PKK konusunda AB ve ABD'nin Türkiye ile işbirliği yönündeki belirsizlik sürüyor..
Hatta Irak yönetimi de, ikili oynuyor..
PKK liderlerinin yakalanıp Türkiye'ye servis yapılacağı iddiaları bugüne kadar havada kaldı..
Ama öte yandan terör, geçtiğimiz günlerde Diyarbakır'da yaşanan olayda görüldüğü gibi can almaya devam ediyor..
Bu vahşet tablosu sıradan bir terör olayından daha farklı bir olay bana kalırsa.. Yine bu olayın arkasında kimlerin olduğu konusunda da iyi bir araştırma yapılmadan hemen bir karar verilmemesi gerek.. Unutmayalım ki birileri terörün bitmesini istemiyor!
Tamam, PKK kampları vuruluyor..
Mutlaka insan zayiatı da vardır, ama bu yolla bu işi bitirmenin mümkün olmadığı açık.
'PKK dağılıyor' lafları da yine havada kalıyor..
Öyle büyük oranda teslim olma olayı da yok..
O zaman bu insanlar nerede?
Muhtemelen bir kısmı Irak'ta, bir kısmı İran'a geçti. Bir kısmı ovaya ve büyük şehirlere gitti, bir kısmı ise Lübnan, Yunanistan gibi ülkelerde ya da Avrupa'da..
Hatta dağda kıstırılan bu eylemcilerin büyük şehirlerde ses getiren eylemlere yönelmeleri de sürpriz sayılmamalı..
Neyse ki, halkı kışkırtma çabaları büyük ölçüde boşa çıktı.
Şimdi, nokta hedeflere yönelebilirler.. Siyasiler ve askeri şahıslar ilk akla gelen isimler.
Görünen o ki, PKK bundan böyle kitlesel bir güç olamayacak. Ama nokta vuruşlarla sesini duyurmaya devam edecek. Hatta belli istihbarat örgütleri, bu adı kullanarak eylemlerini sürdürecekler.
Lider kadrosunun tümüyle tasfiyesi söz konusu değil. "Söz dinlemeyenler" yakalanıp servis yapılacak..
PKK kamplarındaki kişiler de Irak'ta yerleşik düzene geçecek, ya da sisteme entegre olarak profesyonelleşecekler..
Belki Kuzey Irak'ta yeni bir siyasi oluşum söz konusu olabilir..
DTP'nin görüp göreceği bu kadar. İlk yerel seçimlerde CHP ve DTP dibe vuracak gibi..
DTP, Türkiye'yi kucaklayan, demokrasi, insan hakları, hukuk devleti taleplerini öne çıkartan bir parti olamadı.. PKK'nın siyasi uzantısı havasından çıkamadı..
Genel başkanın sahte evrak düzenlemesi ya da milletvekili aracı ile eroin kaçakçılığı gibi hatalar yaptı..
Aslında örgüt, devlet ve toplum üçgenine sıkıştı.. Ne Kürtlere, ne de Türklere yaranabildiler..
Türkiye'de Kürt politikasında yeni örgüt ve yeni lider arayışı gündeme gelebilir..
Radikal anlamda bir strateji değişikliği de gündeme gelebilir..
Bu da Apo döneminin sonu demektir..
Dini dışlayan, sol, ABD, AB ve İsrail'e yakın duran bir Kürt hareketinin başarılı olması mümkün değil.
Bu dönemde Apo da ciddi olarak yıprandı.. Apo-Kesire ilişkisi, Kesire'nin babasının MİT içindeki rolü ile ilgili tartışmalar artık sokağa döküldü. MİT mi Apo'yu kullandı, Apo mu MİT'i belli değil gibi sanki!. Herhalde ikisi de birbirini kullandı..
Apo'nun rolü neydi ve sonra ne oldu?
Apo'ya karşı düzenlenen operasyonu kim sızdırdı?
Apo yakalandığı tarihte Başbakan Yardımcısı olan Hüsamettin Özkan'ın, Habertürk Televizyonu'nda katıldığı Basın Kulübü programında Apo'nun asılmaması için MİT'in rapor verdiğini, TSK'nın da sessiz kaldığını ifade etmesine ne demeli?
PKK'nın silah bırakması Ankara'nın kararlılığı ya da bu operasyonla ilgili değil..
AKP'nin Kürt sorunu ile ilgili siyasi açılımı da öyle.. Demirel de daha önce bu mesajı almış, anayasal vatandaşlıktan söz etmişti..
Sanki birileri, demokratikleşme ve kültürel hakların tanınmasından önce operasyonlarla PKK'lıları eyleme zorluyor gibi bir hava var.. CHP'nin tezkere ile ilgili tavrını hatırlayın.. Terörün bitmesini istemiyor birileri..
Çünkü bu iş büyük bir rant kapısı..
Sanki birileri PKK'nın silah bırakmaması, şiddete başvurması için bütün çabayı harcıyor. Şoven sloganlar, mesajlar, bildiriler dağıtılıyor.
Her iki tarafta da kavganın devamını isteyen, kavgadan nemalanan çevreler var..
Sanırım birkaç "yaramaz çocuk" servis edilip, öbür tarafa da 'durun artık' denilip, bu iş noktalanır. AK Parti ve TSK beklediği başarıyı elde etmiş olur.
Terör tekrar ihtiyaç duyulana kadar ertelenmiş olur. Ama bu kalıcı bir barış olmaz..
Dağdaki gençleri indirmeden bu kavga bitmez. Bu kavgaya sebeb olan kültürel haklar, insan hakları sorunu ortadan kaldırılmadan da bu sorunu bitiremezsiniz..
Onun için anayasa değişikliğinin bir an evvel yapılarak, ardından kapsamlı bir hukuk reformuna gidilmesi şart..
Türkiye, Kürt sorununu sadece PKK konusu ya da Kuzey Irak konusu olarak görmekten vazgeçmeli.. Baskı ile bu sorunu çözmek mümkün değil. Baskı, bu insanları ABD ve İsrail'in kucağına itiyor..
Bir bölgeyi, bir halkı bütünü ile potansiyel terörist olarak görme eğiliminden bir an önce kurtulmamız gerek.
Büyük şehirlerde, göçle beraber ortaya çıkan bu tehlikeli durumun önüne geçmek gerek..
Bu meselenin çözümü için daha katedilmesi gereken çok yol var.
Kayıt dışı siyaset ve kayıt dışı ekonomi çözülmeden bu sorun çözülmez.
Derin devlet var olduğu sürece terör de olacaktır..
Terör ve irtica birileri için birer siyaset yapma aracıdır.
Adalet mülkün temelidir. Adalet yoksa barış da yoktur. Adalet ve barış yoksa özgürlükler tehdit altında demektir. Adalet, barış ve özgürlük yoksa, devletin varlığı ve meşruiyeti tartışma konusu olur..
Selam ve dua ile..