Müthiş bir plan... Yoksa sernaryo mu? Yoksa her ikisi birden mi? Şimdilik bu soruların yanıtı yok elimizde. Senaryo planın yapmak istediklerini okuyunca inansın tüyleri diken diken oluyor:
- 200 bin insan tutuklanacak... Hapishaneler yeterli olmadığı için stadyumlara doldurulacak. (Şili'de de öyle yapmadılar mı?)
- İstanbul'da Fatih ve Beyazıt camilerine bomba konacak... Hem de cuma günü, namaz saatinde.
- Yunanlıların bir uçağımızı düşürmesi sağlanacak, hainlik edip de düşürmezlerse biz kendi uçağımızı düşüreceğiz!
- Bütün kamu yönetimi kadroları boşaltılıp yerine Atatürkçü kişiler atanacak.
Ve daha nice 'devrimcilikler.'
"Taraf gazetesi gene yapmış yapacağını" dedim bunları okuyunca.
Fakat aklım almadı tüm bu söylenenleri. 'Balyoz Planı'nda imzası bulunan Orgeneral Çetin Doğan açıklama yaptı: "İç tehdide karşı koruma görevi kapsamında TSK'nın her kademede elbette planları vardır" dedi. Ve ekledi: "İç tehdit sadece bölücü değil, irticai tedidi de kapsar. Bu kapsamda Emasya (Emniyet ve Asayiş) planları seminerde elbette ele alınmıştır...
Ama TSK'nın vatandaşların kutsal saydığı mekânlara saldırıda bulunması, uçağını düşürmesi... Böyle bir planın olmasına imkân yok!"
Ve bunun bir 'plan' değil, 'senaryo' olduğunu belirtiyorlar.
İster 'plan' olsun, sterse de 'senaryo' böyle bir çalışma kabul edilemez! Bir film senaryosu olsaydı, kabul edilebilirdi belki, fakat Türkiye demokratik ve çağdaş dünyada yerini alacaksa, laikliği korumak sadece askeriyenin değil, hepimizin görevi olmalıdır!
Artık askerlerin ikide bir darbe yaptığı dönemler bütün dünya için geride kaldı. Yalnız askeri darbeler değil, PKK gibi terör örgütlerinin de çağı geçiyor artık. İngiltere'de, İspanya'da, Peru'da ayrılıkçı terör hareketleri sona erdi,
Böyle bir dünyada, gelişmişlik bakımından başarılı sonuçlar elde eden Türkiye'nin, ayrılıkçı ve dinci eğilimlere teslim olma ihtimali çok düşüktür kanımca!
'Taraf'ın iddia ettiği türden bir senaryo veya plan olsa bile, uygulanmamıştır. Neden mi? Türkiye gibi hem sivil, hem de askeri yönetim deneyimleri olan bir ülkede böyle girişimlerle sonuç alma çağı artık sona ermiştir de ondan!
Bizim için tek seçenek var: Demokrasiyi olgunlaştırmak ve içimize sindirmek!
Kaynak: Radikal