Biden ve Yahudiler: Güçlü Bağlar ve Dostane Anlaşmazlıklar 

Ron Kampeas – Eric Fingerhut 

Barack Obama, başkan yardımcısı adayını seçmesinden evvel, bu görevde görmek istediği kişinin  tartışabileceği ama rahat bir çalışma da yapabileceği sâdık bir kişi olması gerektiğini söylemişti 

Obama'nın 65 yaşındaki Joe Biden'i (D-Del) tercih ettiğini o vakte kimse bilmiyordu fakat Demokrat parti başkan adayının duyurusu, Biden'in Yahudi cemaatiyle olan ilişkisini namlunun ucuna yerleştirdi. 

Obama, Cumartesi günü, Demokrat Parti Ulusal Kongresinden iki gün önce, partinin 2 numaralı adamı olarak Biden'i seçti.

1973 yılından beri senatör olan ve çenesi kuvvetli Biden, özellikle de yerleşim yerleri meselesi üzerinde İsrail yanlısı grupla ve İsraillilerle sık sık tartışıyor. Ancak İsrail lehine bahse değer ölçüde oy kullanmışlığı ve Senato Dış İlişkiler Komitesi başkanı olarak İsrail lehine kilit yasama konularında kılavuzluk yapmışlığı da var.

Onunla aynı fikirde olmayanlar arasında bile bobra dobra konuşmasına kıymet verenler bulunuyor.

Cumhuriyetçi parti başkan adayı McCain'e oy veren ama Senato seçim kampanyasında Biden'i destekleyen Philadelphia merkezli bir müteahhitlik şirketinin başındaki Gary Erlbaum, "açık fikirlidir ve kendi vicdanı üzerinden oy kullanır ve tatsızlıkları ballandırmaktan hoşlanmaz" diyor.

Mahmud Abbas, 2003 yılında Filistin Otoritesinin başbakanı iken Yaser Arafat'a karşı bir güç merkezi tesis etmek istiyordu ve Biden, ABD ve İsrail hükümetlerinin Mahmud Abbasa yardım etmede zaafa düşmelerini eleştirmişti. Abbas nihayet Arafat tarafından oyun dışı edilmiş ve oluşan boşluk büyük ölçüde Hamas tarafından doldurulmuştu.

Mart 2007'de kendisiyle yapılan bir söyleşide "kendi ofisimde ve başbakanların ofislerinde 25 yıldır ağız dalaşı yapıyoruz. Paylaşmadığım fikirler var. İsrail bir demokrasi ve hata da yapabiliyorlar. Ancak İsrail doğru şeyi yaptığında [barış süreci] işe yarayacağı fikri bana bir mola fırsatı veriyor" demişti. Aynı söyleşide, ABD'nin İsrail'den uzak durması ve Ortadoğu barış sürecinde daha tarafsız bir role soyunması gerektiği fikrine de karşı çıktı. "Her iki taraf da acı çekiyor fakat sonucu etkileyecek bir taraf var. Sorumluluk, İsrail'in varlığını kabul etmeyenlerin, dürüst oynamayanların, anlaşmaya yanaşmayanların ve terörden vazgeçmeyenlerin üzerindedir."

İki ay önce Arap-İsrail çatışmasına doğrudan taraf olmadığı takdirde" Amerika'nın Irak'ta başarılı olamayacağını öne süren Irak Çalışma Grubu'na Senato'da itiraz edenlerin başını çekmiş, 17 Ocak 2007 tarihli Senato oturumunda "Irak ve Arap-İsrail çatışması arasında bağlantı olduğu fikrini reddediyorum...Arap-İsrail barışını tesis etme yönündeki çalışmalar kendi içinde kıymetlidir fakat yarın bir antlaşma imzalansa bile Irak'taki sivil savaşı sona erdirmeyecektir" demişti.

Museviliği seçen ve 2004 yılı seçimlerinde başkan adayı olan John Kerry'nin kardeşi Cameron Kerry, Biden'in Yahudi cemaatiyle uzun geçmişe dayanan ilişkileri, Obama hakkında endişeleri olan Yahudileri rahatlatacaktır diyor. "İsrail yanlısı grup içinde Biden'e karşı büyük bir saygı görüyorum    " diyen Kerry'e göre "sağlam bir sicili var; meselelere vâkıf ve konuşmayı biliyor. Gördüğüm kadarıyla Yahudi cemaati nezdinde en iyi gayri-musevi vekildir."

Biden'in oğlu, yahudi bir ailenin kızıyla evli ama onun bölgeye olan ilgisi, Yom Kippur savaşından biraz önce 1973 yılında sentör olarak bölgeyi ziyaretine kadar geri gider. İsrail'in o zamanki başbakanı Golda Meir ile görüşmüştü. Şalom TV'de geçen yıl yapılan bir söyleşide, Golda Meir ile yaptığı görüşmeden sonra "kültür, din ve etnisite arasında, çoğu insanın tam olarak anlamadığı - dünya genelindeki yahudilere özgü benzersiz ve çok güçlü - çözülemez bağlar olduğunu" anladığını   belirtmiş ve "genç bir senatörken 'şayet yahudi olsaydım bir siyonist olurdum' dediğini söylemişti. Ben bir siyonistim. Siyonist olmak için yahudi olmak zorunda değilsiniz" şeklinde konuşmuştu.

1976-1989 arasında Biden'e hizmet eden Mark Gittenstein, İsrail hakkında yahudi çalışanları dahil hiç kimsenin Biden kadar konulara vâkıf olmadığını söylüyor. "

Biden, Holokost'u çok iyi kavramıştır ve bu biraz da California'dan demokrat parti kongre üyesi olan ve Holokost'tan sağ kurtulan Tom Lantos'la ilişkisinden dolayıdır. Biden, Lantosu 1970'lerde danışmanı yaptı ve bir ekonomist olan Macaristan doğumlu Lantos, böylece siyasete adım attı.

Lantos'tan öğrendikleri, soykırım meselelerinde Biden'in başı çekmesine yol açtı. Huzursuz Darfur bölgesinde yüz binlerce sivilin öldüğü Sudan'ın tecrit edilmesi için elinden geleni yapıyor şimdi. Geçen yıl düzenlenen Ulusal Yahudi Demokratik Konseyi başkan adayı forumunda "soykırıma girişen her hangi bir ülke, bunu egemenliğiyle öder" demişti alkışlar arasında.

Irak savaşına karşı çıkan Obama, güvercinliğini dengelemek amacıyla merkezci ve muhafazakâr demokratlar arasından başkan yardımcısı adayı seçmenin hesabını yapıyordu. Savaş eleştirmeni olan Biden'in seçilmesi, Cumhuriyetçilerin, Demokrat başkan adayını Ortadoğu meselelerinde sola meyilli diye tanımlamalarına imkan veriyor.

Obama, başkan yardımcısı adayını açıkladıktan hemen sonra Cumhuriyetçi Yahudi Koalisyonu'nun  yaptığı açıklamada "Senatör Obama'nın başkan yardımcısı olarak Senatör Joe Biden'i seçmesiyle   Demokrat aday, Yahudi cemaati nazarında artık çok daha büyük risktir ...Biden, İsrail'e, ABD'ye ve onun bölge müttefiklerine yönelik İran tehdidini tanımada zaafa düşmüştür" deniliyordu.

Ulusal Yahudi Demokratik Konseyi müdürü Ira Forman, İran politikasıyla ilgili yakın geçmişe ait farklılıklar üzerine odaklanılması yüzünden Biden'in İsrail'e karşı uzun geçmişe dayanan bağlılığının ıskalandığını belirtti. "Demokrat aday, başkan yardımcısı olarak Ben Gurion'u seçse bile Cumhuriyetçi Yahudi Koalisyonun eleştirisine mâruz kalırdı. İsrail'in güvenliğine Joe Biden kadar sâdık ve İsrail liderlerini onu kadar iyi bilen başka birini bulamazdınız."

 

Dünya Bülteni için çeviren: Ertuğrul Aydın