Halep ve Gaziantep'teki önemli Suriye-Türkiye buluşması sevinç ve kutlamalara sahne oldu. Zira stratejik işbirliğinin ilk bakanlar toplantısı yapıldı. İki ülke ilişkilerinin birkaç yıldır belirli bir strateji çerçevesinde ilerlediği şüphesiz. Bu durum bir gazeteciyi şu soruyu yöneltmeye sevk etti:

"İlişkilerin ilerlemesinin 'stratejik işbirliği' adıyla sunulmasının gerekçesi nedir ve bu ilişkiler hangi noktaya kadar gidebilir?" İki ülkenin adımlarını derinleştirerek şekillendirdiği ilişkilerin, daha iyi bir gelecek için kurulan her durakta süreceğini düşünüyoruz.

Sabah Halep'te, öğleden sonra Gaziantep'te. İki ülke vatandaşları birbirlerini sınırlarını artık diledikleri gibi geçiyorlar. Oysa geçmişte sadece iş adamlarının giriş vizesinden muaf tutulması isteniyordu. Peki ilişkiler nereye kadar gelişecek? Bölgesel ve uluslararası düzlem-lerde ortak irade gücüne ulaşılana, barış, kalkınma ve ulusal yapılanma noktasında ortak çalışmaya dayalı, bölgenin güvenliği ve istikrarı için temel oluşturacak ortak bir Suriye-Türkiye rolü ortaya çıkana kadar...

Bölgesel ve uluslararası alanlarda birçok çevre, saldırı ve işgal politikalarını reddettiklerini gizlemeyen bu iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesinden rahatsızlık duyuyor. Siyonistlerin Anadolu desteğini kaybetmesi işlerin gerçeğine döndüğü anlamına geliyor. Ciddi ve yararlı politikalar hegemonya ve egemenlik kurma ihtimallerine alan bırakmaz.

Suriye ve Türkiye sadece Avrupa ve Arap vatanının iki kapısı değil; bu iki ülke bölgenin geleceğinin, güvenlik ve istikrarının, gücünün tek kapısı.
Ortak çıkarı benimseyen bu iki ülke, başarıları somutlaştırıp her tür geri kalmışlık, yoksulluk ve ekonomik zayıflığa direnmek için çabalıyor.

Bu ülkeler iyiliğin ve barışın yayılmasında çıkarı olan başkalarına uzanırsa güçleri artacaktır. (Suriye gazetesi Thawra, genel yayın yönetmeni, 14 Ekim)

Kaynak: Radikal