Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ermenistan ziyaretine itiraz edenlerin önemli gerekçelerinden biri kardeş Azerbaycan'ın bundan rahatsız olacağı, kırılacağıydı.
Çünkü Azerbaycan ile Ermenistan savaş halinde iki ülke. Dağlık Karabağ'ın yanı sıra Azeri topraklarının bir bölümü de Ermenilerin işgali altında. Türkiye bu saldırılara tepkisini sınır kapısını kapatarak gösterdi. Yerlerinden edilen yüz binlerce Azeri bugün perişan vaziyette, yurtlarına dönecekleri günü bekliyorlar. Buna rağmen Azeri ve Ermeni yetkililer hiç görüşmüyor değil.
Cumhurbaşkanı Gül, Erivan ziyaretinin sıcaklığı henüz soğumadan Azerbaycan'a gitti, mevkidaşı İlham Aliyev'le baş başa uzun bir görüşme yaptı. Erivan'dan edindiği izlenim ve kanaatlerini paylaştı. Aliyev, gerek ikili görüşme gerekse basının karşısında ima yoluyla da olsa ziyarete ilişkin en ufak bir rahatsızlık, bir kırgınlık yansıtmadı. Gül görüşmeyle ilgili bilgi verirken 'Aliyev ziyaretimi takdirle karşıladığını söyledi. Ziyaret bölge için fırsat doğurdu. Herkes bunun farkında.' dedi.
Cumhurbaşkanı'nın Erivan'dan üç gün sonra Bakü'yü ziyaret etmesi Türkiye'nin Ermenistan açılımını Azerbaycan ile birlikte götürme arzusunu yansıtıyor. Ermenistan'la ilişkilerin düzelmesi öncelikle Azerbaycan'a olumlu olarak yansıyacak. Nitekim Gül, 'Sarkisyan'ı Ermenistan'ın işgal ettiği topraklardan çekilme arzusu içinde gördüğünü' söyledi. Bu önemli bir gelişme. Sorunlu bir Kafkasya Türkiye'nin Türk cumhuriyetlerine ve Asya'ya açılan yolunu kapatıyor. Adeta bir duvar. Aşılması da gerekir. Asya, tarihî ve coğrafi açıdan Türkiye için hayati önemde. Gül'ün 'Eğer Kafkasya'ya barış ve huzur gelirse duvar ortadan kalkar ve otobana dönüşür' tespiti kayda değer.
Gerek Türkiye'nin gerekse Azerbaycan'ın Ermenistan'la aralarındaki ağır problemlerin halledilmesi kolay mı? Elbette değil. Umut da var. Her iki ülkenin lideriyle görüşen Cumhurbaşkanı Gül'ün izlenimi bu açıdan önemli: 'Erivan'dan sonra Bakü'den de memnuniyet ve iyimserlikle dönüyorum. Sarkisyan'daki çözüm arzusunu aynen İlham Aliyev'de de gördüm.' Eğer taraflar yola iyi niyetle çıkarsa mesafe almak mümkün. Dışişleri Bakanı Ali Babacan, New York'ta üç ülkenin dışişleri bakanlarının bir araya geleceğini duyurdu. Bu küçümsenmeyecek bir adım. Belki ileride devlet düzeyinde üçlü zirve gerçekleşebilir. Gül bunu mümkün görüyor, 'Niye olmasın?' diyor.
Ermenistan'la başlayan yeni sürecin geleceğini Dışişleri Bakanı Babacan'la konuştuk. Babacan sorunların ağırlığına rağmen umutsuz değil, aksine oldukça iyimser; 'Eğer Azerbaycan ile Ermenistan hızlı ilerlerse bizim taraf da hızlı gideriz. İkisi birbirine bağlı'. Rövanş maçına bir yıl var. Bu kez İstanbul'daki maça Sarkisyan davetli. Bir yıl içinde ilişkilerin normalleşmesi mümkün mü? Babacan 'Evet' diyor; 'Rövanş maçına kadar tamamen normalleşmiş Azerbaycan-Ermenistan, Türkiye-Ermenistan ilişkisi bana göre hayal değil. Gerçekçi bir hedef olarak ortaya konabilir.' Ermenistan'la ilişkilerde bir yıl sonra normalleşme, hayal gibi. Taraflar arasındaki olumlu hava ve yapıcı tavır hayali gerçek kılabilir. Kafkasya'ya huzur ve barışın egemen olması bölgedeki bütün ülkelerin çıkarına, bundan en çok kazançlı çıkacak olan da Türkiye ve Azerbaycan. O yüzden futbol diplomasisinin açtığı bu yoldan ilerlemekte yarar var. Ermenistan açılımı gösteriyor ki Türkiye artık sorunlardan kaçan ve sürekli erteleyen ülke değil tam tersine üzerine üzerine giden, çözümü kovalayan ülke. Dışa açık bir Cumhurbaşkanı'nın varlığı da bir şans. Madem hayal değil, Ermenistan'la rövanş maçına kadar normalleşme niye olmasın...
Kaynak: Zaman