Neoconlar ve liberal müdahaleciler Obama’yı, Libya'yı ucuşa yasak bölge ilan etmesi konusunda, orada Amerika’nın çıkarları olmamasına rağmen baskı altına alıp zorladılar.

Dünya liderleri ve dış politika uzmanlarını birbirine düşürmek için gerçek veya gerçek dışı  yaratılmış bir dış politika krizinden daha iyi bir şey olamaz. Nükleer silahların dışarıya ticareti: Sahte analojiler ve arsız ikiyüzlülükler. Libyada üretilen kriz bir başkanlık krizidir. Hiçbir yabancı devletin Libyada tehlikede olan hayati bir çıkarı söz konusu değildir. Bu oldukça garip ve izole topraklar üzerinde meydana gelen olaylar oldukça çalkantılı bir durumda olan Ortadogu üzerinde bazı etkileri vardır. Ayrıca şunu da göz ardı etmemek gerekir, dünyanın başka yerlerinde bundan çok daha dehşet verici çok daha kötü insani durumlar da söz konusudur.  ABD deki muhafazakarlar ve liberal müdahaleciler başka bir Amerikan başkanını da bu durumun tersi söz konusu gibi hareket ederek tuzağa düşürmüşlerdir.

Bir kere “katliam” ve “soykırım” gibi bu iki korkunç kelime dışa vurulmaya başladımı basın çılgına dönmeye başlar. Daha sonra koro Amerikan başkanını vicdansızlıkla, eylemsizlikle ve meydana gelen ölümlerden sorumlu tutmaya başlar. Beyaz Sarayın sağ duyusu deliliğe dönüşmeye başlar. Ne başkan Obamanın nede onun İlgiltere ve Fransadaki koalisyon ortaklarının Libya için tutarlı bir hedef ifade edememelerinin sebebi, onların hiçbirinin orada  olup bitenle ilgili, hiçbir ortak çıkarlarının olmayışıdır.  Ne zamanki bir milletin çok net bir çıkarı söz konusu ise, işte o zaman bir savaş ilan edebilir. Hepsi sadece kendi içlerindeki söylemler ile bu duruma geldiler.

Drama, liderler ve düşünürler iyi bir şeyler yapmalıyız hissine kapıldıkları zaman başlar. Bazen ölü sayısı yüzbinlere ulaşsa bile; cinayeteri görmezden gelebiliryorlar, Ruanda ve Kongo da oldugu gibi. Diger zamanlarda ölü sayısı yüzlerle ifade ediliyorken, Libya’daki gibi ve ölümlere neden olan kişi onlar tarafından sevilmemesi için birçok geçerli sebebi olan bir kişidir ve bu böylelikle içlerinden iyilik yapacakları gelir. Dayanılmaz Senatör üçlüsü, John McCain, John Kerry ve Lindsay Graham ve onların dış politika muadilerinin bir eseridir bu.

Müdahalecilerin tüm istegi daha fazla kan dökülmesini sağlayarak ABD’nin müdahalesinin ne kadar doğru bir hareket oldugunu kanıtlamaktır.Bu durumdan sonra, düşünmek için zaman yok derler hep. İsyancıların kim olduğunu öğrenmeyin. Başka kimin yardım edecegi konusunda endişelenmeyin. Sadece yapın onu !.  Libya konusundaki eylem çağrısı “uçuşa yasaklı bölge” ilan edilmesiydi. Bunun kanserin tedavisi olabilecek bir hapmış gibi gösterip konuştular. Bunu ilk önerdikleri anda, isyancılar savaşı kazanıyorlardı ve Albay Muammer Kaddafi uçaklar ve tanklar ile misillemeler yapmaya başlamıştı.  Arap Birligi veya Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinden kendisine karşı henüz bir karar alınmış değildi fakat müdahaleciler biran önce ona karşı harekete geçilmesi için savaş çığlıkları atmaya başlamışlardı bile. Bu onay çıkmadan ve öncesinde bu kara propaganda yapılmadan Batılı ülkelerin Libya üzerine bomba yağdırması durumunda meydana gelebilecek tepkileri düşünün.

Kimse kendini, Kaddafi uçaklarının uçuşlarının engellenmesi ile oradaki sivillerin hayatlarının kurtaracagı hususunda kendini aldatmamalıydı. Bunu yapmanın tek yolu Kaddafinin kara kuvvetlerini, tank ve topçu birliklerini hedef alacak ve etkisiz hale getirecek bir harekat sonucu mümkün oldugunu herkes biliyordu. Buna rağmen orayı uçuşa yasaklı bölge ilan etmek sadece sembolik bir hareket olurdu.  Bunun sonucunda Kaddafinin saldırılarını durdurmakta başarısız olununca, yer hedeflerinin vurulması konusunda güçlü sesler yükselmeye başladı ve son birkaç günde de olduğu gibi bu hayata geçirilmeye başlandı. Eger amaç gerçekten Kaddafinin kendi halkını ve insanlarını öldürmesini engellemek olsaydı  kara kuvvetlerini ve ona bağlı güçleri vurmaktan başka bir şans olmadığını herkes biliyordu.

Başkan Obama ve O’nun Fransa ve İngilteredeki kualisyon ortaklarının Libya için tutarlı bir hedef ifade etmemelerinin tek sebebi orada hiçbirisinin hayati bir çıkarının sözkonusu olmayışıdır.

Fakat bu gerçeği ortalıktan silip atmak gittikçe zorlaşıyor, özellikle “uçuşa yasaklı bölge” ve “şimdi harekete geçelim” gibi Shakespeare’in yüceltilerek referans gösterildiği sloganlar yükseldikçe. Örnegin, Bard hafızası yıpranmış  olan müdahalecilerin kendilerini eylem adamı Macbeth ile karşılaştırmaları cazip olabilir, ve Obama da kendinden şüphesi olan ve gecikme adamı Hamlet olarak düşünülebilir. Macbeth’in kralı öldürürkenki sözünü hatırlayın:” "If it were done when 'tis done, then 'twere well/ It were done quickly." (Eger her şey onu yapmak ile sona erecek olsaydı, bu hiç zaman kaybedilmeden çabucak yapılmalıydı). Bu yüzden Macbeth hançerini kaptı ve kralı oracıkta öldürdü. Ve çocuğun bu çabuk davranışı mükemmel sonuçlar doğurdu. Krallık köklerine kadar sarsıldı,  karısı bu suçluluk ile çılgına döndü, ve tahmin edilebileceği gibi,  daha haklı başka bir mirasçı tarafından  öldürüldü.  Ve Macbeth’in zorlu karar aşaması sürekli övgü alıyordu, bu yüzden Hamlet onun kararsızlıgı ve tereddütü oluşu yüzünden bir kenera itiliyordu.  Hamlet’in ünlü kararsızlığının kendisini öldürüp öldürmemesi konusunda olduğunu unutmamak gerek  (“Olmak ya da olmamak”) ve asıl meselenin onun annesini ve babasını öldürmüş olan kraldan intikam almak olmadığını da.  Ama bugunkü dış politika uzmanlarına göre, Hamlet affedilmez bir günah işlemiştir.  O babasının yeni kral tarafından öldürüldüğü konusunda bir kanıt bekleyip durdu.  Böylece, yeni kralın suçlu olduğunu orayat çıkarmak için oyun içinde oyun oynuyordu. Diğer bir deyiş ile Hamlet modern Amerikan dış politikasını ilk ihlal eden kişi oluyordu.  O kesin kanıtlar aradı, tarihsel analojiler  politikaya çok zararlar verir. Böylece kaçınılmaz olarak, mevcut krizi andıran oyun sürer gider. Dış politika uzmanları Libya’yı Bosna, Pön Savaşları, Irak, Kosova, gibi diğerlerine benzetmekte acele ettiler. Örnegin, Libya ya uygulanan uçuşa yasaklı bölge uygulamasının Irak ve Bosnaya uygulandıgınıda düşünün.  Arazi şartları, kültürler, liderler, halklar  ve bu gibi durumların birçok elementi birbirinden çok farklı olabilr  Mesele sadece Amerikan savaş uçaklarını oraya buraya yollayıp aynı sonuçları beklemek degil. ABD’nin Körfez savaşından sonra Kürdüstan üzerinde uyguladıgı uçuşa yasaklı bölge uygulaması işine yaramıştı. Fakat Irak’ın Şii güney kesiminde ilan ettigi yasaklı bölgeden bahsediyrouz. Bunun  nedeni ABD hükümetinin uçuş yasağının sadece sabit kanatlı uçaklar için olduğu ve helikopterlere uygulanmadığından ötürü idi. Saddam Hüseyin’in güneydeki isyanı bastırmak için kullandıkları şeyler tanklar, helikopterler ve kara birlikleri idi. İşte aynı şekilde ilan edilecek bir sabit kanatlı uçaklar için uçuş yasağı Libya da da aynı sonucu doğuracaktı. Çünkü Kaddafinin asli  gücü  helikopterler, tanklar ve askerlerdi, uçuş yasağının ilan edilmesinin çok fazla bir önemi ve değeri olmayacaktı. Eger hedef sivilleri korumak idiyse, askeri hedeflerin tümünün vurulması dışında bir seçenek yoktur.

Böylelikle nihayi ikiyüzlülük geliyor-bunun çok büyük bir günah oldugunu dair bir ses yükseliyor ve bu durumun ancak bir başkası tarafından kontrol altına alınabileceği  söylemi ortaya atılmış bulunuyor. Arap Birliğinin uçuşa yasaklı bölge ilan edilmesi hususundaki kararından sonra Batının neşesini hatırlıyormusunuz?   Dış politika uzmanları Arapların pelerinlerini bir kenera bırakıp nefret edilen batıdan bu konuda yardım istediklerini görup hemen bir tepki verdiler.  Gerçekte ise onlar sadece “Bunu siz yapın” diyorlardı böylece o kahraman söylemleri ile bilinen  Araplar için bu durum hiçde sürpriz olmadı.  Şimdiye kadar görünen o ki Arapların Libyadaki “özgürlük savaşçılarına” olan desteği sadece  silah yardımı yapan Mısır ve  Libya üzerinde uçan dört Katar jeti (mumkün olan en hızlı şekide uçan) ile sınırlı kalacakmış gibi görünüyor,  Batılılar  Arap Birliği Başkanı Amr Musa nın onlara Pazar günü görüşlerini direk olarak ifade etmesini tam olarak anlayabilmiş degiller.  Amr Musa uçuşa yasaklı bölge operasyonlarında Batılı şeytanları sivilleri öldürdüğü için eleştirmişti. Görünüşe göre, Lig etkili bir uçuşa yasaklı bölge uygulasının sadece uçurtma uçurtmaktan ibaret-çok güzel bir şey olduğunu ve kimsenin burnunun bile kanamayacağı bir uygulama olacagını düşünüyordu. Batılılar, Arap Liginin uçuşa yasaklı bölge taleplerinin Kaddafinin Libyalı sivilleri öldürmesinin  engellenmesi için olduğu konusunda kafalarının karışmış olmsı ve hatta buna inanmış olmaları gerek.  Görünüşe göre, sadece bazı Arapların diger bazı Arapları öldürmesine izin verilmektedir, bu durumda, Araplar ilk etapta Araplar Libya semalarında ilk önce kendi uçaklarını uçurup Kaddafiye dur demeliydiler ki bu benim en başından beri savunmuş olduğum ve halende savunduğum fikirdir.

Başkan Obama başlangıçta Kaddafi gitmek zorunda diyordu. Bunu söylerken belki kendi isteğiyle veya kendi insanları tarafından devrilmesi gerektiği kastetmişti fakat buna bir açıklık getirmedi.  Daha sonra sert ve sinirli bir şekilde silahlı bir operasyon talep etmeye başladı. Daha sonra  Arap Ligi ve BM’nin kararlarını bekledi, ve çirkin fikirbirliğinin üzerine Amerikanın aşırı arzulu  ve istekli müttefikleri Fransız ve İngilizler bunun kendilerinin sorumluluğu olduğunu varsayarak birkaç gün içinde Libya ya askeri harekatı başlattılar. Dua edinki Obama Amerikayı sadece destekleyici konumda tuttu ve bu role sadık kaldı. Dua edinki  O bu olaylar ile veya iki yüzlü dünya liderleri ve dış politika uzmanları tarafından Libyadaki  bu derin yılan çukuruna daha fazla çekilmedi.

Kaynak: The Dailybeast

Dünya Bülteni için çeviren: Gülsüm İncekaya