölgeyi istikrarsızlaştıran bir şiddet furyasını tetiklemesi ihtimaline karşı hazırlık yapıyor.

Ticaret hacmi hızla tırmanıyor
Daha geçen şubatta Türkiye, ayrılıkçı PKK'yı Kuzey Irak'tan söküp atmayı hedefleyen büyük bir sınırötesi operasyon için 100 asker yığmıştı. Sonraki süreçte dramatik bir değişim yaşandı ve Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu iki hafta önce Irak Kürdistanı'na tarihi bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyarette Türkiye'nin Erbil'de konsolosluk açmasını ve sınırlar arası seyahat ve ticareti öngören mühim anlaşmalar imzalandı. Her iki taraf, çatışmadan ziyade işbirliğinin çıkarlarına daha iyi hizmet edeceği yönünde stratejik bir karara vardı.

Bu yakınlaşma pragmatizm ve coğrafi zorunluluktan kaynaklanıyor. Kürtler geleceğin Ortadoğu'da denize kıyısı olmayan bir devletçikte değil, Batı'da yattığını biliyor. Avrupa'ya Türkiye üzerinden ulaşabiliyorlar. Karşılığında Irak Kürdistanı Türkiye'nin Irak'a ve Körfez'le kârlı ilişkilere açılan kapısı. Türkiye ve Irak Kürdistanı doğal ekonomik ortaklar. İki taraf arasındaki ticaret hacmi Saddam'ın devrilmesinden beri 5 milyar dolara fırladı. Söz konusu miktar bu yıl 10 milyar, 2010'da da 20 milyar dolara çıkacak.

Irak Kürdistanı'nda faaliyet gösteren 1200 yabancı şirketin yarısı Türk; bölgeye satılan malların yüzde 90'ı Türkiye'de imal ediliyor. Dahası Irak Kürdistanı tahmini 45 milyar varil petrol rezervine ve devasa doğalgaz sahalarına sahip; Türkiye'nin ekonomisine güç katmak ve Avrupa'ya enerji tedarik edecek Nabucco hattını doldurmak için bu kaynaklara ihtiyacı var. Genel Enerji adlı Türk enerji şirketi, Irak Kürdistanı'nda günlük 1 milyon varil petrol üretecek olan Tak Tak ve Tavke petrol sahaları için üretim paylaşma anlaşmaları imzaladı.

"Kürtlerin dağlardan başka dostu yoktur" diye eski bir deyiş vardır. Ancak Kürtler gün geçtikçe Türkiye'yi sağduyulu bir güç ve koruyucu olarak görüyor. Körfez Savaşı'nın ardından 1 milyon Iraklı Kürt'e kucak açtığını hatırlıyorlar. Ancak Türkiye'nin sadece iyi yüreklilikle davranmayacağını da biliyorlar. Türkiye Irak Kürdistanı'nda güvenliği garantiye alacaktır, çünkü bu Irak'taki güç dengesine etki edebilmesini sağlıyor.

Türkiye'nin güvenlik müessesi Irak'ın bütünlüğünü saplantı haline getirmiş durumda. Bağımsız bir Irak Kürdistanı'nın ortaya çıkmasının, Türkiye'deki Kürtlere daha fazla özerklik talep etmek yönünde ilham vermesinden korkuyorlar. Irak Kürdistanı Başkanı Mesud Barzani'nin son açıklamaları bu endişelerin yatışmasına katkı sağladı; Barzani Iraklı Kürtlerin kaderlerini, iktidarın ve doğal kaynakların kontrolünün merkezsizleştirildiği demokratik federal bir Irak'ta gördüğünü teyit ediyor. 1990'larda Ankara Kürt nüfusunun varlığını kabul etmiyor, onlara 'dağ Türk'ü' diyordu. Sıkıyönetim ilan edip, ülkenin güneydoğusunu mahveden bir yakıp yıkma politikası başlatmıştı. Ancak son dönemde daha uzlaşmacı bir yaklaşım benimsedi.

PKK sorununda ilerleme şart
Erdoğan hükümeti güvenliği sağlarken kültürel hakları genişletti ve Kürt bölgelerindeki hizmetlere önemli yatırımlar yaptı. Türkiye'deki pişmanlık yasasına dayanarak, bir tür PKK affının imkânlarını da yoklamaya girişti. Kürt Bölgesel Yönetimi'ne de nakit akışının, silah tedarikinin ve örgütün lojistiğinin üzerine daha sert biçimde gidilmesi için baskı yapıyor.

Türkiye ve Irak Kürdistan'ının çıkarları şu an kesişiyor, fakat işbirliği iki tarafın temel çıkarlarını uzlaştırmadığı sürece sekteye uğrayabilir. PKK sorununda ilerleme kaydedilmeksizin, iki taraf da bugünün olumlu eğilimlerinden sağlanacak faydaları tam anlamıyla idrak edeme- yecektir. (Washington Amerikan Üniversitesi'nde İhtilaf Önleme ve Barış İnşa Etme Programı direktörü, 10 Kasım 2009)

Kaynak: Radikal