İsrail bakanlar kurulunun Hizbullah'la esir değişimi anlaşmasını onaması sonrası duyduğumuz en güzel söz, İsrail başbakanının iki İsrail askerinin hayatta olmadığının kesinleşmesinin ardından yaptığı şu açıklamaydı: "İsrail öteki tarafta yapılacak kutlamalar göz önüne alındığında, aşağılanma hissine paralel bir üzüntü yaşayacak."
Evet bu direnişin işgalciye dayattığı aşağılanma. Tıpkı Lübnan'a Mayıs 2000 ve
Temmuz 2006'da veya Cenin kampıyla Gazze'ye dayattığı gibi... Haftalar boyu Hizbullah ve Hamas'la ayrı ayrı esir değişimi anlaşmalarıyla ilgili tartışmayı izledik. Bu bağlamda birçok düşünce ortaya atıldı. Bazıları askerlerini canlı ve ölü olarak düşmanın elinde bırakmayan 'büyük ve eşsiz Yahudi modeli'nden dem vururken, başkaları bu tutumu farklı okuyup, İsrail toplumunun ruhunu kaybettiğini ve düşmanın darbeleri karşısında yenilginin bu toplumu
kırılganlaştırdığını ifade ediyor.
İsrail'in pratikte ödediği bedel ağır görünmüyor. Ancak güç dengesizliğinden kaynaklanan küstahlığının yanı sıra Hizbullah'ın Semir Kıntar ve diğer Lübnanlı esirleri kurtarma vaatleri kendisini bu hale getirdi.
Hizbullah'ın şartlarının sınırlı olması ve Tel Aviv'in belirleyeceği küçük bir bir grubu
(yaklaşık 10 Filistinli'yi) içermesi, iki askerin hayatta olmadığı gerçeğine işaret ediyor.
Her ne olursa olsun Hizbullah sözünde durdu ve Kıntar'ı hapisten çıkardı. Şeba Çiftlikleri'nin geri alınmasıyla ilgili açıklamalar da, 'korkuyla kazandın' teorisiyle temsil edilen zaferin bir başka boyutunu gösteriyor. Yani, yenilmez ordunun bir başka yenilgisi anlamına geliyor. Bugün Lübnan'daki umutsuz bölünme esirlerin bırakılması için yapılan kutlamaları eksik kılacak. Ancak bu durum, kutlamanın Temmuz 2006 yenilgisinin ve
Gazze'de teslimiyet dayatmakta aciz kalmasının gölgesinde en kötü şartlarını yaşayan Siyonist projeyle çekişme bağlamındaki önemini azaltmayacak.
Bizi ilgilendiren nokta anlaşmanın, direniş seçeneğinin doğruluğunu, düşmanı geri adım
attırma ehliyetini göstermesidir. Kısacası, Siyonist düşman ve bölgedeki projesiyle çekişme turları yaşıyoruz. Son 20 yıl boyunca meydana gelen gelişmeler düşmanın gerilemekte, direniş projesininse ilerlemekte olduğunu gösterdi.

Kaynak: Radikal