Sevinci, kıvancı, utancı yüzünden okunamayan ‘insan’ değildir.

Arsızlık, ayarsızların müseccel markasıdır.

Arı olmayana ayar vermek de zordur nihayet. Ve insan arlanabildiği kadar onurludur.

Mevzuyu ‘bundan sonra ne olur?’ suali etrafında köpek gibi dolandırarak bir diskura kurban etmenin manası yok. Direkt ve gözlerinin içine dik dik bakarak demeli ki; ‘ananı da al git ulan!’

Bu bir küfür mü?

Muhalefet karar verdi ve bu ağır bir küfürdür dedi. Ve sonra bu küfrü çok sevdi. Bunun üzerine siyasetini inşa etti. Tertiplenen mitinglerde ‘anamızı da alıp geldik’ pankartları açarak başbakanı neredeyse uçkuruyla sınayarak aile huzurunu kaçırdılar hiç yoktan.

Muhalefet bu küfürdür deyince başbakan bocaladı. Küfür olmaması için şunu demesi gerekirdi oysa ‘sen git, ananı bize bırak,’

Muhalefetin siyasi bir şehvetle yaltaklandığı bu küfür 22 Temmuz seçiminin aforizması olarak siyaset literatürüne geçti. Bu söz başbakanın ağzından fırladı ama siyaseti fırlamalık zanneden zevatın diline pelesenk oldu.

Seçim oldu ve bitti.

Kim kazandı?

·        Bizansın çocukları

·        Siyonizmin uşakları

·        Cehennem biletçileri

·        Patates dini mensupları

·        PKK ve Barzani’nin yandaşları

·        AB uşağı

·        ABD yavşağı

·        Gemiciler

·        Tavuğuna aldığı mısırdan Un-Akıtan Malı-Ye bakanı

·        Türbanlılar

·        Anasını hiçbir yere götürüp getirmeyenler.

 

Kim kaybetti?

·        Fatih’in torunları

·        Gâvur mahallesinden Müslüman evini taşlayan ihtiyarlar

·        Anasını alıp gelenler ve de alıp gitmek zorunda kalanlar

·        Sistemin muhtarları ve muhtıracılar

·        Muhtıra alayları ve laiklik tamtamcıları

·        Din bezirgânları ve evlat düşmanları

·        Ehli imana musallat olan din ehli kahramanlar

 

Ben de diyorum ki;

Ey aklını imanla malul edenler!... Bu böyle gitmez!. Pırasadan yağ çıkmaz dedim. Anlamadınız. Helallik isteyin, hakkınızı helal edin dedim. Bırakın dedim çocukların olsun tac u tahtı dünyanın.

Ey aklını vatanla zul edenler!... Buraya kadar!. Bu Millet dansözleri şehvetle izler ama onu nikâhına almaz dedim. Kürtçe şarkı söylemekle Kürt oyu alınmaz…

Ey Aklını Anasıyla bozanlar!... ‘anamızı da alıp geldik’ diyerek ‘yalanını al da git’ herzesiyle cumhuriyet kazanmaz!...

Hiçbir rütbe Milletin omuzlarında yükselen onur ve tevekkülden daha üstün değildir. Dostuna fayda sağlayacak kadar gün görmediyse de henüz, düşmanını rezil edecek kadar asildir. Sandıktan dertlerine çözüm beklemez. Ama sandığı bir tabut gibi düşmanının üstüne çakmayı iyi bilir.

            Yıllar önce bir TV programında Besim Tibuk’u izlemiştim. Durup dururken ‘Nevvaz Şerif şerefsizdir’ demişti de afallamıştım ekran karşısında. 0-6 yaş grubundaki siyasi beynimle anlamaya çalışırken bu salvoyu, peşinden gerekçesini açıklamıştı. Her ne kadar Liberal bir partinin lideri idiyse de hayli dik ve radikal bir özelliği vardı. Tıpkı adında saadet olup da dünyasını perişan, ahiretini ziyan eden ecmainin yaşadığı bir paradoks gibi.

            ‘Çünkü Nevvaz Şerif darbedicir’  dedi. O gün bugündür darbelerin çok kötü bir şey olduğu yerleşmiş belleğime.

            Bu millet askerini sever. Ama askerciyi sevmez.

            Ben bu milleti seviyorum.

            Bu millet kısacası 22 Temmuzda şunu dedi;

‘Ey darbe tamtamcıları!.. Ananı da al git..’

Eğer bunu küfür kabul ediyorsan çok özür dilerim, öyleyse;

‘Ey darbe tamtamcıları!.. Ananı bırak  da öyle git. Biz ona senden daha iyi bakarız’