Zırzopi Aşireti davul-zurna ile AKP ye katıldı, Zırtaboziler de iltihak pazarlığı yapıyor.

Kerbızini aşiretinin 15 bin oyu var. Ama okur yazar seçmen sayısı 14 bin 985.

Bitlis’teki “Şeyh Çocuğu Gaffari”nin CHP adaylığına, müritleri “amin” dedi.

Peygamber soyundan gelen beynamaz “Seyyid Kurmıki” DP’nin gözdesi.

Şanlıurfa’da Arapların oylarına göz diken AKP, Harran Belediye Başkanının 3. karısını partisinden aday gösterdi.

İşte böyle...

Kürt milletinin bilincini eşekleştiren ve “deh” diyen herkesin altına mekkâre diye süren iki güç;

Aşiretler ve Şeyhlikler.

Soyluluğu, sopasının sayısıyla orantılı aşiretler ve ilmi at seyisliğinden ileri gidemeyen şeyhlikler... Devlet dediğiniz gücün, Aşiret ağalarına ve şeyhlere olan duygusal ve katkısal yakınlığını da eklerseniz işte size doğan 3. güç: PKK

            Aşiretler, Şeyhlikler ve PKK...

            Masum Kürt halkının cehaletinden özgürlükler ve kardeşlikler devşiren birbiriyle orantılı güç odakları.

            İki dönüm toprağı olmayanlar, ağalara maraba olup köleliğe razı oldu. Ve boyunlarına hamut geçirilerek öküz gibi çifte sürüldüler.

            Maraba olamayacak kadar tembel ve onursuz olanlar beynamaz şeyh ailelerinin leş kokan dergâhlarında kul oldu. Şeyhlerinin BMW marka arabalarının teker izlerini öptüler, öpüyorlar...

            İkisinden de şamarı yiyip köyde kul olacağına yüce dağlar aslanı olmayı benimseyenler de PKK’lı oldu. Vurdular, vuruldular, teslim oldular, itirafçı oldular yada devlet içi çetelerle ticaret yaptılar.

            Demokratik sosyal devlet, şeyhleri ve aşiretleri sever. İtirafçı PKK lıyı da sever.

Köleler ve karavaşlar....

“Deh” deyince revan olup “Çüşş” deyince fren yapan bir ahaliyi kim sevmez.

Birileri, “Gel, yıllardır seni sömüren şeyh ve ağalardan intikamını alacağız. Kendi toprağını sürecek, kendi ineğini sağacaksın. Bu yerler senin için yeşerecek” dese, hangi ahmak, bu cennet vadine cehaletiyle karşı koyabilir?

Ağalara, Şeyhlere ve PKK ya başkaldıranlar “Allah devlete zeval vermesin” duasıyla Köy Koruculuğunu kabul ederek 4. güç unsuru olmadı mı?

Peki ya dördüne karşı isyan edenler?

İlim deyip, bütünleştirici ve kaynaştırıcı evrensel değerlerin peşine takılarak Ankaralara, İstanbullara, Konyalara taşındılar. Ve onları bekleyen akıbet güneydoğudaki acı gerçeklerden farklı olmadı. Buralarda da, ya siyaset ağalarının ya da cemaat şeyhlerinin eşiklerine kelle koydular.

Bunları yapmayanlar ne oldu?

Ortalık yerde toz duman oldu.

Şimdi gelelim konumuza.

İki gün önce memleketim Urfa’daydım. “Siyaset nasıl?” diye soracak gibi oldum ki, gecenin bir yarısı kaçak çaylı, insan kıçını kıran iskemleli seçim bürolarında buldum kendimi.

Çok değerli bir dostum saymaya başladı;

-Bu, AKP’nin “...?” sıra adayı. Falanca aşiretten.

-Bu, AKP’nin “...?” sıra adayı. Aynı aşiretten.

-Bu, Müstakbel AKP’li...Ama bağımsız. Aynı aşirete mensup 3. Vekil adayı.

-Bu, AKP’nin “...?” sıra adayı. Bir arap aşiretinden. Belediye reisinin 3. karısı.

-Bu, DTP’nin desteklediği Bağımsız Aday. Hiçbir özelliği yok ama PKK saflarında çatışarak can veren bir sürü yakını var. İltifat babından aday ettiler.

-Bu, AKP’nin “...?” sıra adayı. Aşireti yok ama Allah’ı var.

-Bu, AKP’nin “...?” sıra adayı. Aşireti yok ama parası var.

Altıncı sıraya kadar sayıyor. Ben diğerleri diyecek gibi oluyorum. “Gerisi tüm partilerde ıskartadır” diyor.

Bu adaylar arasında arabasının tekerinin izi öpülen şeyhler de var.

Aslında PKK’nın ortaya çıkmasıyla beraber aşiretçilik ve şeyhçilik makamları ciddi surette tartışılmaya başlandı. Ağalar da şeyhler de akıp giden dünyanın seyrine doğru kendilerine çekidüzen vermeye başlamışlardı. Şimdi bu siyasi partiler, halkının bilincini eşekleştiren ağaların ve şeyhlerin şuuruna hürmet ederek onları tekrar gücün merkezine sürüklüyor.

Hadi, AKP den adalet beklemeyenlerin yakarışına yetişmeye hazır duran bir kudrete seslenelim;

Yetmez mi Mus’ab olduğumuz bunca devahi

Ağzım kurusun... Yok musun ey Adl-i ilahi..

                       

Fıkra Gibi:

Şanlıurfa’da bir milletvekili adayı canlı TV programında

Programcı soruyor: “Efendim, para karşılığı kadro sattığınız söyleniyor”

Aday cevap veriyor: “İspatlamayan şerefsizdir. İspatlasınlar 2 kadroyu beleş vereyim”