?Ortadoğu çok geçmeden Hindistan?ın büyüme gücünü hissedebilir? Dünya Bülteni Haber Merkezi Bush yönetiminin Ortadoğu?daki gaf serisi sadece Amerika?nın bölgedeki etkisini zayıflatmadı; aynı zamanda yeni ortaya çıkan, enerji kaynakları için yarışacak olan süper güçler için de yol açtı. Enerji güvenliği, Asya?nın yükselen iki devi olan Hindistan ve Çin için öncelikli ve acil stratejik mesele olmaya başladı. Ortadoğu, çok geçmeden bu büyüyen yarışmayı eksiksiz bir şekilde hissedecektir. Çin ve Hindistan?ın ekonomilerinin %9 oranındaki büyümesi; planlamacıları, temel enerji gereksinimi hesaplamalarının ötesine itti, hatta bu bazı sektörlerde enerji kısmalarına neden oldu. Bir sonuç olarak Delhi ve Pekin?de alarm zilleri çalıyor ve yeni petrol kaynakları için acil ve hoş olmayan bir kapışma gittikçe kızışıyor. Geçen sonbahar, Pekin?de, Afrika?nın geniş enerji ve mineral kaynakları olan topraklara yatırım yapmak için Çin tarafından gerçekleştirilen Çin-Afrika zirvesine katıldım. Askeri ve enerji politikalarını etkili bir şekilde entegre eden Çin, finansal, askeri yardımını ve samimi olmayan kişisel diplomasiyi Afrika ve Asya?daki imtiyazlarını güvene almak için kullanıyor. Delhi?deki Hint yetkililer ve Bombay?daki iş çevreleri, henüz ABD tarafından kontrol edilmeyen uygun petrol bölgelerinin Çin tarafından kapılacağından derin endişe duyuyorlar. Söz konusu çevreler, Hindistan?ın ekonomik ve askeri büyümeyi devam ettirmekten emin olması için, enerji desteğini sağlama alma adına harekete geçmesi gerektiğini yüksek sesle dillendiriyorlar. Hindistan?ın mütevazı yerel petrol üretimi zayıflıyor ve petrol tüketiminin %70?ini ithal etmeye Hindistan?ı mecbur ediyor. Hindistan?ın petrol ithalatı dünya petrol ithalatının %3,2?sine, Çin?inki %7,6, ABD?nin %25 ve Avrupa?nınki %26?sına tekabül ediyor. Hindistan açıkça enerji kaynaklarını kapma yarışında gerilerde bırakılmış durumdadır. 2030 yılıyla birlikte büyümeyi sürdürebilmek için şu anki 2,4 milyon varillik günlük tüketimini ikiye katlamak zorundadır. 2030 yılında Çin ithalatı da ikiye katlanacak ve günlük 12 milyon varile ulaşacaktır. Bu petrolün çoğu Körfez veya Endonezya?da üretildiği için Asya?nın iki süper gücü ABD?nin 2. Dünya Savaşı?ndan beri yaptığı gibi ihtiyaçları olan petrol akışını korumak için denizaltı güçlerini arttırma telaşına düşeceklerdir. Çin, bazıları nükleer enerji ile çalışan, yüzeye füze fırlatabilen bir modern denizaltı saldırı filosu inşa ediyor ve kara temelli deniz havacılığının düzeyini geliştiriyor. Deniz Filoları Birliği ?küçük nehir? ve kıyı kuvveti olmaktan çıkıp; Tayvan üzerinde bir çatışmada ABD?nin 7. filosuna meydan okuyabilecek ?mavi sular?ın filosuna dönüştü. Fakat Çin, üs ve hava desteği eksikliğinden dolayı deniz gücünü Malacca boğazından batıya doğru, geniş Hint okyanusuna ve körfeze çıkaramıyor. Burada Hindistan önemli bir avantaja sahip durumdadır. Hindistan?ın modern uçak gemisi, uzun menzilli kıyı temelli havacılığı, Rus destekli modern saldırı denizaltıları ve ölümcül cruise füzeleriyle donatılmış firkateynler Hindistan?a; doğu Afrika kıyılarından Avustralya?ya kadar bütün Hint okyanusu üzerinde deniz hâkimiyeti verecektir. Sadece ABD donanması Hindistan?ın Hint okyanusu üzerindeki hâkimiyetine meydan okuyabilir. Fakat Çin?in Burma?da liman haklarını alması, Doğu Afrika ülkeleri ile sıcak ilişkiler kurması ve etkisini enerji zengini merkez Asya ülkelerine yayması Hindistan?ı endişelendiriyor. Karaçi limanından petrol akışı bir Hindistan donanma blokajıyla ciddi zararlar görecek olan Pakistan; Hindistan?ın artan donanma gücü karşısında derinden alarma geçmiş durumdadır. Monopoly?e benzeyen olabildiğince fazla kilit petrol bölgesi elde etme oyununa geç katılan Hindistan, şimdi kaybettiği zamanı telafi etmek için yarışıyor. Parti politikalarını zayıflatan ve iç çekişmeleri arttıran demokrasiye eğilimli olan Hindistan, komünist Çin?in sert stratejik etkinliği ve hızıyla uğraşamaz fakat zamanın kısaldığını biliyor. Bunun anlamı şudur; çok geçmeden Hindistan?ın stratejik enerji ve politik çıkarları, eğer açık bir çatışma olmazsa tabi, Ortadoğu?nun egemen gücü olan ABD?ninkilerle yarışmaya başlayacaktır. Aslında Hindistan?ın ulusal güvenliğinin; Körfez ve Ortadoğu?ya derin bir şekilde karışmasını gerektirdiğini anlamakta yavaş olması şaşırtıcıdır. Hindistan?ın stratejistleri bu gerçeğin çok iyi farkındayken, politikacıları büyüyen ekonomilerinin ithal petrole ne derece bağımlı olduğunu anlamakta yavaş davranıyorlar. Hindistan?ın dalgalanan ekonomisi ve askeri istekleri Arap ve kapı komşusu olan İran petrollerine dâhil olmayı zorunlu kılıyor. Ortadoğu?da Washington?un kendini yıkan politikalarının hayrına bu kapı şimdi Hindistan?a açık durumdadır. Asya ve Afrika?nın enerji kaynakları için ABD, Hindistan, Japonya, Avrupa ve Çin arasındaki beş yoldan yarış sürükleyici olacak gibi görünüyor. Yeni büyük oyuna hoş geldiniz. Tercüme: Ali Karakuş