Eylülün son günlerine özgü serinlik gölün yüzeyine vurmuş gibi. Yer yer büyüyen sazların bir ekin tarlasını hatırlatan salınımı güzün geldiğini yeterince belli ediyor. Göl kenarında yer yer büyüyen sazların salınımına bakarken ister istemez Ahmet Haşim'in şiirindeki dizeler dudaklarımdan dökülüyor: "Göllerde bu dem bir kamış olsam." Göl neden dinginlik duygusu verir insana? Herkeste böyle midir acaba? Ummanın sonsuz boşluğunda yitip gitme korkusunun yerine daha dingin, daha berrak bir ruh hali sarıyor ister istemez.

Göle dik inen yamaçlarda mor çiçekler açmış. Kuşburnular iyice sararmış, kızıla çalmış.

Güneş bulutların ardına saklanmadığı sürece hala ısıtıyor.

Göle düşen serinlik henüz üşütmese de bir serinlik hissi sarıyor ruhumu. 'Göl düşüncesi' bende hep bir serinlik, dinginlik çağrıştırır zaten. Salkım söğütlerinin saçlarını suda yıkadığı içimde hep serin kalan göl…

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ