Asya pazarları devriliyor ama bankaları dimdik.
Yaşadıkları borç krizinin dünya'yı sarsmasından on yıl sonra, Asya bankaları, Amerika ve Avrupa'nın başına bela olan iflasların mecrası olmaktan uzak kaldılar. Asya'nın ihtiyatlı borç verenleri, riskli Amerikan menkul kıymetlerinden uzak kalmakla mevcut krizden kazançlı bile çıkabilirler zira darbe almış Batı bankaları taze sermaye arayışı içindeler.
Asya, kredi sıkışıklığını hissediyor. Küresel durgunluk korkuları, hisse senetleri piyasasını burada da vurdu – Tokyo endeksi pazartesi yüzde 4.5 geriledi ve 4-1/2 yıl içindeki en düşük seviyesini gördü – ancak mâli kurumların hiçbiri çökmedi.
Hong Kong ve Hindistan'daki az sayıda banka, mevduatlarını çekmemeleri için sinirli tasarruf sahiplerine güvence vermek zorunda kaldılar. Kredi piyasalarına ilave para pompalandı fakat Batı ülkelerindekine benzer şekilde darbe yemiş borç verenleri panik içinde kurtarma teşebbüsleri yoktu.
Bunun nedeni, Amerikan konut kredilerinin geri ödemelerine endeksli tahvilleri nispeten az sayıda bankanın satın almış olmasıydı. Satın alanlar ise geçen yıl alt gelir grubunda yaşanan çalkantıya sınırlı derecede mâruz kalmışlardı.
Fitch Ratings Hong Kong, Asya Pasifik bağımsız derecelendirme bölümünün başındaki isim James McCormack "Asya bankacılık sistemlerinde pek fazla bir basınç gözlemlemiyoruz...Diğer bankacılık sistemleri gibi [Amerikan subprime / yüksek riskli kredilere karşı] savunmasızlığı katmerlendirmiş görünmüyorlar" diyor.
Bölgedeki bankacıların çoğunun 1997-98 krizinden kalma acı hatıraları var ve ihtiyatla borç veriyorlar; yönetemeyecekleri yüksek risk, yüksek kâr bahsinden sakınıyorlar. Japonya, 1990'lar boyunca ekonomik büyümesinin yatay seyretmesine neden olan gayri menkul kazasında kendi dersini almıştı.
ABD Emlak balonu, Asya'daki dinamik ekonomilerin bol miktarda kredi sunduğu bir zamana denk geldi; bu yüzden sofistike Amerikan türevlerini satın almak için daha az baskı vardı. Küresel bir ekonomik yavaşlama, Asya'nın ihracat eksenli büyümesini dalgalandıracaktır ancak bankaları, zehirli aktifler yüklenmemiş olmanın bilinciyle daha rahat nefes alabilecekler.
Manila'daki Asya Kalkınma Bankası'ndan Cyn-Young Park, "riskten nefret eden bir kültür, Amerika ve Asya mâli piyasaları arasındaki farkı belirginleştiriyor" diyor. İflas dalgasına neden olan son krizden sonra yetkililer, bankaları izlerken daha şahin davranıyorlar, şirketler ise fazla borçlanmaya hevesli değiller. Fakat böyle bir muhafazakârlık uzun vadede açmaza dönüşebilir diye ekliyor. "Asya, Amerikan kaynaklı tüm bu mâli yenilikleri hazmetmeye yetecek denli gelişmedi. Bu tecrit, bir bakımdan zayıflığın alâmetidir."
ABD bankaları düştükleri çukurdan çıkmaya çabalarken, sebep her ne olursa olsun, nakit istifçisi Asya bankaları -ve hükümetleri- iyi bir durumda görünüyorlar.
1997-98 mâli krizinin tersine, Asya sermayesi, finans piyasasında fiyatı düşen aktifleri satın almak için Batı'ya akıyor. Japon Mitsubishi UFJ Financial, Morgan Stanley'e 9 milyar ödeme yaparak yüzde 21 hissesini aldı. Merill Lynch ve Citigroup, bu yıl Singapur hükümetinden destek alarak sermaye artışına gittiler.
Ortadoğu petrol üreticileri, nakite susamış bankalara cankurtaran simidi olabilecek rezervlere sahipler. Abu Dabi egemen fonu Citigroup'a geçen yıl 7.5 milyar dolarlık yatırım yapmıştı.
Yatırımlarına karşı ulusçu tepkilerden duydukları korku ve değer kaybı riski – Singapur'un başlangıç yatırımlarından sonra Merrill Lynch öyle yapmıştı - yabancı devletlerin kenarda durmasına sebep olabilir. Fakat Kongre'nin kurtarma kararından sonra kötü krediler sistemden çıkarılsa bile sermaye tabanlarını yeniden inşa etmeleri için Amerikan bankaları üzerindeki baskı devam edecektir.
Egemen fonlar ve sağlıklı bankalar için cazip olsa gerektir bu. Singapur, Action Economics'den David Cohen'e göre "egemen fonlar ve sağlıklı bankalar, ihtiyaç duyulan sermaye'ye sahipler. Batılı devletlerin yöneticileri onların yatırımlarına kucak açmaktan memnunlar."
Asya bankaları nispeten güçlü olmalarına rağmen yatırımcılar Asya bölgesindeki borsalarda puan düşüşüne yol açıyorlar. Japonya borsaları, Amerika'daki ekonomik gerilemenin Asyalı ihracatçılara zor anlar yaşatacağı korkusundan dolayı pazartesi günü hızla düşüşe geçti.
Hong Kong'da yayınlanan gazeteler, bir HSBC yetkilisinin, Asya'da yaşanacak bir ekonomik yavaşlamanın, on yıl öncekinden çok daha keskin olacağını ve iyileşmenin daha uzun süreciğini söyleyerek uyardığını yazdılar. Çin, G.Kore, Hindistan, Singapur, Avustralya ve Tayland piyasalarında düşüşler kaydedilerken Hong Kong'daki Hang Seng endeksi yüzde 5 değer kaybetti.
Singapur'da yerleşik bir yayıncılık ve araştıma şirketi olan The Asian Banker kurucusu ve İcra Kurulu Başkanı Emmanuel Daniel, küresel ekonomik yavaşlamanın bölgedeki bankaları er geç inciteceğini söylüyor. Ürün ve hizmetlerini satmak için Amerika'dan gelecek taleplere ciddi ölçüde bel bağlayan şirketlerin sıkıntı hissedecekleri kesin, muhtemelen de gelecek yılın başlarından itibaren. "Bu gerçekleştiği vakit, Asya'da, borç alanların kalitesinin sorgulanmaya başlanacağına ve bu sorgulamanın bankacılık sektörünü etkileyeceğine dair endişeler var. Asya bankaları kendilerini buna hazırlıyorlar."
McCormack, G.Kore ve Tayvan'da sıkı kredi şartlarına karşı savunmasız olan bankaları izlediğini, basıncın etkisinin, finansman için sermaye piyasalarına bağımlı bankacılık sistemleri üzerinde olacağını söylüyor.
Dünya Bülteni içn çeviren: Ertuğrul Aydın