Lafı ustalıkla dolandıran Vladimir Putin Ukrayna krizinde bu sefer de inisiyatifi ele aldı. 21. yüzyıl başında vuku bulan küçük çaplı soğuk savaşa imzasını atıyor.
Putin 7 Mayıs’ta söylemini değiştirdi. Tutum değişikliğine ilişkin yatıştırıcı açıklamalar yaptı. En azından konuşmaları böyle. Ukrayna’nın doğusundaki Rus yanlısı ayrılıkçılardan 11 Mayıs’ta karara bağlanan kendi kaderini tayin referandumunun öne çıkarılmasını talep etti. Sınıra yığılmış kırk bin askerin geri çekileceğine dair söz verdi.
Belki de en önemlisi, “faşist bir cunta” olarak addettiği Kiev hükümetiyle görüşmeyi bırakmış olmasıydı Putin’in. Şimdiye kadar, Kiev otoritelerinin beklentileri doğrultusunda, 25 Mayıs’ta yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı seçimini “saçma” bulduğu için, öngörülen oylamanın “doğru yönde olmadığını” ifade ediyor.
Şimdiye kadar takındığı radikal tutuma zıt bir şekilde, müzakere olasılığı açısından, laf düzeyinde de olsa, umut verici bir söylem. Olumlu karşılanabilir. Her geçen gün, iki kamp (doğu ve güney doğudaki Rus yanlılarıyla Kiev hükümetine bağlı güçler) arasındaki çatışmalar soğuk savaş zemininin dışına sürükleniyor.
Bölge halen hareketli. ABD ve NATO, Rus askerlerinin Ukrayna sınırından çekildiğine dair hiçbir açıklama yapmadılar şu an için. Şu anda ülkenin doğusuna saldırmaya hazırlanıyor olabilirler.
Çarşamba günkü rahatlatıcı tutumunun ardından, 9 Mayıs’ta, çok çabuk bir çifte ziyaret planı, provokasyon gibi, Putin’e dayandırılıyordu bazı kaynaklar tarafından: Biri Ukrayna’ya bağlı olan Kırım’a (hukuken), diğeri Moldavya’nın parçası olan ve Rus güçlerin konuşlandırıldığı Transnistra’ya… Hem güvence hem bastırma sinyali vermek, ne ala.
Sırada 25 Mayıs’taki seçim problemi var. Eski başkan Viktor Yanukoviç’in kaçışından hemen sonra Parlamento tarafından onaylanan bu seçimler Kiev yönetiminin meşruiyetini güçlendirmesi açısından son derece önemli.
Putin bununla mutabık görünüyor. Fakat oldukça örtülü açıklamalarını iyi ayırt etmek için, özellikle doğu bölgelerine geniş bir otonomi sağlayacak olan federalizminin ana hatlarını peşinen ortaya koyan Kiev’i anlamak gerekir.
Başka bir deyişle Rusya, ülkeyi gayri merkezi bir yapıya götürecek güvenceleri (Rus yanlısı ayrılıkçılar konusunda) formüle etmesi için Kiev’e iki hafta mühlet veriyor.
Neden omasın? Fakat bunun için evvela ayrılıkçıların silahlarını bırakmaları lazım. Buna karşın, Kiev otoriteleri doğudaki şehirleri güç kullanarak yeniden ele geçirmeye yönelik cılız girişimlerinden vazgeçebilirler.
Kremlin sözcüsü, kesin bir dille, Rus yanlısı ayrılıkçılar üzerinde etkiye sahip olmadıklarını söylüyor. Doğru olmadığı açık. Kremlin doğudaki isyancılardan rehin aldıkları AGİT arabulucularını serbest bırakmalarını, ağırdan alarak, talep ettiğinde yapılan buydu.
Aslında Putin tutumunu değiştirmeye yönelten nedenler ( belki ekonomik ambargoların uygulanmasına ilişkin korkusu) o kadar da önemli değil. Sözünü şu anda ciddiye almak gerekiyor. Ve icabını talep etmek.
Le Monde, Başyazı,10.05.2014
Dünya Bülteni için tercüme eden: Muhsin korkut