Haber dünkü Hürriyet'in manşetin-deydi: "4'lü yemeğin perde arkası". Haberci Çilem Kaya ve Okan Konuralp'in yazdığına göre, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ile Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat Cuma akşamı Ankara'da akşam yemeğinde buluşmuşlar. Sayın Türk'ün davet sahibi olduğu yemeğe DTP milletvekilleri, Sırrı Sakık ve İbrahim Binici de katılmış.
Haberde, Sayın Fırat'ın yemeğe Başbakan Erdoğan'ın izniyle katıldığı yazılmış. Yazılmasa da, Sayın Fırat'ın böyle bir yemeğe gitmeden genel başkanına haber verdiğini, Başbakan'ın da yardımcısına, "bir dinle bakalım, sonra görüşürüz" dediğini tahmin
etmek zor değildir.
Sayın Türk'ün, yemeğe birlikte gideceği kişileri, DTP içindeki etkin eğilimleri dikkate alarak seçtiği açık. Kapatılma sürecinden kurtulamayan Kürt partileri bir türlü kurumlaşamamışlardır. DTP liderinin bu eksikliği, parti dışı ilişkilerinde parti içindeki akımlara gösterdiği saygıyla kapamaya çalıştığı anlaşılıyor. 
Gazeteciler bu yemekte konuşulanların tamamını habere yansıtamamışlardır. Zaten söylenenlerin neler olduğunu tahmin etmek zor değildir; Türk'ün söyleyebilecekleri bilindiği gibi; Fırat'ın da, söylenenler hakkında görüşlerini sonraki görüşmede bildireceğini söylemekten başka bir seçeneği olmadığı açıktır! Resmi açıklama yapsalardı; "Biz eski dostuz, birlikte özlem giderdik" benzeri şeyler söylerlerdi. 
Herhangi bir karar verilmemiş olması, bu toplantının siyasal önemini azaltmaz. Bana göre Cuma akşamki yemek, iktidar partisiyle Kürt partisinin ilk resmi teması olması özelliğiyle önemlidir. Hürriyet'in haberi, bu özelliği nedeniyle manşetine çektiğini sanıyorum.
Bu yemek toplantısının ertesinde, Cumartesi günü Başbakan'dan şunları işittik: 
"Artık Türkiye'nin kendi oyun planı var. ... Terör, Türkiye'yi Demokrasi ve özgürlük çizgisinden saptıramayacaktır. ... Terörle mücadeleyi milletimiz içinde hiçbir ayrışmaya yol açmadan yapacağız. Hiçbir ayrım yapmaksızın, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığında bir ve bütün olacağız. (Radikal, 19 Ekim)
Bu sözler, Kürt sorununun çözümünü planlamış bir iktidar sorumlusunun ilk işareti olabileceği gibi, hiçbir somut adım atmama kararını vermiş siyaset adamı tavrının göstergesi de olabilir!
Hepimiz Başbakan Erdoğan'ın beş yıldır, Kürt sorunu yolunda, bir ileri bir geri adım atarak yerinde saydığını biliyoruz!
Başbakan'ın bu ikircikli tutumuyla çok karşılaştığımdan, naklettiğim sözlerine sevinemiyorum. Deneyimim olmasa, Erdoğan'ın yukarıdaki sözlerini okuyunca; "eh nihayet doğru yola giriyoruz" derdim ama, bundan önceki ileri  geri adımlar beni ihtiyata sevk ediyor; inanmaya hazır beklemeyi daha gerçekçi buluyorum.
Gerçekten, çözüm "Hiçbir ayrım yapmaksızın, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığında bir ve bütün olacağız" niyetinin gereklerini yasalaştırmaktan ve o yasaları uygulamaktan ibarettir.

 

Kaynak: Radikal