Bağdat'ın eski ile yeni halini kıyaslamak kabil değil. Savaşlarla örselenen bir şehir Bağdat. Her yerde savaşın izleri. Enkaz yığınına dönmüş binalar. Caddeler şehir ahalisi yerine eli tetikte bekleyen güvenlik güçlerini teslim.
Daha yeni yeni normalleşme sürecine giriyor. Hayat beton duvarların arkasına çekilmiş. Her yer kalın duvar. Güvenlik en büyük sorun. Giriş çıkışların kontrollü olduğu 'yeşil bölgeler' en güvenli alanlar. İki gün boyunca en kısa mesafelere bile zırhlı araçlarla gidip geldik.
Cumhurbaşkanı Gül yolda 'Bağdat'ı görünce ağlayacaksınız' demişti. Haksız değilmiş. Binbir gece masallarının şehrini savaş yıkmış, Bağdat bütün ışıltısını kaybetmiş. Türkülerin şehri hayalet şehre dönmüş. Bağdat üzerine yakılmış nice türkülerimiz var.
'Bade harabül Basra' sözünü Bağdat'a uyarlamak mümkün. Basra değil Bağdat harap olduktan sonra... Kelimenin tam anlamıyla Bağdat harabe...
Normalleşme ve istikrar mümkün mü? Gül 'Evet' dedi ve ekledi: 'Çok kısa zamanda büyük mesafe kat ettiler. Hızla normalleşiyorlar.'
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Bağdat gezisinin birden fazla özelliği var. Başından beri vurgulanıyor; 33 yıl aradan sonra Bağdat'ı ziyaret eden ilk cumhurbaşkanı. Daha önemlisi gezi tek gün değil, iki güne yayıldı. Gül bir gece Bağdat'ta kaldı. Üstelik eşi ile birlikte.
Bu da bir ilk... Sadece cumhurbaşkanları değil, dışişleri bakanları da hep Bağdat'ı günübirlik ziyaret edip döndüler. İstisnası yok. Gece kalmanın riski var çünkü. Cumhurbaşkanı Gül ve eşinin ağırlandığı misafirhanenin üzerinde gece boyunca güvenlik tedbiri olarak helikopterlerin dolaştığını öğrendik.
Gül'ün Bağdat'ta gece geçirmesi Iraklılardan büyük takdir topladı. Gül, ikili görüşmelerde takdir duygularının kendisine söylendiğini aktardı. 'Bundan çok memnun oldum.' dedi. Türkiye'nin Irak'taki bütün unsurlara eşit yaklaşmasından övgüyle söz edilmiş.
Zaman zaman Cumhurbaşkanı'na eşlik eden Hayrünnisa Hanım'a farklı program uygulandı. Talabani'nin eşiyle birlikte yetimleri ziyaret etti. Gül, eşinin 28 milyonluk Irak'ta 3 milyon yetim olduğunu öğrenince duygulandığını ve ağladığını söyledi.
Bağdat sıradan bir ziyaret değil. Kalıcı sonuçları olacağı kesin. Özellikle de terör konusunda. Bütün görüşmelerde terör gündeme geldi. Gül'ün mesajları çok netti. Dicle Nehri'nin kenarındaki sarayda basının karşısına çıkan Irak Cumhurbaşkanı Talabani PKK'ya ültimatom verdi; 'Ya silahı terk edin ya da Irak'ı' dedi.
Bu çıkışta Gül'ün söylediklerinin etkisi büyük... Cumhurbaşkanı, 'Kuzey Irak yönetimi sorumluluğunu yerine getirsin, topraklarında terörü barındırmasın.' ifadesini kullandı. Aksi halde egemenliğini tartışmaya açacağını ima etti. Gül, Kürt yönetimine 'Sonsuza kadar beklemeyiz' mesajı da verdi.
Bilindiği gibi Kürt gruplar terörü konuşmak için Erbil'de bir araya gelecek. Bu toplantıdan Türkiye'nin beklentisi yüksek... Gül, 'İlk kez teröre karşı harekete geçtiler.' diye yorumladı. Kürt yönetiminin Başbakanı Neçirvan Barzani de Talabani'nin paralelinde konuştu. 'Anayasamıza göre silahlı güç topraklarımızda barınamaz.' dedi.
Teröre karşı tavır sadece Bağdat'la sınırlı değil. Kuzey Irak Kürt yönetiminde de benzer hava var. Bu hava terörün sona ermesi, kanın durması konusunda umutları artırıyor. Cumhurbaşkanı 'Bu iş bitecek. Ben çok ümitliyim.' dedi.
Cumhurbaşkanı Gül'ün tarihî nitelikteki Bağdat ziyaretinde bütün gruplardan gördüğü sıcak ilginin sonuçlar doğurması kaçınılmaz. Bir dönüm noktasındayız. Bu yeni bir dönem... Teröre karşı sözden eyleme geçiş dönemi.
Kaynak: Zaman