Çarşamba günü İstinye'deki saldırı neydi? Kimine göre bir süre önce gerçekleşen El Kaide operasyonuna misilleme idi. Kimine göre Afganistan'da El Kaide saflarında savaşan ve beş gün önce ABD birliklerinin saldırısı sonucu ölen Bitlisli Abdülfettah'ın intikamını alma girişimi idi.


İntikamı alma girişimi idi çünkü saldırganlardan Erkan Kargın da Abdül fettah gibi 1982 yılında Bitlis doğumluydu...

Bir yaz sabahı günahsız insanları öldürmeyi ve ölmeyi yeğleyen bu kanlı saldırganlığın hayat hikáyelerini yeniden gözden geçirdim...

Birbiriyle çelişen çeşitli iddiaları da içeren bir sürü haberi tarayarak şu sonuçlara vardım:

En yaşlıları 26 yaşındaki Bitlisli Erkan Kargın'dı... Kargın'ın ailesi, 20 yıl önce İstanbul'a göç etmişti.

Şimdi ise Küçükçekmece'de oturmaktaydı.

Babası ise yedi yıl önce ölmüştü.

Kargın, bir süre önce El Kaide kampında eğitim görmüş, Birçok kez Afganistan'a giriş çıkış yapmıştı. İBDA-C davasından iki yıl hapiste kalmış, Ayrıca, hırsızlık suçundan da sabıkası vardı. Üzerlerinde 200'den fazla kurşun bulunan saldırganlardan biri olan Kargın'ın cebinden küçük bir Kuran-Kerim çıktı...

H H H

Diğer saldırgan ise Bülent Çınar'dı...

Onlar da 10 yıl önce Iğdır'dan İstanbul'a göçmüşlerdi. Aile şimdi Bayrampaşa'da oturuyordu. Altı kardeştiler...

Babası işsizdi...

Çınar, dokuz ay önce askerden dönmüştü.

Çalıştığı markette yatıp kalkıyordu.

Bülent Çınar da Erkan Kargın gibi adi suçtan sabıkalıydı.

Vurulduğunda ceplerinden üzerinde Arapça yazılar olan bezler çıkmıştı...

H H H

Üçüncü saldırgan ise gene Bitlis doğumlu 20 yaşındaki Raif Topcıl'dı. Raif Topcıl'ın evi Bülent Çınar'ın evi ile karşı karşıya...

Ailesi Raif'i Bülent'in kandırdığını iddia ediyordu. 20 yaşındaki Raif'in de üzerinden Arapça yazılar olan bezler çıkmıştı.

H H H

Ceplerinde Kuran ve Arapça yazılı bezler...

Ellerinde de silahlar, kurşunlar ve şarjörlerle katliama girişen bu üçlünün öldürdüğü aşağı yukarı kendi yaşlarındaki şehit polis memurlarından Erdal Öztaş ise 28 yaşındaydı...

Bir yıllık evli ve iki yıllık da polis memuruydu. Ailesi Çorum'un Ortaköy ilçesinde oturuyordu. Nitekim sekiz aylık hamile eşini geçen ay ailesinin yanına bırakıp İstanbul'a yeni dönmüştü.

H H H

24 yaşındaki Nedim Çalık ise Polis Meslek Eğitim Merkezi'nden mezundu. Rizeliydi... Geçen yıl babasını kaybetmişti. O da iki yıllık polisti. Sarıyer'deki İstinye Polis Merkezi ilk görev yeriydi. İstinye Polis Merkezi'nden de ABD İstanbul Başkonsoloğu'ndaki görevine verilmişti.

H H H

21 yaşındaki Mehmet Önder Saçmalıoğlu, henüz 14 günlük polisti.

Polis Meslek Yüksek Okulu'ndan yeni mezun olmuştu.

Trafik çekicisinden inip, iki teröristi peş peşe vuran oydu.

Ne yazık ki kendi de ağır yaralanmıştı.

Gazeteler, olay yerine gelen ilk ambulansa bindirilirken Kelime-i Şahadet getirdiğini yazıyordu. Ama kurtarılamamıştı.

H H H

Aşağı yukarı aynı sosyal sınıflardan gelip aynı yaşam çizgilerine sahip bu gencecik insanların böyle kanlı bir katliamın faili ve mağduru olmalarının örgütsel sorumluluğunu taşıdığı iddia edilen El Kaide'yi özgür ansiklopedi şöyle tanımlamakta:

'El Kaide, 1988 yılında, Usame Bin Ladin tarafından Sovyet birlikleri ile savaşmak amacıyla, soğuk savaş döneminde Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgal edebileceği öngörüsü üzerine, Amerikan destekli ve CIA Operation Cyclone programı adında bir çalışma sonucu kurulmuştur.

Sovyet işgali sırasında Afgan topraklarını koruyan fakat Soğuk Savaş sonrasında yüksek gücüyle denetimsiz kalan El-Kaide terörist faaliyetlere girişerek kendisine ana felsefe olarak İsrail'in yok olması ve Müslüman ülkelerde halifelik inancı altında büyük bir devlet kurma inancını benimsemiştir. El-Kaide Dünya üzerinde birçok terörist eylemden dolaylı veya direkt sorumlu tutulan silahlı bir terör örgütüdür.

Liderliğini Usame Bin Ladin'in yürüttüğü düşünülen bu örgüt dünyanın birçok ülkelerine yayılmış çok sayıda hücrelerden oluşmaktadır. Bu örgütün sorumluluğunu üstlendiği 11 Eylül 2001 Saldırıları dünyanın en büyük terör saldırı eylemi olarak tarihe geçmiştir.'

H H H

Yaşama tutunmakta zorlanan kırsal kökenli ailelerin çaresiz çocuklarına aynı anda 'Kuran' ve 'kurşun' vererek Müslüman'ın Müslüman'ı katletmesine olanak veren bir anlayış, nasıl oluyor da bunca kararttığı yaşama rağmen hala Müslüman coğrafyada yaşamını karartacak onca gencecik insanı bulabiliyor, bunu doğrusu anlayamıyorum.

Bu bağlamda anlayamadığım bir başka soru da insanı en yüce değer sayan Müslümanlığın seyir defteri nasıl oldu da Şeyh Galip'den El Kaide'ye yuvarlanıverdi.

Kaynak: Star