Petraeus'a Irak'ta 'ihtiyacı olan tüm zamanın verileceğini' söyleyen Bush, aslında savaşın yükünü halefine bırakmak için kendi kendisine zaman verme peşinde. Bush en azından, Cumhuriyetçi de Demokrat da olsa çekilmesi gerekecek olan halefine daha iyi bir konum teslim etmeye çalışabilir

Başkan Bush geçen hafta, ABD'nin Irak'taki güçlerinin komutanı General Petraeus'a 'kendisine ihtiyacı olan bütün zamanın verileceğini' söylediğini açıkladı. Bunun ne manaya geldiğini biliyoruz: General, Irak hükümeti gibi, bu felaket savaştan çıkış yolu bulmak için baskı hissetmesin. Şu manaya da geliyor: 20 bin asker döndükten sonra dahi, Irak'ta 140 bin Amerikan askeri kalacak -asker çekmenin devamını öngören bir plan olmadığı gibi onları zafere taşıyacak bir plan da yok. Bu sözler, daima kuşku duyduğumuz üzere, Bush'un Irak konusundaki tek gerçek stratejisinin enkazı halefine bırakmaktan ibaret olduğu anlamına da geliyor. Bush, Amerikan tarihindeki en vahim stratejik başarısızlıklardan birinden elini kolunu sallayarak sıyrılmak için gereken zamanı kendisine veriyor aslında.

Uyarı bombardırmanı vız geliyor

Kongre üyeleri Petraeus'u, sahadaki ne tür bir değişimin kendisini çekilmelerin devamına ikna edebileceğini izaha çağırdı, fakat generalin buna bir cevabı yoktu. Cevap bulmak yönünde Beyaz Saray'dan herhangi bir baskı görmediği ortada. Orduda söyledikleri gibi, Bush gidici, öyleyse endişe duyulacak ne var?

Başkanlığı kim kazanırsa kazansın, böyle bir lüksü olmayacak. Düzenli bir çekilmeyi planlamaya bir an önce başlaması gerekecek. Senatör McCain bile askerlerin bu gidişata fazla dayanamayacağını idrak etmek zorunda kalacak. Ay başında New York Times'ın yazdığına göre, sürekli savaş alanında görev yapmak Amerikan birliklerini öyle yoruyor ki, ordu liderleri askerlerin akıl sağlığından endişeli. Geçen hafta Genelkurmay Başkan Yardımcısı General Cody, Irak ve Afganistan için ek asker talebinin 'mevcut kaynakları aştığı' uyarısı yaptı.

Bush Irak'taki muharip görev sürelerini 15 aydan 12 aya indirdi, fakat Pentagon bunun askerler ve aileleri üzerindeki yorucu yükü hafifletmeyeceğini veya ABD'nin Afganistan'da son derece ihtiyaç duyduğu takviyeyi göndermesine imkân vermeyeceğini açıkladı.

Sarsılan ekonomi de bu sonu görünmeyen savaşı daha fazla kaldıramaz. Bush'un en son acil bütçe isteğini '108 milyar dolarlık makul bir meblağ' diye nitelemesi, mali gerçeklikle bağının ne kadar kopuk olduğunu kanıtlıyor. Bugüne dek harcanan 600 milyar doları, Soğuk Savaş'ı ve 'Sovyet yayılmasını' durdurma gereğiyle kendi savaşını kıyaslayarak aklama çabası, gerçeklikle bağının daha da kopuk olduğunu gösteriyor.

Kaide'yle mücadelenin bu kuşağın merkezi savaşı olduğuna inanıyoruz, fakat Bush'un ana cephenin Irak olduğu iddiası yanlış. Ana cephe Afganistan ve ABD'nin burada kaybetmesi gibi gerçek bir tehlike söz konusu. Bush'un başarısız Irak macerası Pentagon'un kaynaklarını ve dikkatini yiyip bitiriyor.
Şu açık: Bush'un bir çıkış stratejisi ortaya koyma niyeti yok, fakat Amerikan birliklerinin çekilmesi sonrası oluşacak karmaşayı dizginlemek açısından halefini daha iyi bir konumda bırakmak için şimdi bile yapabileceği şeyler var. Şöyle ki...

Gerçek siyasi reformlar için baskı: Asker takviyesinin Iraklı siyasetçilere gerekli siyasi reformları yapmak için nefes alma alanı sağlayacağı düşünülüyordu. Petrol zenginliğinin eşit bölüşülmesini öngören yasa veya bu sonbahar düzenlenecek yerel seçimin kuralları üzerinde hâlâ anlaşamadılar. Geçen hafta ABD'deki performanslar, Iraklıların malumu olanı ilandan ibaretti: Başkan sırasını savmaya çalışıyor. Bush'un Irak Başbakanı Maliki'ye hakikati söylemesi daha hayırlı olabilirdi: Kasımda Demokratlar kazanırsa arka çıkma günleri kesinlikle, Cumhuriyetçiler kazanırsa büyük ihtimalle sona erecek. ABD'nin ayakta kalmalarını garanti etmek için artık yanlarında olmayacağını bilirlerse, Iraklı liderler uzlaşmaya daha teşne hale gelebilirler.
Iraklıları kontrolü ele alacak hale getirmek: Savaşın ABD'deki en ateşli destekçileri bile Demokratların, Iraklıların Amerikan askerlerine askeri eğitim ve yakıt için para ödemeye başlamasına yönelik talebine katılıyor. Irak hükümetinin merkez bankasının kasasında 27 milyar, Amerikan bankalarında 30 milyar, başka yerlerde de on milyarlarca dolar parası olduğu tahmin ediliyor. Kontrolü daha fazla ele almaları gerekiyorsa, Iraklı liderlerin siyasi reform ve daha gelişkin askeri eğitime belki de daha fazla odaklanmaya istek duyması da gerekiyor.

Komşularla gerçek temas: Bush diplomatlarını Arap ülkelerinden Irak'a daha çok yardım yapmalarını istemekle görevlendirdiğini açıkladı; ilk adımın bu ülkelerin Bağdat'taki elçiliklerini tekrar açmaları olması öngörülüyor. Dışişleri Bakanı Rice da komşuların katılacağı bir konferansa ve bir diğer yardım toplantısına gidecek. Sorun elçiliklerin ve yardımın çok ötesinde. Yabancı savaşçılar savaşın ana itici gücü değil, fakat hayati bir sorun bu. Ve ABD birlikleri çekilir çekilmez, (İran ve Suriye, ama aynı zamanda Türkiye ve Suudi Arabistan da) Irak'a müdahale yönünde yoğun bir eğilim içine girecek. Bütün bu ülkeler şunu anlamalı: Irak'ta karmaşa herkes için tehdit ve bunun Irak'ı parçalamayacağının garantisi yok. Başkanın kabadayı ve kibirli tavrını sürdürmesi, bu mesajın duyulması imkânını ortadan kaldırıyor. Bush'un üst düzey yetkililerini Irak'ın tüm komşularıyla (İran ve Suriye de dahil) birebir ve ciddi görüşmelere göndermesi gerekiyor.

Mülteciler: Şu an tahminen 2.4 milyon Iraklı mülteci var (çoğu Suriye ve Ürdün'de) ve 2.7 milyon Iraklı daha ülke içinde mülteci konumuna düşmüş halde. Bunun doğrudan sorumlusu ABD; bu insanların hayatta kalması ve gerek Irak'a dönüp gerekse başka ülkelerde güvenle barınması için çok daha fazlasını yapması gerek. Ayrıca Avrupa, Asya ve bölgedeki müttefiklerinden yardım istemeli. İnsani acının ötesinde, devasa mülteci akınları Irak'taki çatışmayı sınır ötesine taşıyabilir. Daha fazla görmezden gelinmesi mümkün olmayan bir sorun bu.

Irak ordusuna dair dürüst bir değerlendirme: Mevcut ABD yönetimi Irak konusunda o kadar uzun zamandır yalan söylüyor ki, Maliki'nin son adımına (radikal din adamı Sadr'a bağlı milisleri söküp atmak için Basra'ya Irak güçlerini gönderme kararı) müteşekkir olmamız gerektiğini sanıyoruz. Güzel bir manzara değildi. Bin Iraklı asker ve polis savaşmayı reddetti veya firar etti. Savaşın galibi yoktu ve İran'ın yardımıyla ilan edilen ateşkesten sonra bitti. Bush ve Petraeus ABD'nin eğitim programına dair ciddi ve dürüst bir açıklama borçlu; buna Basra'da neyin ters gittiğini anlatmakla başlayabilirler. Irak ordusunun kendi başının çaresine bakabilmesini sağlamak için ne gibi değişiklikler yapılmalı? Bunun hayata geçmesi ne kadar zaman alacak?

Iraklı sivillerin o kadar vakti yok
Bush'un inkâr kapasitesi sınırsız. Belki de bir sonraki başkanın bu yanlış maceraya, bırakın ufukta olmasını, aklında bile bir netice olmaksızın devam edeceğine inanıyor. Yine de halefine, kalan dokuz aylık görev süresini Irak'ın sayısız sorunuyla başa çıkma çabasıyla geçirmeyi borçlu. Bu Bush'un başarısızlıklar silsilesini temize çıkarmayacak. Fakat kaçınılmaz çekilmenin mümkün mertebe düzenli olabilmesi ihtimalini artırabilir.
Bush ihtiyaç duyduğu tüm zamana sahip, fakat ıstırap çeken Iraklı sivillerin, mülteci kitlelerinin, kanını döken ve ağır yük altındaki ABD silahlı kuvvetlerinin ve Amerikan halkının o kadar vakti yok.

Kaynak: Radikal