İsmi tarihe geçecek önemli isimlerle aynı zamanı paylaşmak farklı bir duygu. Önemini sonradan kavradığımız bir ismin daha ölmeden önce dünyaya gelmiş olduğunu bildiğimizde varoluşumuza farklı bir anlam verdiği düşüncesine kapılmaktan alıkoyamayız kendimizi… Bazen de hüzün verir hayattayken gereğini kavrayamamış olmak. Hüzünlü Dönenceler'in sahibi Cloude Levi-Strauss'un ölüm haberini bir hastane koridorunda koştururken almak da böyle bir çağrışım yaptı. Antropolojide adeta paradigma değiştiren bir entelektüelin, alanında çığır açan çalışmaları üzerine çok az sayıda yazı yayınlandı. Emperyalizmin meşruiyet aracı olarak işlev gören antropolojide gerçekleştirdiği devrim niteliğinde çalışmaların önemi hakkında herkes hemfikir. Özellikle Yaban Düşünce başta olmak üzere Batı'nın ötekisi konumunda görülen "yabanlar" hakkında bilimsel gerçeklik adına ırkçı yaklaşımlara karşı tezlerinin altı çizilmeli. Batı-dışı toplumların, ilkel toplulukların medeniyet kurma yeteneğinden yoksunlukları, ilkellikleri üzerine kurulu antropolojik yaklaşıma karşı öncülük ettiği yapısalcı yaklaşımla Batı-dışı insan tipinin de uygar olabileceğini, gelişmemiş dolayısıyla ilkel sayılamayacağı tezini işledi. YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLATINIZ