Şanlı ve köklü bir geçmişi vardır.

Aristoteles’in hakkında “kullanma klavuzu” yazdığı, İmparatoriçe Poppe’nin sırf güzelleşmek uğruna sütüyle yıkanmak için dört bin tane beslediği, Büyük İskender’in Lojistik ve mühimmat taşıyıcılığında kullandığı, şehirliler ve köylüler için farklı anlam ve önemi olan bir hayvan…

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin mayın temizlemede 10 yıl kullandıktan sonra “üstün devlet nişanı”yla ödüllendirip emekliye ayırdığı, arpa ve çavdar ikramıyla besleyip bakıcı tayin ettiği ve adına “Reşo” dediği vatanperver bir hayvan…

Yunancası “Onos”, latincesi “Asinus”

            Evcil olanına "Equus asinus" denir. Şehir dilindeki telaffuzu tek “Ş” iledir. O yüzden şehir ahalisindeki algısı da farklıdır ve bir efsane olarak “en güzel gözlü hayvan” olarak kabul görür.

            İnat, isyan ve direnişin sembolü olarak bilinen bu hayvanın köylerdeki ve köylülerdeki anlam ve önemi başkadır. Telaffuzu da yaradığı işe göredir. Suya gideni Tek “Ş” ile, sudan dönmeyeni de tecvit kuralları gereği çift “Ş” ile çağırılır.

            Tektoynaklılar cinsinden sopalık bir hayvan da olsa 3 ila 7 km lik bir alan içerisinde krallıkları vardır.

            Ancak anırdıkları zaman sesleri, hakimiyet alanlarının iki katından fazla bir alana ulaşır. Anırmak için burun deliklerini kapamaları ve ağızlarıyla sesli bir biçimde solumaları gerekir çünkü.

            Onun için Afrikalı yerliler burun deliklerini çizerek anırmalarını önlemişlerdir.

            Her türlü cefa ve derdin hamallığını yapan bu hayvanın başına gelenler ise hep eşekliğindendir. Yabanileri, sinemalara konu olurken evcilleri sudan dönmesi için habire sopalanır.

            Eşeklerin sosyal ve siyasal hayattaki geçmişleri Aristoteles akademyasına kadar dayanır. Dolayısıyla eşekler aynı zamanda akademik bir hayvandır.

            Eşek…

            Kimi zaman inat ve bilinçsizliğin, kimi zaman özveri ve çalışkanlığın metaforu olan ve öldüğünde semerinden başka terekesi olmayan bu kadersiz hayvanın bir kavim olarak bu ülkenin etnik çeşitliliği arasında yer aldığını görüyoruz artık.

            Şimdi metaforik manada bile, adama “eşek” desen, eşek duysa ar eder. bütün meziyetlerine karşın eşekliği de murdar eder.

            İdeolojik devletin etnik ayrımcı eşekleri egemenlik alanlarını fazlasıyla aşan bir gürültüyle anırmaya başladıklarında, karşılıklı bir iletişim yöntemi olarak diğer eşeklerin de anırtıyla cevap vermesi kaçınılmazdır.

            Şeyhî’m ne güzel kelam buyurmuş; “Arkasından alınsa palanı/Sanki it artığıydı kalanı.”

            Sırtındaki devlet palanını aldığınız zaman, insani ve hayvani hiçbir hüviyeti kalmayan bir sürü yabaninin anırarak kopardığı gürültü devlet senfonisine dönüşüyor.

            Avcıl yırtıcıların peşinde dolaşan çakallara fırsat yaratan bu vartalı kemikçilik, resmi ağızlarda yalanınca yörüngelerin dengeden çıktığı biliniyor oysa.

            Tüm deve kervanlarının eşeklerin kılavuzluğunda yol aldığını biliyor herkes.

            Bu eşeklerle beraber uçuruma sürüklenen develeri de yazıyor tarih.

Dün resmi tarih vesikalarla açıkladı ki; “Sünni Kürtler Türkmen kökenli ve Alevi Kürtler ise Ermeni dönmesi”dir.

“Ülkeyi bölmeye çalışan TİKKO ve PKK’ terör örgütlerinin içinde yer alan insanların birçoğu Ermeni dönmesi Kürtlerden oluşuyor. TİKKO ve PKK hareketi bizim bildiğimiz gibi Kürt hareketi değildir.”

Aslında şunu diyor “Sünni Kürtler Türktür, alevi Kürtler Ermeni’dir”

Ama “TİKKO ve PKK hareketi bizim bildiğimiz gibi Kürt hareketi değildir.”derken bile Kürt kelimesini kullanıyor. Burada aşağılık olan her şey kürttür çünkü.

Aslında bunun varyantını 5 yıl önce ifade etmişti APO;“Sünni Kürtler, ulusal Kürt hareketine ihanet etmişlerdir.”

Bunu söylerken aslında sunileri hain olarak fişlemekten çok, suç ortağı olduğunu ima ettiği Alevileri deşifre ediyordu.

“Alevi Kürtler Ermeni dönmesidir”

Ermeni…

Yeryüzünün en aşağılık kavmi!

Birine hakaret etmek ve aşağılamak için kullanılan siyasal içerikli resmi sıfat, “Ermeni”

Evet Öcalan ermenidir.

Ermenileri de Türkler değil Kürtler katletti.

Eğer “Ermenileri katleden Kürtler Sünni ve Türkmen ırkından Türktür” diyorsanız, ermeni soykırımını üstlenmiş olursunuz.

Eğer “Ermeni soykırımını bağımsız bir ırk olan Kürtler işlemiştir” diyorsanız ne yazık ki Kürtlerin varlığını kabul etmiş olacaksınız ve soykırım iddialarından yırtmış olacaksınız.

E peki Eşekliğin lüzumu var mı?

“Yok” diyorsanız, nedir bu Kart-Kurt muhabbeti?

Yeri geldiği zaman “et ve tırnak gibiyiz” dediğiniz Ermeni ve Kürtlerin kesilecek bir tırnak kadar anlam ifade ettiği son resmi açıklamalardan anlaşılıyor.

Bu uzun tırnakları ya kesin atın, yada bu hezeyanlar devam ederse “bu tırnak o ete batar”

Dar bir egemenlik alanından anırarak binlerce mil uzaktaki yarasaları ürkütmenin anlamı ne?

Şimdi eşek desem eşek duyar ar eder.

“Ama bizde profesör derler kitap yüklü eşşşeğe…”