Prof. Dr. Kemal Sayar da ülkemiz covid-19 salgınıyla mücadele etmeye başladığı andan itibaren tavsiye ve düşüncelerini Twitter hesabından (@mkemalsayar) takipçileriyle paylaştı ve dertleşti.
“Yaşadığımız günler, uzun bir varoluşçu terapi seansına gebe. Hayatın şamatası dindiğinde sana anlam verecek olan şey nedir? Öncelik saydıkların gerçekten de öne alman gerekenler miymiş? Madem şimdi makam ve para peşinde koşmak anlamsız, o halde hayatına değer veren ne kaldı?”
“Psikolojik salgın, yanlış bilgiyle yayılır, belirsizlikte beslenir, şüpheyle büyür. Duyarsız medya ile taşınır, bireysel/kitlesel panik olarak patlama yapar ve bireysel/toplumsal başa çıkma yöntemlerini alt üst eder. Yalan haber ile infial yaratmak, kötülükte virüsle yarışır.”
“Birbirimizle rekabet ederek değil, birbirimizle yarışarak ve birbirimize dirsek atarak değil, ancak birbirimizi kollayıp gözeterek var kalabiliriz. Daha büyük ve geniş bir biz inşa ederek. İçimizdeki nefretçiyi, panikçiyi susturarak. Artık 'Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için.'”
“Buhran zamanları insanın cevherini ortaya çıkarır. Bencil daha da bencil olur, iyi daha da iyi. Olumsuz olana odaklanmak ve korkuyu büyütmek yerine, bugünlerde kahramanların hikayesinden ilham alalım. Kendimize, 'Ben başkaları için neyi daha iyi yapabilirim?' sorusunu soralım.”
“Daha fazla malumat edinerek virüsü daha iyi kontrol edemiyoruz. Tam aksine, virüse dair haberlere gömüldükçe endişemiz artıyor. Virüsle aramıza sosyal mesafe koyduğumuz kadar ruhsal mesafe de koyalım. Bir kitapla, bir filmle onu bir süreliğine unuttuğumuz bir yolculuğa çıkalım.”
“Salgın verdiği hasarla birlikte belki de bize:
1. Önemli olana değer vermeyi,
2.Kabileciliği bırakıp birbirimizi anlamayı,
3. Başkası için fedakarlıkta bulunabilmeyi,
4. Bağ kurabilmenin ve anlamlı hayatın değerini,
5. Yavaşlamayı ve hayatımız üzerine düşünebilmeyi öğretecek.”
“Sosyal mesafeyi artıralım ama duygusal mesafeyi, kalpten kalbe giden yolu kısaltalım. Zor zamanlarda yakınlığın, dostluğun, samimiyetin gücüne ihtiyacımız var.”
“Kendimize kötü olmak pahasına başkalarına iyi olamayız. Bunu uçaktaki oksijen maskesi gibi düşünün. Kendisine karşı müşfik ve nazik olabilen birisi, başkalarına karşı da öyle davranabilir. O halde bu zor zamanlarda kendimize özen göstermeyi de ihmal etmeyelim.”
“Endişe/kaygı, elimizde olmayan konulara odaklandığımız zaman yükseliyor. Geleceği veya hastalığın seyrini belirlemek bizim elimizde değil. Bunun yerine, kontrol edebileceğimiz konulara odaklanmamız daha doğru. Ne yaptığımı, şu an nasıl davrandığımı kontrol edebilirim. Evde kal.”
“Hayatlar kayboluyor ama dilerim bizi insan kılan şey kaybolmasın. İnsanlar ölüyor ama dilerim insanlık ölmesin. Bu zorlu dönemi bedenlerimizi birbirinden uzaklaştırıp ruhlarımızı birbirine kenetleyerek aşabileceğiz. Yeni bir dünya ancak yeni bir ruh ve anlamla inşa edilebilir.”
“Bir de şu var. Bu salgın insanın 'güçsüzlük beyanı'. Hepimiz o kadar yaralanabilir ve kırılganız ki. Tıpkı bir mülteci gibi. Hiçbir yerde güvende değiliz. Daima tekinsizlik hali. Yersiz yurtsuza sırtını dönen dünya, onun yaşadığı güvensizliği iliklerine kadar hissediyor şimdi.”
Kaynak: Dünya Bizim