Son aylarda Bağdat çevresinde kurulan kontrol noktaları etkili olmuştu.
Ayrıca birçoğunu Amerikan güçlerinin yönettiği askeri operasyonlar da intihar eylemlerini başarısız kılabilmişti.
Fakat Irak kısmen sakin geçen altı ayın ardından, nisanda güvenlik kazanımlarının ilk gerçek sınavını verdi. Bu ay yapılan 18 intihar eylemi arasında geçen perşembe ve cuma günleri gerçekleşenler güvenlik şartlarına yönelik en büyük tehditti.
Hiçbir tarafın patlamaların ve özellikle de cuma namazı sırasında İmam Musa Kazım türbesine giden iki kapıyı hedef alan çifte patlamanın sorumluluğunu üstlenmemesine rağmen, bu eylemler Kaide izleri taşıyor; zira Kaide lideri Ömer El Bağdadi'nin perşembe günü tutuklandı.
Irak ordu sözcüsü, türbe saldırısının Bağdadi'nin tutuklanmasına yanıt olduğu iddiasında haklıysa, bu durum Kaide'nin etkin karşılık verme gücü bulunduğu anlamına gelir. Nisan eylemlerinin mezhep şiddetini ateşlemeyi, Irak güçlerini zayıflatmayı ve hükümeti alçaltmayı hedeflediği herkesin malumu.
Fakat özellikle de türbe saldırısı 2006'nın felaket aylarında yaşananların tekrarlanacağına dair korku oluşturdu. O yıl Kaide'nin Samarra'daki türbe saldırısının ardından korkunç bir mezhepçi şiddet dalgası patlak vermişti ve saldırganlar türbenin hedef alınmasının muhtemel Şii misillemesini tetikleyeceğini çok iyi biliyordu. Ayrıca Mehdi Ordusu da dahil Şii aşırılar da, destekçilerinin intikam misillemesi beklediklerini biliyor.
Başbakan Nuri el Maliki bu saldırılara en çok öfkelenen kişi olabilir. Zira güvenlik kazanımlarının kaybolduğunu ve mezhepçi savaş hayaletinin yeniden belirdiğini görüyor. Maliki cuma saldırısına yol açan güvenlik çatlağını belirlemek için soruşturma açılması emri verdi.
Maliki Şii gruplarca yakılan içişleri bakanlığı binasını ziyaret etti. Bu gruplar birçok hükümet binasının çatısı altında işkence odaları oluşturmuştu. Başbakan, bakanlık yetkililerine polis çevrelerinde mezhepçi ve özel çıkarların hâlâ yer bulduğunu belirtti. Şiddet bir dönem özel sektörün bazı faaliyetlerine dönmesine izin verecek derecede düşse de, başka değişim kriterleri farklı hikâye anlatıyor. Mülteciler eve dönmek istiyor. Vatansever duygular hâlâ kâğıt üzerinde kalıyor ve mezhepçi-aşiretçi vesayetler baskın.
(Katar gazetesi Vatan, 26 Nisan 2009)
Kaynak: Radikal