Afganistan'daki savaş hiç de kazanılmaya yakın durmuyor. Taliban'la konuşmayı da içeren sarih bir karşı-isyan stratejisi ve merkezine yardımı koyan bir operasyon olmazsa, Afganistan pekâla Irak'ın yolundan gidebilir
Suikastçının mermisi veya roketi hedefine, yani Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai'ye isabet etmiş olsaydı, dünkü saldırı NATO'nun bu ülkeyi istikrara kavuşturmaya yönelik çabalarına yıkıcı bir darbe sayılacaktı. Ne yazık ki aynı önermeyi ölüme olduğu kadar hayata bakıp öne sürmek mümkün.
Çeşitli suikast girişimlerinden sağ çıkan Karzai, bir günü daha kurtardı, fakat Afganistan için verilen savaş hiç de kazanılmaya yakın gibi görünmüyor.
Altı yıldır ABD öncülüğünde verilen askeri desteğin ardından, ülkedeki güvenlik durumu kötüleşmeyi sürdürüyor. Bunu hiçbir şey, dün Kabil'deki askeri bir geçit töreni sırasında düzenlenen saldırıdan daha canlı tasvir edemezdi; ağır silahlarla donanmış militanlar, her biri önemli birer hedef konumundaki bakanların toplu halde bulunduğu alana 100 metre yaklaştı. Ön sırada oturan iki milletvekili (ki Karzai'nin durduğu yerin 30 metre yakınındaydılar) vuruldu. Daha da kötüsü, Afganistan'ın nasıl istikrara kavuşturulacağına dair ortada hiçbir plan ve oybirliği yok gibi görünüyor.
Karzai seçimi düşünüyor
Üst düzey Britanyalı ve Amerikalı kaynaklar Karzai'nin zayıf liderliği, yozlaşmış yetkilileri görevden alma ya da uyuşturucu trafiğinin üzerine gitme yeteneksizliği veya gönülsüzlüğü konusunda açıkça kuşku beyan ediyor. Karzai gelecek yıl meclis ve başkanlık seçimleriyle yüz yüze gelecek, bu yüzden ülkenin Taliban tarzı kurallara geri döndürüldüğü korkuları var. Sözgelimi Hint yapımı popüler pembe dizileri yayımlayan televizyon kanalları kapatılmaya çalışılıyor.
Bir nevi 'kalp kalbe karşı' durumu söz konusu. Cumartesi günü New York Times'a verdiği röportajda Karzai Britanya ve Amerika'nın savaşı yürütüş biçimini eleştirdi. ABD'nin Taliban militanlarını ve onların sempatizanlarını tutuklamasının, Taliban'ı silah bırakmaya teşvik etme çabalarını sekteye uğrattığını söyledi. Bazı savaş ağalarıyla Amerikan güçlerinin kötü muamelelerinin, Taliban'ı Pakistan'a kaçırdığından ve hareketin orada tekrar toplanıp silahlandığından yakındı.
Gerek İslami kuralların dönüşü, gerekse Karzai'nin kendisini iktidara getiren yabancı ülkelere karşı giderek sertleşen tutumunun arkasında siyasi hesaplar yattığı söylenebilir. Karzai seçimler yaklaştıkça daha bağımsız, milliyetçi bir görüntü vermek istiyor olabilir. Diğer yandan generallerin Karzai hakkında söylediklerinde de gerçek payı var.
Geçen yıl yaklaşık 2 bin sivil öldü
Karzai sivil ölümlerin Taliban'la mücadele çabalarına zarar verdiğini söylerken kesinlikle haklı. Afganistan Güvenlik Dairesi adlı sivil toplum kuruluşuna göre, geçen yıl yaşanan çatışmalar sonucunda yaklaşık 2 bin sivil hayatını kaybetti, bunların 240'ı hava saldırılarında can verdi. Karzai'nin ABD ve Britanya taktiklerine yönelik iddialarının sarpa sardığı nokta, kendisinin Taliban'a karşı yaptıklarına dair anlattıkları. Devlet başkanı Taliban militanlarının ülkeden çıkmak zorunda bırakılmaması gerektiğini söylüyordu, fakat hükümeti öylesine zayıf ki, bunu ancak 'çok geç olduğunda' öğrendi.
Buna inanması güç. Birincisi, Taliban ülkeden çıkmaya zorlanmış değil ve sadece ülkenin kendi kontrolünde olan yüzde 10'luk kesiminde değil, hükümetin kontrol ettiği yüzde 30'luk bölgede de var oldukları gayet aşikâr. İkincisi yozlaşma ve kayırma çok ileri boyutlar kazanmış durumda. Karzai'nin Lord Ashdown'un süper-temsilci olarak atanmasını veto etmesinin veya iki AB ve BM diplomatını sınırdışı etmesinin nedenlerinden biri, Taliban'la bir diyaloğu engelleyecek olmaları değildi. Diplomatlar bu tür temaslardan birine de dahil olmuştu. Asıl sebep, Karzai'nin müteakip diyaloğu manipüle edemeyecek olmasıydı.
Sivil hükümet her zaman alternatif
Helmand'daki çatışmalarda köşeye sıkıştırılan Taliban, Irak'taki direnişe çok benzeyen taktikler benimsiyor -intihar eylemleri, yol kenarı bombaları ve kent merkezinde düzenlenen saldırılar. Bunlar Afganistan görevinin bir dönüm noktasında olduğuna dair açık uyarı işaretleri. Karzai ülkeyi yönetecek tek adam olduğunu iddia ediyor, fakat General Müşerref de Pakistan için benzer iddialarda bulunuyordu.
Ve şimdi başına gelenlere bir bakın: Yeni sivil hükümet daima bir alternatif olduğunu kanıtlıyor. Taliban'la konuşmayı da içeren sarih bir karşı-isyan stratejisi ve merkezine yardımı koyan bir operasyon olmadan Afganistan pekâla Irak'ın yolundan gidebilir.
Kaynak: Radikal