DOĞALGAZ Azerbaycan'dan çıkıyor, Ermenistan'a uğramadan Gürcistan'a giriyor, oradan Türkiye'ye... Türkiye'den Yunanistan'a... Sonra İtalya'ya kadar uzanacak.
İlk iki yılda Yunanistan'a 250 milyon metreküp gaz sevkiyatı yapılacak.
Ermenistan'ın başındaki Taşnakçı Koçaryan'ın aptallığını görüyor musunuz?! Karabağ'ı işgal ederek, Türkiye'ye düşmanlık kusarak sergilediği etnik milliyetçilik, zavallı Ermenistan halkını hem petrol hem doğalgaz hatlarının dışında bıraktı, sefalete mahkûm etti!
Türkiye bir de hava sahasını tamamen kapatsa nefes alamayacaklar!
Halbuki çağımız hem yatırım ve teknoloji bakımından, hem doğal kaynaklar bakımından milletlerin birbirine açıldığı, birbirine bağlandığı, ancak bu yolla ekonomik ve sosyal gelişmenin sağlandığı bir çağdır!
Türk-Azeri kardeşliği gönüllerden öteye boru hatlarıyla perçinleniyor.

Yunan düşman mı?!
Peki, Yunanistan'la aramızda siyasi bir gerilim çıkarsa! İyi ama doğalgazın vanası bizde! Yunanistan, Türkiye'yi vanaları kapatmaya zorlayacak kadar bir gerilimi tırmandırmayı göze alabilir mi?!
Aynı şekilde Türkiye, siyasi bir sorundan dolayı vanaları kapatmayı göze alabilir mi?! Öyle bir durumda Türkiye siyasi ve iktisadi taahhütlerine güvenilmeyen bir ülke haline gelir!
Turizm, sermaye hareketleri ve şimdi de doğalgaz... Bu ilişkiler büyüdükçe, Türkiye ve Yunanistan öyle bir noktaya geliyor ki, ortak çıkarları, çatışan çıkarlarından daha büyük!
Ege'de ve Kıbrıs'ta anlaşamıyoruz... Ama siyasi ve ekonomik ilişkilerimiz gelişiyor. Duygularda dostluk hissi de kendini gösteriyor artık.
İşte küreselleşme bu: Ülkeler arası ekonomik ilişkiler o kadar gelişiyor ki, ülkeler birbirinden kopamıyor!
"Ulusalcı"lar ne der bilmem! Ama Atatürk, Balkanlar'da sınırların kalkacağı günlerin gelebileceğini söylemişti! Hatta İkinci Balkan Konferansı'nda yaptığı konuşmada, Balkan halklarıyla Türklerin uzak cetlerinin aynı ırktan geldiğini bile söylemişti! Tabii o zamanki Güneş Dil teorisi gibi coşkulu ama içi boş kurguların etkisiyle...
Fakat ırk birliği veya farkı önemli değildir. Önemli olan, Türkiye'de ulus devleti kuran liderin uluslararası ilişkilere bu kadar açık olmasıdır.

Dışa açılmak
Tarihte de ülkelerin refahı ticaret yollarına bağlıydı. Osmanlı ekonomisi de Ceneviz ve Venedik ekonomileri de Akdeniz ticaretine dayanıyordu. Osmanlı'da bu sebeple geniş bir kredi ve para vakıfları ağı oluşmuş, Şeyhülislam Ebussuud Efendi sınırlı bir faizi meşru sayan fetvalar vermişti!
Dünya ticareti okyanuslara kayınca hem 'muhteşem' Osmanlı hem Rönesans'ın beşiği İtalya geriledi... Okyanus ticareti yapan Batı Avrupa ülkeleri öne geçti, sanayi devrimi böyle oluştu.
Çağımızda Türkiye'nin büyük geleceğinin inşasında "piyasa ekonomisi", "dışa açık büyüme" ve "enerji koridoru" siyasetleri büyük rol oynayacaktır.
Dünyayla yüz milyarlarca dolarlık ticaret, turizm, yatırım, sermaye ve enerji ağları...
Bunun hukuk tarafı, hukuk sistemimizi uluslararası standartlara uyarlamayı gerektiriyor.
Rejim tarafı olgunlaşmış bir demokrasiyi gerektiriyor.
En önemlisi, kafa tarafıdır; dünyaya açık bir kafa gerektiriyor.

Kaynak: Milliyet