Başörtüsü yasağını kim getirdi, ilk yasak ne zaman kim tarafından uygulandı, başörtüsüyle mücadele ne zaman başladı, kimler tarafından yasaklandı, kimler tarafından kaldırıldı?

Son dönemlerde CHP'nin bazı Müslümanların oylarını alarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı zafer kazanmak istemesi, Türkiye tarihinde Müslümanlara yönelik eziyetlerin tarihçesini bir kez daha merak konusu haline getirdi.

Başta ezanın Türkçeleştirilmesi, Kur'na-ı Kerimin okunmasının yasaklanması gibi yasakların baş mimarı olan CHP'nin başörtüsü konusunda da en kapsamlı yasakları getiren parti olduğu biliniyor. Peki, başörtü yasağını kim ne zaman getirdi?

BAŞÖRTÜSÜ YASAĞINI KİM GETİRDİ?

Türkiye'de başörtüsü yasağı, başta üniversite öğrencileri olmak üzere kamu ve bazı özel kurumlarda kadın çalışanlara uygulanan bir yasaktır. Bu yasağın sosyal ve siyasal etkileri etrafında birçok sorun yaşanmıştır. Başörtüsü, bir takım çevreler tarafından uydurulan ifade olan "siyasal İslam"ın simgesi olduğu iddiasıyla kamusal alanda yasaklanmış ve mahkeme kararlarıyla başörtüsü tiplerine uygulanmıştır.

CHP hükümetleri döneminde 1978 yılında kamu kurum ve kuruluşlarındaki bütün memurlara başörtüsü yasağı getirildikten sonra 1980 yılında gerçekleşen 12 Eylül Darbesi sonrasında çıkarılan ve 31 yıl boyunca yürürlükte kalan "Kamuda Kılık Kıyafet Yönetmeliği" nedeniyle kadınlar kamu kurumlarında başörtüleriyle hiçbir şekilde çalışamamıştı. Başörtüsü yasağı, ilkokul, ortaokul, üniversite gibi eğitim kurumlarında ve kamu kurumlarında (devlet daireleri, mahkemeler, resmi kurumlar) öğrenciler, işçiler ve kamu görevlileri için de geçerliydi. Ancak okul ziyaretçileri ve veliler için bazı istisnalar bulunuyrdu.

Başörtüsü yasağı, kamu çalışanları için geçerli olmasına rağmen hizmet alanlar için geçerli geçerliydi. Mahkemelerde ise yasağın uygulanması yargıçlar, avukatlar, hukukçular ve diğer çalışanları da kapsıyordu.

Askeri kurumlarda ise başörtüsü yasağı en sıkı şekilde uygulanmış ve başörtüsü belli standartları karşılamadığı sürece ziyaretçi veya veliler de içeri alınmıyordu. Başörtülü anneler, sakallı babalar çocuklarının yemin törenlerini izleyemiyor, kışlaların duvarlarının ardından izleyebiliyordu.

Resmi belgelerde (kimlik, sürücü belgesi, pasaport) başörtülü ve türbanlı fotoğraf kullanılmasına izin verilmişse de bazı kurumlarda bu belgeler kabul edilmiyordu.

Üniversite kayıt belgeleri ve kamu çalışanlarının kimliklerinde başörtülü ve türbanlı fotoğraf bulunması da yasaklanmıştı.

Cumhuriyet Halk Partisi ve bazı siyasi partiler laiklik adına yıllarca yasağı savundu. Ancak, Recep Tayyip Erdoğan'ın yasakları kaldırmasından sonra büyük bir destek alması, bir daha da iktidardan indirilemeyeceğinin anlaşılması sonrasında CHP başörtüsü konusunda geri adım atmış, muhafazakarlardan da oy alarak Erdoğan'ı iktidardan indirmenin yollarını armaya başladı. 

BAŞÖRTÜSÜNE ÖZGÜRLÜK DEVRİMCİSİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN

Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlık yaptığı 59. ve 60. hükümet dönemlerinde başörtüsü yasağı konusunda önemli girişimler başlattı. 

Erdoğan, 2008 yılında İspanya'ya yaptığı ziyaret sırasında bu yasağın kaldırılmasını istediğini ilk kez dile getirmişti.

Bunun üzerine Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) yetkilileri bir araya gelerek, Anayasa değişikliği tasarısı hazırladılar.

Bu değişiklik tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşülerek kabul edilmiş ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylandı. 

Anayasa değişikliğiyle, Anayasa'nın 10. maddesine "her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında" ifadesi eklenmiş ve 42. maddeye de "Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yüksek öğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir" ifadesi eklendi. Ancak, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Demokratik Sol Parti (DSP) milletvekilleri, anayasa değişikliğinin iptali veya yok hükmünde kabul edilmesi ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu. 

Anayasa Mahkemesi, davayı kabul emiş ve 5 Haziran 2008 tarihinde anayasa değişikliğini iptal etme ve yürürlüğünü durdurma kararı vermişti.

Mahkeme, kararında Anayasa'nın değiştirilemez maddelerine ve Anayasa Mahkemesi'nin görev ve yetkilerine atıfta bulunarak, 5735 sayılı kanunun bazı maddelerini iptal ettiğini ve yürürlüğünü durdurduğunu açıklamıştı.

TÜRKİYE'DEKİ BAŞÖRTÜSÜ YASAĞININ TARİHÇESİ

1951'de sadece erkek öğrencilerin eğitim görmesi için açılan İmam-Hatip okullarının bünyesinde kız öğrencilerin de dinî eğitim alması için kurslar düzenlenmeye başlandı. Bu aynı zamanda kızların başörtüsü ile eğitim alıp alamayacağı tartışmalarını da başlattı.

Suriye'nin kuzeyinde korkulan oldu: SDG Suriye ordusuna saldırdı
Suriye'nin kuzeyinde korkulan oldu: SDG Suriye ordusuna saldırdı
İçeriği Görüntüle

1966 - Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde derslere başörtüsüyle girmek isteyen ilk öğrenci Nesibe Bulaycı yapılan baskılar sonucu okula başörtüsüz devam etmiştir.

1967 - Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde derslere türbanla girmek isteyen Hatice Babacan yapılan baskılara başını açmamış ve kısa sürede okuldaki başörtülü sayısı 6'ya ulaşmıştır. İslam tarihi hocasının 'ya başını açarsın, ya da sınıftan çıkarsın' demesi üzerine 'başını inancı gereği örttüğünü' iddia eden Babacan dersten ayrılmış, daha sonra da okuldan atılmıştır.

1967 - Hatice Babacan olayından sonra Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde protestolar yaşanmış bu protestolara bazı milletvekilleri de destek vermiştir. Bazı öğrencilerin boykotu sonucu önce dekan istifa etmiş, daha sonra ise fakülte bir aylığına kapatılmıştır. Bu olaylar üniversitelerde yaşanan ilk başörtüsü protestolarıdır.

1968 - AÜ İlahiyat Fakültesi'nden atılan Hatice Babacan AÜ Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'ne başladı. Babacan buradan hiç sorun yaşamadan mezun olacaktır.

1972 - 27 Kasım tarihli Tebliğler Dergisi'nde ilk defa bayan öğretmenlerin kıyafeti gündeme getirilmiş ve 'bayan öğretmenler sade ve ağırbaşlı olacak şekilde süsten ve gösterişten sakınacak, derslerde ve görevde başı açık bulunacak' ifadelerine yer verilmiştir.

1970-80'li yıllarda başörtülü öğrencilere yönelik şiddet de içerebilen (başörtü ve mantoların zorla çıkartılması) zorlama ve yaptırımlar başladı. Bu çeşitli illerde (Ankara, Konya, Malatya) gerginliklere sebep oldu.

1973 - Ankara Barosuna 1972'de başı açık olarak kaydolan Avukat Emine Aykenar bir süre sonra başını örtmüştür. Bunun üzerine dönemin Ankara Barosu başkanı Yekta Güngör Özden imzası ile Aykenar 19 Mart 1973'te 'modern ortamda teokratik giysi olmaz' iddiası ile mesleğin gelenek, onur ve kurallarına aykırı davranış maddesine dayanarak barodan ihraç edilmiştir.[13] Bu yıllarda bazı devlet memurları ve öğretmenler de benzer şekilde memuriyetten atılmış ya da başlarını açmışlardır.

1977-78 eğitim döneminde açılan Sakarya Kız İmam-Hatip Okulu yönetimi okula başörtülü devam etmek isteyen 215 öğrenciyi disipline vermiştir.

1978 - CHP hükûmetinin Çalışma Bakanlığı ilk defa resmî olarak kadın memurların başörtü örtmelerini yasaklamıştır.

1978 - 8 Aralık 1978 tarih ve 52 nolu genelge ile CHP hükûmeti ilk defa kamu hizmetinde çalışan bütün kadın memurların başörtü örtmelerini yasaklamıştır. Bu genelge ile ayrıca erkeklerin sakal, uzun saç ve kravatsız işe gelmeleri de yasaklanmıştır.[kaynak belirtilmeli]

1979 - İlk defa başörtülü ve sakallı fotoğraflarla adayların üniversite seçme sınavına kayıt yaptıramayacakları duyuruldu.

1979 - İlk defa Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde, daha sonra da Hacettepe Üniversitesi'nde başörtülü öğrencilerin kampüs içinde de dolaşmaları yasaklandı.

1979 - Atatürk Üniversitesi türbanlı veya sakallı fotoğraf ile mezun olmak isteyen öğrencilere diploma verilmeyeceğini duyurdu.

1980 - TBMM'de izleyici locasında bazı türbanlı ziyaretçilerin gelmesi üzerine bazı milletvekilleri Meclis başkanına bu kadınların locadan atılmaları talebinde bulunmuştur.

1982 - YÖK, yayınladığı kıyafet genelgesi ile türbanı yasakladı.

1984 - YÖK, kıyafet genelgesindeki başörtüsü yasağını kaldırdı

1987 - Başörtüsü üniversitelerde disiplin suçu gerekçesi ile yeniden yasaklandı. 45. Hükümet (1. Özal Hükümeti)'nin başörtüsünü serbest bırakmak için YÖK yasasındaki yaptığı değişiklik veto edildi.

1988 - 46. Hükümet (2. Özal Hükümeti) ikinci yasa değişikliğini çıkardı.

1989 - Özal hükûmetinin çıkardığı yasa zamanın cumhurbaşkanı Kenan Evren'in başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi.

1990 - Başörtüsüne izin veren üçüncü kanun çıktı. SHP Anayasa Mahkemesine götürdü ve kanun reddedilerek yürürlükten kaldırıldı.

1993 - Şenay Karaduman ve Lamiya Bulut'un üniversitede başörtüsü yasağına ilişkin karara karşı AİHM'de Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı açtıkları dava "laik üniversitede okumayı seçen öğrencinin konulan kılık kıyafet kurallarına da uymak zorunda olması" ve kıyafetlerinin "Türbanı takmayan fakat fakülteye giden öğrenciler bakımından kuvvetli bir dinî işaret olarak görülmesi" sebebiyle Türkiye lehine sonuçlandı.

1997 - 15 Eylül'de YÖK başkanlığının bir genelgesi ile türbanlı öğrencilerin okullara alınması yasaklandı.

1998 - Hayrünnisa Gül, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kazandı, kaydını yaptıramadı.

1998 - 28 Şubat sürecinde bütün üniversitelerde YÖK tarafından türbanlı öğrencilerin kampüs içinde dolaşmaları yasaklandı. Bu yasağı uygulamayan rektörler hakkında soruşturma açıldı.

2002 - Hayrünnisa Gül, okula kayıt yaptıramaması nedeniyle AİHM'de dava açtı, eşi Abdullah Gül Dışişleri Bakanı olunca davayı geri çekti.

2008 - 6 ve 9 Şubat 2008 tarihlerinde üniversitelerde türbana serbestlik getireceği iddia edilen Anayasa değişikliği TBMM'de 518 milletvekilinin katıldığı oylamada 411 olumlu, 103 olumsuz oyla kabul edildi.

27 Şubat 2008 tarihinde kamuda başörtüsü serbestliği sağlayan anayasa değişikliği hakkında, CHP ve DSP ile birlikte 112 milletvekili, imzası içeren şikayet dilekçesiyle Anayasa Mahkemesinde dava açılma talebiyle resmî başvuru yaptı.

6 Mart 2008 tarihinde Anayasa Mahkemesi; CHP ve DSP'nin, üniversitelerde başörtüsüne serbestlik getiren 5735 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un birinci ve ikinci maddelerinin iptali veya yok hükmünde olduklarına karar verilmesi ve dava sonuçlanıncaya kadar yürürlüklerinin durdurulması istemiyle açtığı davada herhangi bir eksiklik tespit etmedi ve davayı kabul etti.

14 Mart 2008'de Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya Adalet ve Kalkınma Partisi'nin "laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği" iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'nde partinin kapatılması için Adalet ve Kalkınma Partisi'nin temelli kapatılma davasını açtı.

Başsavcı, aralarında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da olduğu 71 kişinin siyasetten yasaklanmasını istediği için bu dava öncelikli olarak öne alındı.

5 Haziran 2008'de, Anayasa Mahkemesi 9 Şubat 2008 günlü 5735 sayılı anayasa değişikliğini iptal ve yürürlüğünün durdurulması kararını açıkladı. Anayasa Mahkemesi, açıklamasında, kararını Anayasa'nın 2, 4. ve 148. maddelerini gözeterek verdiğini belirtti ve Anayasa'nın değiştirilemez maddelerine ve Anayasa Mahkemesi'nin görev ve yetkilerine atıfta bulundu.

ÜNİVERSİTELERDE YASAĞIN KALDIRILMASI

2002 yılındaki seçimlerde AK Parti'nin iktidara gelmesiyle, başörtüsü yasağında ani bir değişim olmadı. Başörtüsü, hâlâ hassas bir tartışmaydı. Uygulamada bazı yumuşamalar olsa da, yasal düzenleme yapılmadı. Yüksek mahkemelerin verdiği kararlar da, yasağın kaldırılmasına engel oldu. 2007'de YÖK başkanlığındaki değişimle, üniversitelere başörtülü öğrencilerin girmesinin önü açıldı. YÖK başkanının rektörlüklere gönderdiği talimatla yasak uygulamada kalktı. 

AK PARTİ'NİN DEMOKRATİKLEŞME PAKETİYLE TAMAMEN KALKTI

Kamu personeli için başörtüsü yasağının kalkması ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 1 Ekim 2013'te açıkladığı demokratikleşme paketi ile oldu. Kılık kıyafet yönetmeliğinin 5. maddesinde yapılan değişiklikle kısıtlayıcı hükümler kaldırıldı.

Askerler, emniyet mensupları, hakimler ve savcılar bu düzenlemenin dışında tutuldu. Avukatların, barolar tarafından belirlenen kurallar çerçevesinde başörtüsü takamayacaklarına 
ilişkin uygulamalar ise, mahkeme kararları ile aşıldı.

Kamudaki başörtüsü yasağının kaldırılmasından kısa bir süre sonra, sorun Meclis'te de çözüldü. Hac dönüşü, başörtülerini çıkarmayacaklarını açıklayan 4 AKP milletvekili, 31 Ekim 2013'teki Meclis Genel Kurulu çalışmalarına başörtülü olarak katıldı. AK Parti Konya Milletvekili Gülay Samancı, Denizli Milletvekili Nurcan Dalbudak, Kahramanmaraş Milletvekili Sevde Bayazıt Kaçar ve Mardin Milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey'in katıldığı oturum herhangi bir gerginlik yaşanmadan tamamlandı.