Uyarı: El Kaide yanı başınızda şube açma fırsatı arıyor olabilir!
Usame Bin Ladin öleli üç seneye yakın bir zaman oldu ama halen insanlar her yerde onun terör örgütünü görüyor gibiler. Irak’ta El Kaide daha yeni Felluce’yi ele geçirdi. Cumhuriyetçi liderler, halen bize Libya’da El Kaide’nin saldırdığına kaniler. Muhafazakar Amerikan Girişimcilik Enstitüsü’nün (AEI) eylül ayındaki raporunda, El Kaide teşekkülleri, bağlı kuruluşları ve ortak örgütlerinin sayısının 20’den az olmadığı tespit edildi. Buna “El Kaide ağı içindeki ortak hareketler” de dahil değil.
Mutlaka bu adamların Chick-fil-A’dan (tavuk eti üzerine iş yapan bir Amerikan fast food zinciri- Ç.N.) daha fazla şubeleri vardır.
El Kaide’nin yayılmasıyla ilgili tüm bu konuşmalardan dolayı Amerikalılar, Yemen, Suriye, Çeçenistan, Özbekistan ve Afrika’nın büyük bölümüyle Yakın Doğu etrafında Bin Ladin’in minyatürlerinin at koşturduğunu düşünmeleri sebebiyle mazur görülebilirler. Ama acaba gerçekten öyle mi?
Öncelikle bu, Amerikalıların Asya, Afrika ve iki Amerika’da baştan başa Sovyet tarzı komünistler görmeye başladıkları Soğuk Savaştakine oldukça benzer bir “marka” yayma vakası olarak görünüyor. Bu, hangi düşmanın savaşmaya değer olduğu konusunda kafa karışıklığına yol açmıştı.
Şimdi El Kaide’ye bağlı olduğunu iddia eden çok sayıda grup var. Büyük bir sıkıntı içinde olan gerçek El Kaide, kendisine sempati duyan örgütleri benimsemekle mutlu oluyor.
Bu arada Amerikalı yeni muhafazakarlar bir düşmanı El Kaide’ye bağlamanın Obama yönetiminin altının oyulmasına yardım edeceğini ve kuvvetli bir askeri tepki gösterilmesi için destek sağlayacağını biliyorlar.
Bir çift vaka dışında tüm vakalarda asıl, "çekirdek" El Kaide’nin bu örgütler üzerinde herhangi bir kontrolü bulunmaz, bu örgütlerle koordinasyon içinde değildir, bunlarla mali bağları da yoktur. El Kaide olarak adlandırılan örgütlerin büyük çoğunluğu, kendi ülkelerinin iç işlerine odaklanmış durumdadır ve bunların öncelikle Amerika Birleşik Devletleri ya da uluslararası terörizmle ilgileri yoktur. Elbette bu gruplar da ABD çıkarları için potansiyel tehdit teşkil eder ama bu tehdit, söz gelimi El Kaide’yle hiçbir ilgisi olmayan Hizbullah’ınki kadar çok değildir.
Önemli olan marka değil görevdir. Mesela Bingazi’de Amerikalıları öldüren teröristler bariz bir tehdittirler.
Ama Temsilciler Meclisi Gözetim Komitesi Başkanı Darrell Issa gibi Cumhuriyetçilerin yapmaya devam ettikleri üzere bunların El Kaide’ye bağlı olduklarında ısrar etmek, ancak altı adımda Kevin Bacon’la irtibatlandırıldığımız oyunun mantığındaki kadar doğrudur.
AEI'dan Frederick Kagan "El Kaide’nin ne olduğu ve ne olmadığı konusunda herkesin kafası karışık” dedi. Obama yönetimi onu öncelikle Pakistan’da, asıl gayeleri Amerika Birleşik Devletleri’ne zarar vermek olan teröristler olarak tanımlar. Bu grup, 11 Eylül saldırılarını düzenlemesinden bu yana sistematik olarak önemli ölçüde yok edildi.
Ama Kagan'ın Önemli Tehditler Projesi tarafından eylül ayında yayımlanan raporda, “El Kaide’ye bağlı örgütlerin de (daha fazla değilse bile) en az çekirdek grup kadar geliştiği ve şimdi Amerika Birleşik Devletleri’ni tehdit ettiği” savunuldu.
Kagan'ın tanımıyla, bir grubun Amerika Birleşik Devletleri’ne saldırmaya olan ilgisi “bir kriterdir ama tek kriter değildir.”
Raporda altı bağlı örgüt listelendi ve en fazla tanınan gruplardan bazıları kısaltmalarıyla ödüllendirildi: AQAP, AQI ve AQIM. Kagan, El Kaide lideri Eymen Zevahiri’nin grupların bağlanma isteklerini şahsen kabul ettiğini hatta onun toprak ihtilaflarını bile görüştüğünün bilindiğini ifade ediyor. Daha sonra da (kendilerini El Kaide olarak tanımlayan ama tanınmayan) “ortaklar” geliyor.
Liberal Amerikan Gelişim Merkezi’nde Lawrence Korb, El Kaide ile tanımlanan ya da El Kaide tarafından benimsenen her türde grup olduğuna itiraz etmiyor. Ama Korb, Kagan'ın listesindeki tüm gruplardan sadece birinin, Arap Yarımadası’nda El Kaide’nin Amerika Birleşik Devletleri’ne saldırmada El Kaide’nin erişim kabiliyeti ve odaklanmasını paylaşmaya yaklaştığını savunuyor.
Korb, “Siz birini El Kaide olarak adlandırdığınızda bu, yerel gayelerine ulaşmak için orada terörist tehdidi kullanan ve şık bir oyun olduğu için ‘El Kaide’ ibaresini kullanmaktan hoşlanan insanlardan ziyade akla uluslararası tehdidi getirir" diyor.
Bir grubu “El Kaide” olarak adlandırmanın, Başkan Obama’yı eleştirenler için de siyasi faydaları vardır: Bu, yönetimin El Kaide’nin kapasitesini ortadan kaldırdığı iddialarını boşa çıkarır.
Senatör Lindsey Graham, 2012’deki Bingazi saldırısından sonra “El Kaide ilerliyor” demişti.
Ama bu sözde El Kaide grubu Ensar El Şeria’dır. Kagan bile “Biz Bingazi’de Ensar El Şeria’nın resmi olarak El Kaide’ye bağlı olduğu değerlendirmesini yapmıyoruz” diye söyler. En fazla bu, El Kaide’ye bağlı başka bir grupla irtibatlı olabilir.
Bingazi’de ABD büyükelçisi ve diğer üç kişiyi öldürmesi bu grubu korkunç ve tehlikeli yapar. Ama onu El Kaide olarak adlandırmak böyle yapmaz. Bu, onu kendisine lezzetli tavuk etleri servisi yaptıracak Chick-fil-A olarak adlandırmak kadar bile etki doğurmaz.
Kaynak: Herald Tribune
Dünya Bülteni için çeviren: Mehmet Şeyhoğlu