Türkiye, geçmiş yıllarda iktidar partileri ile Genelkurmaybaşkanları arasında söz düellosuna tanık oldu. Karşılıklı atışmalar yaşandı. Ancak böylesi ilk kez görülüyor. Muhalefetin iki büyük partisi CHP ve MHP ile asker karşı karşıya geldi.
Baykal ve Bahçeli söz birliği etmişçesine dün grup toplantılarında Büyükanıt Paşa'ya çok ağır sözlerle yüklendi. Tartışma kara harekatının sona erdiği gün başladı. Muhalefet ABD'nin telkinleri sonucu operasyonun erken bittiğini öne sürdü. Bu sadece muhalefet partilerinin görüşü değil, sokağa da egemen olan düşünceydi. Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt soru işaretlerini ortadan kaldırmak için Ankara'da bir gurup gazeteciye açıklamalarda bulundu. 'Etki söz konusu değil, ispatlasınlar üniformamı çıkarayım' dedi. Büyükanıt, Baykal'ın eleştirilerini karşılıksız bırakmadı; "Siyasilerle polemiğe girmem ama görevi siz mi veriyorsunuz ki siz mi denetliyorsunuz ki 'içeride parça kaldı' diyorsunuz."
Genelkurmay Başkanı 'Polemiğe girmem' dedi ancak söylediklerinin, tartışma doğurmaması, cevabının verilmemesi mümkün değildi. Polemiğe neden olacağı aşikardı. Nitekim cevap da gecikmedi. Dün Büyükanıt'a ilk eleştiri MHP lideri Devlet Bahçeli'den geldi. İnandırıcılığını vurgulamak için 'Üniformamı çıkarırım' demesine rağmen söylediklerinin Bahçeli'yi hiç de tatmin etmediği görüldü. MHP lideri harekat süresince Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinden yayınlanan açıklamalara itiraz etti. Gerekçesi ise çok ağır; 'Bu açıklamalarda teröristleri uluslararası kamuoyunda gerilla sıfatına sokacak terimler kullanıldı. TSK açıklamasındaki bazı ifadeler PKK'ya itibar kazandırıyor. Muhabere ve lojistik tesisi gibi kavramların kullanılması teröristleri savaşan taraf gibi gösterdi.' Bahçeli lafı hiç dolandırmadan Genelkurmay'ı PKK'ya itibar kazandırmakla itham etti. MHP lideri pek haksız değil. Genelkurmay'ın açıklamalarında çok daha özenli dil kullanması gerekmez mi? Üslup, içerik kadar önemli. Benzer dağınıklık ve üslupsuzluk 27 Nisan bildirisinde de gözlenmişti.
MHP'nin ardından gözler CHP'ye çevrildi. Baykal'ın, Büyükanıt'ın sözlerini cevapsız bırakması düşünülemezdi. Doğrusu CHP liderinin bu kadar sert ve ağır konuşacağını ummuyordum. Sözlerinin dozu grup salonlarının alışık olduğu 'İktidar-muhalefet' atışmalarının çok ötesine geçti. Belli ki Baykal, Büyükanıt'ın kendisine yönelik sözlerine çok alınmıştı. Sık sık 'kimse kızmasın' diyerek başladığı cümleleri doğrudan Genelkurmay Başkanı'nı hedef aldı.
CHP lideri 'kara harekatının neden aniden bittiği' sorusunun ortada olduğunu söyledi. 'Üniformamı çıkarırım' vurgusuna rağmen Büyükanıt'ın açıklamalarını ikna edici olmaktan uzak ve yetersiz buldu. Operasyonun başında ve sonunda ABD'nin etkisini uzun uzun anlattı. İspat isteyen Büyükanıt'a 'Bunlar çok açık' dedi. Baykal'ın konuşmasını dikkatle dinlerken o kadar ileri gitti ki bir an 'Haydi üniformanı çıkar' diyecek zannettim. Şu ifadeler de Genelkurmay Başkanı'nın dünkü sözlerine cevap niteliğinde; 'Ne hakla konuşuyorsun dersen. Anamuhalefet lideriyim ben. Milletin vekiliyim ben. O harekatı başlatan tezkerenin altında benim de imzam var.' Baykal'ın Büyükanıt'a cevap niteliği taşıyan sözleri grup konuşmasının büyük bölümüne damgasını vurdu. Sık sık milletvekillerinin hararetli alkışlarıyla kesildi. O kadar ki ayağa fırlayanlar oldu.
Gerek Bahçeli gerekse Baykal'ın sözleri görmezden gelinecek türden değil. Büyükanıt'ın bir cevabı olmalıydı. Nitekim ilerleyen saatlerde Genelkurmay Başkanlığı'ndan beklenen karşılık geldi. Açıklama Bahçeli ve Baykal'ın sözleri kadar ağır. 'Bu saldırılar Türk Silahlı Kuvvetleri'nin terörle mücadele azmine, hainlerden daha fazla zarar vermektedir' dendi.
CHP ve MHP geleneksel olarak askere yakın duran partiler diye bilinir. Şimdi roller değişti. Her iki parti Genelkurmay'a salvolar gönderirken iktidardaki AK Parti savunmak durumunda kaldı. Ankara'da Genelkurmay'la muhalefet arasında rüzgarlar çok sert esiyor.
Kaynak: Zaman