Yol haritası

Gündelik muhabbetlerin vazgeçilmez başlangıcı olan "Ne olacak bu memleketin hali?" sorusu, Türkiye'deki siyasetin belirsizliğine vurgu yapıyor. Her an her şeyin mümkün olduğu bir ülkede kimse geleceği öngöremez.
Geleceğin öngörülememesi, yaptığınız her iş için ağır bir yük oluşturur. Toplumda karşılıklı güven azalır. Enerji ve verim düşer. Her şeyin maddî ve manevî maliyeti katlanır. Umutlarınız azalır.

Çare, istikrardır. İstikrar, karar kelimesi ile aynı kökten gelir; "karar kılma" anlamına gelir. Toplumun, ekonominin, siyasetin dinamiklerinin kendi içlerinde bir denge ve karar haline gelmesini anlatır. Toplumun, ekonominin, siyasetin topoğrafyasını bir harita üzerinde görebilmeniz ve çizilmiş yollara göre tedarike girişmeniz gerekir. Önemli olan başınıza her an bir şeyin gelmesi değil, her an her şeyin gelebileceği endişesi ile yaşamanızdır.

Kavramlar, siyasî rekabetin araçları haline gelince içinde yer aldıkları dünyadan soyutlanıp içerik kaybına uğruyor. İstikrar kelimesi 22 Temmuz Seçimleri'nin merkez kavramı. Siyasetin sihirli formüllerin değil, gerçeklerin dünyası olduğunu bu kavram etrafında oluşan söylemleri çözümleyerek anlayabiliriz. Kavramı kullanmanız, tıpkı bir toteme inanmak veya o totemin temsil ettiklerine sahip olmanız demek değildir. İstikrar, birçok farklı dinamiğin uyumlu bir şekilde bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bir sonuçtur. İstikrarı savunmak demek, istikrarı oluşturan aktörlerden biri haline gelmek, istikrarı oluşturan dinamiklere katkıda bulunmak demektir.

TOBB Genel Kurulu'nda, Rifat Hisarcıklıoğlu'nun temsil ettiği ekonomi dünyasının siyasetten talebi olarak dile getirdiği şey, tam da bu dinamikleri işaret ediyor: "5 yıldır herkese gösterdiğimiz gibi, işimizi nasıl yapacağımızı çok iyi biliyoruz. İşimizi yapmak için tek bir şey istiyoruz: Güven ve istikrar ortamı sürdürülsün ve önümüzde, geleceğe ilişkin bir ufuk olsun." Bu talebin, bir hayat-memat meselesi olduğunu anlayabilmek, siyasî istikrarın seçimlerde işgal ettiği merkezî ağırlığı da fark etmek demek. Ortaya bıçakla kesilmiş gibi iki farklı dünya çıkıyor. İstikrarı bozanların sağlıksız, haksız, mantıksız ve kaprisli dünyası ile; istikrarı sağlayan dinamikleri temsil eden ve istikrarı yeniden kurma ve koruma iradesi gösteren sağduyulu ve sağlıklı dünya. Birincisinde Yargı, Devletin Kurumları ve muhalefet partileri yer alıyor.

27 Nisan günü gece yarısı Genelkurmay'ın web sitesine "bildiri" koyanlar var olan istikrarı bozmuş oldular. "Konu, siyasî bir konudur" sözüne rağmen, 367 kararını veren Anayasa Mahkemesi, parlamentoyu cumhurbaşkanı seçemez hale getirerek istikrarsızlığa katkıda bulundu. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine itiraz ederek, istikrar için kalan son çareye de muhalefet eden CHP belirsizliğe destek veriyor. 25 yıllık geçmişi ve geleneği, bir anda yok eden eskinin DYP ve ANAP'ı, bugünün Demokrat Parti'sinin, istikrar adına umut haline gelebilmesi için yeni doğmuş bir bebek gibi uzun süre ihtimama ihtiyacı var. Bizatihi bu yeniyetmelik bile istikrarı tehdit ediyor. DP içinde eski ANAP liderinin şımarık çocuk edasıyla dile getirdiği kaprisler de bu partinin daha uzun süre rüşdünü ispatlayamayacağını gösteriyor. Bozulan istikrarı yeniden kim kuracak? Elbette istikrarsızlığa mahkûm olmak istemeyen toplumun kendisi. İstikrarı bir hayat-memat meselesi olarak gören piyasa da, iş işten geçmeden "karar"ını vermiş olacak. Ülkeyi istikrarsızlaştıran dinamiklere karşı, siyaseti de kuşatan güçlü bir toplumsal ve ekonomik direnç hattının kurulması gerekiyor. İstikrarı oluşturma görevi siyasetin. İşte bu istikrarın içinde mevcut olan "karar"ı halk vermeli.

AK Parti liderinin siyasî gündeme yerleştirdiği "demokratik istikrar" kavramı, tam olarak halkın "karar kılma" halini ifade ediyor. Eğer kararı halk verirse, bu karardan güçlü ve sağlıklı bir istikrar çıkar. Herkesin boyun eğeceği ve teslim olacağı daha güçlü bir irade olabilir mi? Peki, "demokratik olmayan istikrar" var mı? Ancak istikrarsızlığın, belirsizliğin kural olduğu düzen böyle olabilir. Bu yüzden tek şansımız, istikrarın tek biçimi "demokratik istikrar"dan ibaret. "Karar", "karar kılma", "istikrar" ve "demokratik istikrar". 22 Temmuz, halkın yeniden kuracağı istikrarın tarihi.


Kaynak: Zaman