Tibet yanlısı gösteriler nedeniyle Olimpiyat meşalesinin dünya turunda imajı zedelenen Çin, hasarı Birmanya konusunda dünyaya yardım ederek azaltabilir. Pekin, Birmanya cuntası üzerinde herkesten fazla nüfuza sahip

Kendi kendini ayağından vurmak bir Olimpiyat oyunu türü olsaydı, Çin kesinlikle altın madalya alabilirdi. Pekin 2008 Olimpiyat Oyunları'nın ağustosta başlamasından önce Olimpiyat meşalesini dünya çapında dolaştırmak her zaman risk taşıyordu. Tabii ki protestocular meşalenin etrafında pervane olacaktı. Fakat, Tibet'teki isyanların ve protestoların bastırılması, meşalenin ilerlemesinin küçük çaplı diplomatik bir utançtan tam kapsamlı bir halkla ilişkiler felaketine dönüşmesini garanti altına aldı.
Yeni, yüzünü dışarıya çevirmiş ve kendine güvenli Çin'i sergileme niyetiyle Olimpiyat meşalesinin dünyayı dolaştırılması, ülkenin karanlık yüzünü gösterdi: Gergin, baskıcı, dikenli ve inatçı. Bu inatçılık, apaçık ortada olan çözümü de engelleyebilir: Birisi ciddi ciddi yaralanmadan önce tüm bu maskaralığa son vermeyi... En azından Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin meşaleyle artık daha fazla ilgisi kalmamalı. Bu hafta Londra, Paris ve San Francisco'da düzenlenen protestolar yeteri kadar öfke içeriyordu. Meşalenin 17 Nisan'da Yeni Delhi'den geçiçi daha da çirkin olabilir. Hindistan yaklaşık 100 bin Tibetli'ye evsahipliği yapıyor. Meşalenin sorunla karşılaşmayacağından emin olunan tek yer Pyongyang. Haziranda Tibet'ten geçmesine yönelik öneriye gelince, daha tahrik edici veya duyarsız bir jesti tahayyül etmek zor.


Tibet'te taviz gurura tosyalacak
Çin'i eleştirenleri, bir spor olayını 'siyasileştirmekle' suçlamak mantıksız. Meşalenin dünya turunun sporla ne ilgisi var? Tur Olimpiyatlar'ın ayrılmaz bir parçası değil.
Aksine, meşalenin Yunanistan'dan Olimpiyat Oyunları'nın düzenlenceği mekâna taşınması fikri, 1936 Berlin Olimpiyatları için Naziler tarafından canlandırılmıştı; ki bunun, Çin'in reklamını yapmak isteyeceği bir emsal olduğunu söylemek zor. Meşalenin ilk 'küresel' turu ancak 2004'te Atina'da düzenlenen son Olimpiyatlar'da gerçekleşti. Fakat böyle bir sirk yaşanmamıştı. Çin'in gururu, görüntüsünü düzeltecek olsa da Tibet veya genel olarak insan hakları konusunda taviz vermesini engelleyebilir. Fakat Pekin dış politikası konusunda da -özellikle de Sudan ve Birmanya hükümetleriyle bağları nedeniyle- eleştiriliyor. Teoride, bu noktada diplomatik olgunluğun yanı sıra ekonomik nüfuza da sahip, sorumlu bir uluslararası 'hissedar' olduğunu göstermek için birşeyler yapabilir.
Birmanya'yı ele alın. Geçen eylüldeki 'safran devrimi'nin kanlı bir biçimde bastırılmasından sonra, iktidardaki cunta uluslararası kamuoyunu hoşnut edecek bazı şeyler yaptı. BM elçisinin ziyaretlerini kabul etti, gözaltındaki muhalefet lideri Aung San Suu Kyi'yle görüşmeler başlattı ve siyasi dönüşüm takvimi verdi. Çin, cuntaya baskı yaptığı için bir miktar övgüyü hak ediyor. Birmanya'nın generalleri kimsenin kuklası değil, fakat bu ülkedeki büyük miktarda ticari çıkarlarından ve BM Güvenlik Konseyi'nde onlara verdiği destekten dolayı, Çin şu an cuntanın en iyi arkadaşı.
Çin'in konumunu bir kez daha kullanmasının vakti. Dünyanın dikkatinin kendi kötülüklerinden başka yere çevrildiğinden emin olan generaller, muhalifler ve BM'yla diyaloğu yavaşlattı. Siyasi 'süreç', askeri yönetimi güçlendiren bir anayasa dayatma eğilimine dönüştü. Bir korkutma iklimi altında 10 Mayıs'ta, bu çözüm üzerine referandum düzenlenecek.
BM Güvenlik Konseyi üyeleri, güvenilir bir oylama yapılması için gereken asgari düzeydeki reformlara yönelik (Suu Kyi dahil muhalefet liderlerinin serbest bırakılması gibi) çağrı yapan yeni bir açıklama üzerinde düşünüyor. Çin'in yapabileceği ilk şey, bu açıklamanın birleşik bir dış dünya adına yayımlanmasına izin vermek. Dahası Çin, 'ilişki kurmak' veya 'tecrid etmek' üzerine 20 yıldan uzun zamandır hüküm süren verimsiz tartışmanın bitirilmesine yardım edebilir. Tecrid hiçbir zaman işe yaramadı çünkü Çin, Hindistan ve güneydoğu Asya ülkeleri cuntayla bağ kurmakta çok fazla ticari ve stratejik yarar görüyor. 'İlişki kurmak' da yararsız oldu; zira, Batılı ülkeler değişen şiddette yaptırımlar dayattı ve zaten cuntanın da ilişki kurmakta fazla çıkarı yok.


Cunta 'uluslararası çatlak'ta yaşıyor
Bunlara rağmen, Birmanya'daki reform ihtiyacına dair geniş bir oybirliği söz konusu.
Birmanya'daki Çin karşıtı hissiyat tırmanırken, nefret edilen bir rejimi her zaman destekleyen payanda gibi algılanmak Pekin'in çıkarına değil. Çin, cuntayı ekonomik işbirliği ve siyasi reform üzerine görüşmelere katacak bir temas grubu kurarak bir girişim başlatabilir.

Çin, Hindistan, bazı doğu Asya ülkeleri ve Japonya'dan menkul böyle bir grup, Avrupa ve Amerika'yı kapsamasa bile generallere diğer ülkelerin anlaşmazlıklarının yarattığı çatlakların içinde sonsuza dek yaşayamayacaklarını gösterebilir. Aynı zamanda, Çin'in su götürmez bir biçimde canilerin tarafını tutmadığını ortaya koymaya da yardım edebilir.

Kaynak: Radikal