İsrail'in son 12 saat içerisinde tıpkı 18 ay önce Gazze saldırısı sırasında yaptığı gibi haberleri karartabilmesi hayret vericidir; medya kurumlarımız, Gazze saldırısı sırasında İsrailli sözcülerin hiç karşı konulmadan bildiklerini okumalarına seve seve izin vermişlerdi.

İsrail'in yardım filosuna şafak vakti düzenlediği saldırıda kaç kişi hayatını kaybetti? Bilmiyoruz. Peki, kaç kişi yaralandı? Sizin tahmininiz benimkinden daha iyi olabilir. Yardım gönüllüleri silahlı mıydı? İsrail evet diyor. El Kaide ve Hamas'la ortaklıkları var mıydı? İsrail kesinlikle evet diyor. Askerler mâkul bir şekilde mi hareket ettiler? Elbette diyor İsrail, linç girişimiyle yüzyüze geldiler.

Batılı televizyon gazetecilerinin gücün stenografları olup olmadıkları hakkında delile ihtiyaç duysaydık, işte BBC, CNN ve diğerleri. Fazlasıyla ispat ediyorlar. Radyo dalgaları, İsrail propagandasının başı Mark Regev'e çalışıyor.

Gemideki yolcular İsrail tarafından rehin alındı ve haliyle olaylar hakkında alternatif bir değerlendirme sunamıyorlar. Sessizliğe mecbur edileceklerini tahmin edebiliriz ta ki İsrail, haber gündemini belirlediğinden emin olsun.

İsrail'in propaganda batağına saplanmadan evvel birkaç basit gerçeği yineleyelim

İsrail askerleri, bu gemiler uluslararası sulardayken uluslararası hukuku ihlal ederek baskın düzenlediler ve sivilleri öldürerek savaş suçu işlediler. İsrail komutanlarının karşıt savına göre askerleri, sivillerin an meselesi olan linç girişimine cevap verdiler. Bu sav, hak ettiği üzere yüksek sesle aşağılanarak reddedilmelidir.

Bu gemilerin güvertesine seçkin komando birliği indirilmesini İsrail hükümeti onayladı. Gemideki sivilleri etkisizleştirmek amacıyla komandoların ellerinde, direniş durumunda kalabalığı dağıtma amaçlı teçhizat değil de otomatik silahlar vardı. Karşılaşma hal ve vaziyeti her ne olursa olsun, İsrail, askerlerini göndermek ve gemideki bir bebek ve Holokost'tan sağ kurtulan bir kişi dâhil sivillerin hayatını pervasızca tehlikeye soktuğundan dolayı sorumlu tutulmalıdır.

İsrail'in Gazze sularını kendi sularıymış gibi kontrol hakkı yoktur, dolayısıyla da bu yoldan gelen yardım konvoylarını durdurma hakkı da yoktur. Böyle yaparak, Gazze'nin ve Gazze'nin 1.5 milyon sâkinin kavgacı, savaşa meyilli işgalcisi olduğunu ispatlamaktadır. Ve eğer bu Gazze'nin işgaliyse, o halde uluslararası hukuka göre İsrail, Gazze Şeridi sâkinlerinin refahından sorumludur. Abluka'nın dört yıldan beri Filistinlileri açlıktan kırdığına bakınca, İsrail, insanlığa karşı suç işlemekten dolayı çoktan sanık sandalyesini boylamış olmalıydı.

İsrail, ölümcül saldırılarını artık sadece işgal altındaki Filistinlere değil bizzat uluslararası câmiaya yöneltmiştir.


Liderlerimiz en nihayet harekete geçecekler mi?


Dünya Bülteni için çeviren: M. Alpaslan Balcı