Nabil Fawwaz

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin, 1996'da Tibhirine'de altı keşişin öldürülmesi olayının yeninden soruşturulması çağrısı üzerine Cezayir-Fransa ilişkilerindeki gerilimin düzeyi son birkaç gündür yükselişe geçti. Emekli Fransız general Buchwalter, şu an yurtdışında yaşayan bir Cezayir askerinden aldığı bilgiyle Cezayir ordusunun suikaste müdahil olduğuna dair şahitlik etti. Cezayir, Silahlı İslami Grubu'nun üzerine kalan suikastı askıdan indiren bu kararı kışkırtma ve şantaj olarak gördüğünden dolayı Cezayir siyaseti infiale uğradı.

Sarkozy'nin davayı yeniden gündeme getirmedeki çıkarıyla ilgili dört farklı varsayım var. birincisi, Sarkozy meseleyi gündeme getiriyor çünkü 1830'dan 1962'ye kadar süren Fransa işgali için Fransa'dan özür bekleyen Cezayir halkını bir tür şantajla sessizleştirmek istiyor. Fransa insan hakları örgütlerine bağlı eylemciler de özür çağrısına katıldılar. Sarkozy'nin Türkiye'nin Ermenilerden özür dilemesindeki ısrarı ışığı altında, Fransa hükümetinin Cezayir'den özür dilemeyi şimdiye kadar reddetmesi en basit ifadeyle ikiyüzlülüktür.

İkincisi,Sarkozy, dikkatleri 2000-2008 arasında Fransız mühendislerin Pakistan'da katledilmesinden başka yöne çevirmeye çalışıyor. Katliam, o zamanın Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın Pakistana denizaltı satmayı durdurmasının karşılığıydı. Chirac, anlaşma sırasında dönen rüşvetin 1995 seçimlerinde Edouard Balladur kampanyasına mâli kaynak sağladığını keşfettiğinde silah anlaşmasını durdurmuştu. İngiliz Independet gazetesi olayın bazı detaylarını verdi ve ailelerin Sarkozy'den katliam hakkında gerçekleri anlatmasını istediklerini bildirdi.

Siyasi analistler durumu Fransız hükümetinin Cezayir üzerindeki baskıyı artırması olarak anlıyorlar özellikle de ekonomik baskıyı. Fransa, Cezayir'e yatırım yapma rekabetinde diğer güçlerden geride kalmak istemiyor. Paris, Cezayir'deki geleneksel nüfuzunu ve hâkimiyetini artırmak istiyor bilhassa da Mısırlı Orascom Telecom, Cezayir'deki ihaleyi kazandıktan sonra. Fransız şirket Orange, Mısırlı rakibi tarafından hezimete uğratıldı. Cezayir'deki Asya ve Arap yatırımları yükselirken Fransa yatırımları azaldı.

Diğer kaynaklar Sarkozy'nin davayı yeniden gündeme getirmesini Fransa iç siyasetinin dalavereleri olarak görüyor. Cezayir Cumhurbaşkanı Bouteflika'ya husumet besleyenler, onun geçen Nisan ayında yeniden seçilmesinden sonra katliam meselesi etrafında biraraya geldiler. Bouteflika'nın muhalifleri onu makamından etmeye hevesliler. Bouteflika dönemi, Cezayir'de yabancı ortakların çeşitlendiği ve Fransız etkisinin azaldığı bir dönem olarak tarif edilir. Cezayir'deki yatırımları güçlendirme rüyası görenler şimdi büyüyen bir Asya ve Arap yatırımlarıyla yüzyüze.

Fransızların Cezayir'deki imtiyazları da tehdit altında ve meşhur tabirle, en iyi savunma saldırıdır. Bunun bir diğer örneği, bir siyasi yetkili olan Ali Mecili adındaki bir Fransızın öldürülmesi olayına karıştığı gerekçesiyle geçen yaz Paris'te tutuklanan Cezayirli diplomat Muhammed Ziane Hasan. Bu mesele, Fransa'da altı ay boyunca adli gözetim altında tutulan diplomatın serbest bırakılmasına kadar iki ülke arasındaki ilişkileri ekşitti. Bir diğer örnek, müzisyen Cheb Mami'nin Paris'te tutuklanması olayı. Tutuklanmasının ardındaki sır, Cumhurbaşkanı Bouteflika'yla olan yakınlığıydı. Cheb mami Paris'te kız arkadaşını kaçırıp zorla kürtaj yaptırmaktan dolayı tutuklandı. Cezayir Cumhurbaşkanı Bouteflika'nın sonbaharda yapacağı Paris ziyareti, iki ülke ilişkileri hakkında Sarkozy'nin kafasında ne olduğu hakkında bir karar şansı verecektir.

 
Dünya Bülteni için çeviren: M.Alpaslan Balcı