Ermeni sorunu sadece dış politikanın değil, Ankara siyasetinin de ana gündemi oldu. AK Parti hükümetinin 'açılım politikasına' muhalefet partilerinin itirazı giderek sertleşiyor. CHP lideri Deniz Baykal, "Türkiye, Azerbaycan'ın arkadan hançerlenmesine göz yumamaz. Hiçbir hükümetin buna gücü yetmez." dedi.
Ermeni sorunu, iç politikanın da en sıcak konusu haline geldi.

Obama ziyaretinin etkisiyle de Türkiye'nin ABD'nin talebi doğrultusunda Ermenistan sınırını kısa sürede açacağı yönünde algı oluştu. Bu hava, aynen Bakü'ye de yansıdı. Azerilerde Türkiye'ye karşı bir nebze de olsa kırgınlığa meydan verdi. Devlet Başkanı İlham Aliyev'in İstanbul'daki Medeniyetler İttifakı zirvesine katılmamasının nedeni buna bağlandı.

Türkiye'nin, bir süredir Ermenistan'la ilişkileri normalleştirmek için 'yeni siyaset' izlediği doğru. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Sarkisyan'ın daveti üzerine millî maçı tribünden seyretmek için Erivan'a gitmesi, iki ülke arasında yeni bir süreç başlattı.

Bu süreçte Türk ve Ermeni diplomatlar, gizli yürütülen müzakerelerde sorunların çözümü için çaba harcıyor.

Başından beri 'Azerbaycan faktörü' hiç göz ardı edilmedi. Türkiye, attığı her adımda Bakü'yü bilgilendirdi. Telefon diplomasisi hiç susmadı. Cumhurbaşkanı Gül ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan, bizzat giderek Aliyev'e gelişmeleri aktardı. Şimdi Azerbaycan, devre dışı mı bırakılıyor? Türkiye'nin Ermenistan sınırını açacağı yönündeki algı, gerçeği ne denli yansıtıyor?

Başbakan Erdoğan, Hatay'dan önceki gün yaptığı açıklamada, bir politika değişikliği olmadığını net ifadelerle anlattı. "Karabağ sorunu çözülmeden sınırın açılmasına kesinlikle imza atmayız." dedi. Erdoğan'ın sözleri, esnekliğe yer bırakmayacak kadar açık. Ermenistan sınırının açılması için 'Dağlık Karabağ' şartı masada aynen duruyor.

Bu konuyu Meclis Dışişleri Komisyonu Başkanı AK Partili Murat Mercan'la uzun uzun konuştum. Mercan, Obama ziyaretinin ardından Çankaya Köşkü'ne giderek Cumhurbaşkanı Gül'le de görüştü. Yani söyledikleri, salt kendi görüşü değil. ABD Başkanı ile kapalı kapılar ardından yapılan görüşmelerin içeriğinden az çok haberdar. Yorumu önemli.

Mercan, edindiği izlenime dayanarak Obama'nın, Ermenistan kapısının açılması konusunda Türkiye'den ısrarcı talebinin olmadığını belirtti. ABD'nin, Kafkasya sorununun parçası olan Ermenistan probleminin çözülmesini istediği sır değil. Haliyle Türkiye'nin açılım siyasetinden de memnun.

Obama'nın sözde Ermeni soykırımı sorununun çözümünü Türkiye ile Ermenistan'a bırakması, ABD'nin sanıldığı gibi aşırı müdahil olmadığının işareti sayılabilir.

Mercan, Ermenistan sınırının açılmak üzere olduğu değerlendirmelerinin gerçeği yansıtmadığını anlattı. "Başta sınırın açılması olmak üzere Ermenistan'la ilişkilerde Azerbaycan'a rağmen adım atmayız. Ermenilerin işgali altındaki Dağlık Karabağ'da Azerbaycan'ı tatmin edecek çözüm bulunmadıkça bir gelişme beklenmemeli." dedi.

AK Partili Mercan, çok net ifadeler kullandı: "Türkiye'nin Azerbaycan'ı göz ardı ederek Ermenistan'a taviz vermesi söz konusu değil." Mercan, son derece hassas özellikleri olan bu sorunun iç politikaya alet edilmesinden rahatsız olduklarını söyledi. Çünkü bu tartışma Türkiye ile Azerbaycan ilişkilerini olumsuz yönde etkiliyor.

Mercan'ın sözleri AK Parti'nin Ermenistan sorununa bakışını tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Hükümetin politikası da farklı değil, bu doğrultuda... Türkiye'nin, Ermenistan'la ilişkileri düzeltme yönünde çaba içinde olduğu doğru. Ama Azerbaycan faktörünü ihmal etmeden...

Dışişleri Bakanı Ali Babacan, üç gün sonra Karadeniz Ekonomik İşbirliği toplantısı için Ermenistan'a gidecek. Hem bölgesel sorunları konuşacak hem de iki ülke arasındaki ilişkilerin seyrini...

Hükümet ve AK Parti'deki hava, kamuoyundaki algının aksine Azerbaycan göz ardı edilerek Ermenistan konusunda adım atılmayacağı yönünde... Dağlık Karabağ sorunu çözülmeden sınır kapısının açılması da söz konusu değil...

Kaynak: Zaman