İnsan belli bir yaşın üzerine çıktı mı, takvim yapraklarının daha çabuk koptuğunu fark ediyor; ama 2008, genç-yaşlı hepimizin bir an önce sona ermesini gönülden arzu ettiğimiz yıl oldu... Kötü başladı, iyimserliği yok eden bir biçimde gelişti ve başladığından daha da kötü sona eriyor.

O halde ilk gününe ayak bastığımız 2009'dan biraz daha fazla umutlanabiliriz.

'Yıl' dediğimiz herbiri diğerine eşit 365 günden oluşan bir zaman dilimi; onun içini iyi veya kötü olarak biz insanlar dolduruyoruz. Tek tek fertler için iyi geçtiği halde ülkeler için kötü geçen, ya da bir fert veya ülke için iyi iken, diğer fert veya ülke için kötü sayılabilecek yıllar var.

2008, doğudan batıya güneyden kuzeye hemen herkes ve her ülke için en azından 'iyi' denmeyecek bir yıl oldu. Doğal âfetler, küresel kriz, savaşlar, kavgalar ve gürültülerle dolu bir yıl... Züğürdün tek tesellisi zenginleri ve güçlüleri daha fazla vuran bir yıl oluşuydu 2008'in; İsrail kalkıp da Gazze'deki sivil hedefleri vurmasaydı...

Aslına bakılırsa bir yılı 'iyi' ya da 'kötü' yapan onu yaşayan insanlar...

Dünyaya bakalım: Küresel krizi tetikleyen 'türev piyasası' birkaç açgözlünün başlattığı Con Ahmet'in devr-i dâim makinasıydı; onlara bütün açgözlüler katılınca hep birlikte şişirdikleri balon yılın son aylarında patlayıverdi. Fâilleri açgözlü, kurbanları onlardan daha açgözlü bir kandırmaca çarkıydı patlayan... Yüzümüze tuttuğu ayna, insanoğlunun bencilleşince çirkinleştiğini de göstermeye yaradı; eğer bir işe yaradıysa...

Bizde de öyle: Ak Parti kapatılma davasıyla başladı 'kötü' 2008 yılı... Bir-iki gazetenin çarpıttığı haberler ve o haberlere eşlik eden yorumlardan etkilenen bir devlet görevlisi birkaç ay önce halkın yarısının oyunu almış bir siyasi partiyi devre dışı bırakmak için hareketleniverdi. Çağdaş yeni bir anayasa beklentilerini de, demokrasinin kanallarının açılmasına dair umutları da yok ediverdi o hareketlilik...

Kötü bir yıldı 2008, çok şükür geride kaldı.

Peki, 2009 nasıl bir yıl olacak? Gönül, bu soruya, iç açıcı, ferahlatıcı bir cevap verebilmeyi çok arzuluyor; daha pek çok şeyi arzuladığı gibi... Nasıl pek çok arzumuz yerine gelmiyorsa, 2009'un parlak bir yıl olması arzumuz da boş çıkabilir...

"Yılı iyi veya kötü yapan biziz, insanlar" dediğimizi zihin not defterine kaydettiyseniz, 2009'un beklenenden olumlu geçmesinin bizim elimizde olduğunu da fark edersiniz. Kazanımlarımızı feda etmemek, daha iyisini istemek, yanlışlıkların boy atmasına izin vermemek, iyinin hakimiyeti için kararlılık göstermek... Bunları yerine getirebilirsek, 2009, kendimiz, ülkemiz ve dünya için en güzel yıllardan birine dönüşebilir.

Belli yaşın üzerindekiler için takvimin sayfaları çok hızlı değişiyor. Takvim yapraklarını hızlı çeviren yaş diliminde olanlardansanız göz açıp kapayana dek geçecek bir yıl önümüzdeki; kendinizi onun ellerine bıraktığınızda bir bakmışsınız sonuna yaklaşmışsınız bile... "Gençlik başımda duman" şarkısını söyleyenlerdenseniz, önünüzde her bir sayfasına adınızı yazdırabileceğiniz koskoca 365 gün bulunuyor...

İster kısa, ister uzun olsun 2009, sizin yılınız olsun... Şahsınızın, ailenizin, ülkenizin, içinde yaşadığınız dünyanın ve önem verdiğiniz değerlerinizin yılı...

Yeni Şafak