İyi günler! İsmim John Johson, Birleşik Devletler Dış İşleri Bakanlığında çalışıyorum. Irak'taki durumu ele alış biçiminizde bazı hatalar var. Durumu aydınlığa kavuşturmak istiyorum. 

ABD yönetimi, "fikirler savaşını" küresel ağın Rusya bölümündeki popüler internet siteleri, forumlar, chat odaları ve bloglara kadar genişletme kararı aldı. Bunu duyuran kişi, Kamu Diplomasisi ve Kamu İşlerinden Sorumlu Dış İşleri Bakanı Yardımcısı James Glassman'dı ve kastettiği, bakanlığın Sayısal Hizmet Timi'ydi (Digital Outreach Team). Program, Araplar, Afganlar ve İranlılar üzerinde test edileli çok oluyor. Bu programda çalışan özel yetiştirilmiş kişiler, başka ülkelerin web sitelerine girerek Amerikan siyaseti hakkında ortaya atılan efsaneleri çürütüyor ve insanları "gerçeklere dayalı belgelere havale ediyor."


Rus vatandaşlarıyla farklı forumlarda ve bloglarda ABD dâhil çeşitli konular hakkında konuşuyorum. Farklı meseleleri ele alıyoruz. Örneğin, Irak'taki savaş, Amerika'nın barış sever dış politikasının yeterince ikna edici bir resmi midir ya da bu izlenim, küçük çaplı ve muzaffer bir Pakistan kampanyasıyla güçlendirilmeli midir? Yahut: Demokrasiyi teşvik niçin dünya gezegeniyle sınırlıdır? Tartışma katılımcıları, ABD Dış İşleri Bakanlığı nezdinde nahoş sonuçlara ulaşıyorlar genelde. Sorun, forum ziyaretçilerinin hiçbirinin "gerçeklere dayalı belgelere" erişim imkanı olmamasından doğuyor muhakkak. Bir başka neden ise aramızda Dış İşleri Bakanlığı çalışanının olmaması. Aramızdakilerin en iyisi, olsa olsa  Amerikan büyükelçiliğinde otlakçılık yapma imtiyazına sahip "beşinci kol'dur."


Glassman, Sayısal Hizmet Timi üyelerinin, forumları ve blogları ziyaretlerinde, "kendilerini Dış İşleri Bakanlığı" çalışanı olarak tanıttıklarını kaydetti. Bunun niçin yaptıklarını anlaması doğrusu benim için çok zor. Vazifelerini yaparken kendilerini tanıtanlar, hani metro'da giderken sizden resmi evraklarınızı, kimliğinizi göstermenizi isteyen asayiş polisleri veya arabanızı durduran trafik polisleridir. Sızmaya çalışan Kazaklar, işin tabiatı gereği kendilerini ifşa etmemelidirler. Basit bir Rus öğrencisi veya mâli krizden dolayı ikramiyeleri tenkisâta uğramış pembe gömlekli bir yönetici numaralarına yatmaları gerekirdi. Geleneksel Rus gömleiği giymiş ve şans eseri internette"gerçeklere dayalı belgelere" rastgelmiş gündelik tipler olmalıydı. Kendini suçlayan bu dürüstlük olsa olsa Amerikan istihbarat teşkilatının geliştirdiği, müstakbel Dış İşleri Bakanlığı çalışanlarının anne sütünden ve mamadan alacakları bir serumla izah edilebilir. Fakat görünüşe bakılırsa Dış İşleri Bakanlığı Irak'ın kitle imha silahları hakkında yalan konuşmaları gerektiğinde bu serumun bir panzehirini de geliştirmiş.


Bir Forum yöneticisi olsaydım şimdi kaydedeceğime benzer mesajlarla ziyaretçileri (ve beni) düzenli bir şekilde ve bir sinek gibi rahatsız edenlerin IP adreslerini kendimi tutamaz yasaklardım: "İyi günler! İsmim John Johson, Birleşik Devletler Dış İşleri Bakanlığında çalışıyorum. Irak'taki durumu ele alış biçiminizde bazı hatalar var. Durumu aydınlığa kavuşturmak istiyorum. İşte Dış İşleri Bakanı  Condoleezza Rice'ın bir konuşmasının dökümü:...." Bu bilgi olağanüstü ilginç olsa bile, bir forum yöneticisi olarak, şirret bir seyyar satıcı veya istenmeyen pornografik iletiler gibi adamın kafasının eti yiyen bir sunum şeklinin beni çiğnediğini düşünerek öfkelenirdim. Dahası, Amerika'dan korkmaya meyilli forum ziyaretçilerinin, John Johnson'ın mesajını, "gerçeklere dayalı belgelerini" önyargıyla ve kendi görüşlerini teyid edecek bir içerik arayışıyla okuyacaklarından eminim. 


ABD Dış İşleri Bakanlığı, Amerikan dış politikası hakkında ortaya atılan efsânelerden endişe ediyor. Ne var ki "Fahrenheit 9/11" adlı film, Michael Moore, bir Amerikalı tarafından yapıldı. Ayrıca, Irak savaşı, Amerikalı siyasetçiler ve toplumun tanıdığı başka isimler tarafından da eleştiriliyor. Efsânelerden ve yanlış bilgilerden bahsetmiyoruz bilakis belirli bir fiilin makul yorumlarını gündeme getiriyoruz. Toplumumuza nüfuz eden efsâneler, Amerikan dış politikası hakkında değil bizzat Amerikalılar hakkındadır. Komedyen Mikail Zadornov'un yarı şaka yollu söylediklerinden biliyoruz ki Amerikalılar kafasız tiplerdir, onlara kıyasla Baron Munchausen misâli zehir gibi bir zekaya sahibiz ve her işin altından kalkarız. Amerikalılar şişman, hantaldırlar ve tüm günü televizyon karşısında ve koca koca hamburgerler, patates cipsleri yiyerek geçirirler; Amerikan hükümetinin hikmetinden sual olunmayacağına inanırlar. Rusların nükleer başlıklarla tepeden tırnağa silahlandığına, tüm yıl kulaklıklı şapkalar giydiklerine ve tasma takılı ayılarla yürüyüşe çıktıklarına inanırlar. Göz boyayıcı vatanperverlikleri, bizim, bayraklarımızı rep konserlerine kadar götürme şevkimize benzemez. Göz boyayıcı siyaseten doğrulukları, bizden farklı olan şeylere duyduğumuz samimi nefretimize benzemez. 


Asıl efsâne işte bu'dur. Doğrusu, Amerika'nın yönetici seçkinlerinin dış politikasına yönelik eleştirel bir yorumdan çok daha zararlı ve tehlikelidir. Bu nevi efsânelerin üstesinden gelmek çok daha zordur ve Amerikan Dış İşleri Bakanlığı ne yazık ki böyle bir vazife üstlenmeye çalışmıyor. Bunun yerine mahalli ve taktik sorunlarla ilgileniyor. Glassman'a göre "program iyi işliyor." Halbuki Araplar ve İranlılar üzerinde başarılı oldu diye hemen böyle söylememeliydi. Bizim üzerimizde başarılı olması muhtemel değildir.  Amerikalı vatandaşları üzerinde işlemiyor; Amerikalılar  ve "gerçeklere dayalı belgeler"  Dış İşleri Bakanlığının yanıbaşında nitekim. 


Dünya Bülteni için çeviren: Ertuğrul Aydın