"Kürt açılımı" nedeniyle yapılan tartışmaların seviyesine bakarak bir arada yaşamanın tarihteki en muhteşem tecrübesini ortaya koyan bir kültürün çocukları olduğumuza kim inanabilir? Farklı dillere bile tahammül edemeyen, köy isimlerini bile değiştiren 'zihniyet ve vicdan küçülmesi'nin bu tecrübe ile izahı mümkün değil. Bu nedenle "Kürt açılımı, demokratik açılım" modelleri etrafında yürütülen tartışmalar hatırasız ve hafızasız, içe kıvrık bir topluma özgü içeriksiz, ufuksuz en önemlisi vicdani duyarlılığını yitirmiş bir körlük sergiliyor. Muhafazakar gazeteler dahil nerdeyse tüm basının sevinç gösterisiyle ön sayfadan (bir kısmı manşetten) yayınladığı haber Kürt açılımı adına farklılığa övgü düzenlerin aslında nasıl 'tek tip bir hayatı' dayattıklarını deşifre eden az bulunur örnekti. Munzur Çayı kenarında serinleyen vatandaşlar (haber dilinde bölge sakinleri) Akdeniz sahillerini aratmayacak bir görüntü sergilemiş. Tüm gazetelerde, terörün bitmesiyle bölgeye gelen huzur ve güven ortamının bir göstergesi olarak sunulmuş haber. Artık bölgede yaşayan halk da "normal vatandaşlar" gibi, Munzur Çayı'na girip bikinileriyle, kadın erkek bir arada plaj keyfini yaşamaya başlamışlar. Bodruma gitme ihtiyacı hissetmiyorlarmış artık. Munzur ile Bodrum arasında kurulan ilişkinin çağrışımı bile haberin kurgusundaki bilinçaltının habercisi… YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN