Aganta Burina Burinata ne demek, kelime anlamı nedir, hangi dilde kelimelerdir soruları bu aralar merakla soruluyor.

Özellikle de Netflix'te yayınlanan "Barış Akarsu Merhaba" isimli filmi izleyenler burada gördükleri kitabın kapağını görünce merakla soruyor: 

AGANTA BURİNA BURİNATA NE DEMEK?

Bir denizcilik terimi olan bu söz grubunda; “Aganta“, ‘tut, zaptet!’ anlamına gelir; “burina ve burinata” sözü ise serenlerin üstündeki alt ve üst yelkenlerin adıdır.

Aganta Burina Burinata, Cevat Şakir Kabaağaçlı tarafından 1946 yılında yazılan bir romandır.

Türkiye Hamas'ın silahsızlanmasını istediği iddiası
Türkiye Hamas'ın silahsızlanmasını istediği iddiası
İçeriği Görüntüle

Kitap, deniz ve Bodrum tutkunu olarak bilinen Halikarnas Balıkçısı adıyla tanınan Cevat Şakir tarafından bir denizci terimi olan "serenlerin üstündeki üst ve alt yelkenleri tutma" anlamına gelen bir ifadeyle adlandırılmıştır.

Mahmut adlı bir Bodrumlu denizcinin anlatımıyla deniz ve deniz insanının hikayesini ele alan kitap, denize ve deniz insanlarına duyulan sevgiyi şiirsel ve coşkulu bir dille ele almaktadır.

Roman, altı ana karaktere odaklanmaktadır: Mahmut, Süleyman Kaptan (Mahmut'un babası), "Kirpi" Halil, Fatma (Mahmut'un çocukluk arkadaşı), Hakkı Reis ve Ayşe (Mahmut'un karısı). Mahmut'un anıları şeklinde aktarılan eser, Düş Sokağı Sakinleri müzik grubu tarafından bestelenmiştir.

ROMANIN KONUSU NEDİR?

Bu hikayede, Mahmut adlı bir karakterin deniz sevgisi ve onunla olan mücadelesi anlatılmaktadır. Mahmut'un babası Süleyman Kaptan, kardeşi Davut'un ölümüne sebep olduğu için denizi suçlamaktadır. Bu nedenle Mahmut'un denizci olmasını istemez. Mahmut, Kirpi Halil'in yanında çırak olarak çalışırken deniz sevdasını daha da güçlendirir. Okula gitmekte zorluk çeker ve denizi hayal ederken derslerine odaklanamaz. Mahmut, denizdeki maceralara özlem duyar ve denizci olmaya karar verir. Babasının sefer sırasında öldüğünü ve annesinin ona mektup yazarak geçim sorumluluğunun ona kaldığını öğrenir. Maddi zorluklarla karşılaşır ve annesini de kaybeder. Memleketine döndüğünde eski sevgilisi Fatma'yı bulmak istese de onun yüzünde ciddi yaralanmalar olduğunu görür ve ayrılırlar. Zeynel Ağa'nın kızı Ayşe ile evlenir ve varlıklı bir hayat sürerken bile denizi özlemektedir. Sonunda, ailesini ve zenginliklerini feda ederek denize geri döner.

HALİKARNAS BALIKÇISI KİMDİR?

Halikarnas Balıkçısı olarak bilinen kişi, gerçek adıyla Cevat Şakir Kabaağaçlı (17 Nisan 1890 - 13 Ekim 1973), Türk yazar ve denizci olarak tanınmış önemli bir isimdir. Bodrum'u ve denizi sevgiyle anlatan yazılarıyla ün kazanmıştır.

Cevat Şakir, İstanbul'da doğmuştur. Edebiyat öğrenimine İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi'nde başlamıştır. Daha sonra Sorbonne Üniversitesi'nde hukuk eğitimi almıştır. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra yargı kariyerine başlamıştır. Ancak, edebiyata ve denize olan ilgisi onu farklı bir yola yönlendirmiştir.

1925 yılında Bodrum'a sürgüne gönderilmiştir. Bu sürgün dönemi onun hayatında bir dönüm noktası olmuştur. Bodrum'un doğal güzellikleri ve denizin büyüsü, Cevat Şakir'i etkilemiş ve deniz ve balıkçılık konularında derin bir tutkunun ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Bodrum'da geçirdiği bu sürgün döneminde yazdığı deneme ve öykülerle tanınmıştır. Bodrum'da denizcilerle tanışmış, onların yaşam biçimlerini ve denizle olan ilişkilerini yakından gözlemlemiştir. Bu deneyimleri ve gözlemleri yazılarına yansıtmış ve Bodrum'u anlatan eserleriyle Türk edebiyatında önemli bir yer edinmiştir.

En ünlü eserlerinden biri "Ağrı Dağı Efsanesi"dir. Bu eserde, Ağrı Dağı'nda geçen bir aşk hikayesi anlatılmaktadır. Ayrıca "Bodrum Mektupları" adlı eseri de Bodrum ve deniz sevgisini anlatan önemli bir çalışmadır.

Cevat Şakir, Bodrum'a olan aşkını ve çevre koruma konusundaki duyarlılığını da dile getirmiştir. Bodrum'un doğal güzelliklerinin korunması ve denizlerin temiz tutulması konusunda önemli bir ses olmuştur.

Kabaağaçlı, edebi çalışmaları ve Bodrum'a olan sevgisiyle tanınan bir yazardır. Bodrum'u Türk edebiyatının önemli bir konusu haline getirmiş ve deniz sevgisini şiirsel bir dille anlatmıştır. Yazıları ve eserleri hala Türk edebiyatında etkisini sürdürmektedir.