Sözün bittiği yerde tekrar söze dönmek, ondan başka silahı olamamak tarifi zor bir durum. Dünya, bir sinema filminden kareler izler gibi Filistin'deki vahşeti izliyor. İzledikçe de cinayet doğallaşır hale geliyor, getiriliyor.
Yıllara dayalı ihmalle yalnızlaştırılan Filistin, yeryüzünün vebalini ödüyor.
Dünya gittikçe daha sağır daha kör. Artık Müslüman olmayan geniş kitlelerin tepkisinden bahsetmek pek mümkün değil. Her zaman tepki gösteren ülkelerin de anlaşılmaz mazeretli olmalı ki, katliam uzadıkça uzuyor ve dünyanın pek çok ülkesinde duyarlı binlerce genç canını yontar gibi deviniyor.
Canı bomba yapmanın nasıl bir şey olduğu, çok daha iyi anlaşılıyor.
Dünya sistemi, uluslararası hukuk bu demek!
Masumların, hastahane, cami, ekmek kuyruğu demeden öldürülmesini garantiye almak...
BM'ler katliamın garantili gerçekleşmesinden başka bir işe yaramıyor. Müslüman ülkelerden ses yok.
Alevler arşa çıkarken itfaiye su sıkmıyorsa ne yapılır?
İtfaiyenin amacı konu edilir, işlevsizliği üzerinden yeni bir yapılanma ihtiyacı ortaya konur. Bu bahiste yeni bir adil yapılanma ihtiyacı gerekçelerle değerlendirmeye alınır.
Gözyaşlarını tutamayan temsilci dışında, neden kimsenin canı yanmadığını anlamak mümkün değil. Malezya, Endonezya, Sudan, Nijerya ve diğerleri neden suskunluk lehçesine sığındılar?
BM yapısı ve zulme yumulun gözleriyle, yaşanmaz bir dünyayı mazlumların önüne koyuyor. Ölmekten başka seçeneğiniz yok diyor adeta.
Şehit sayısı iki bine yaklaşırken, yerin altı üstüne çevrilirken, Gezi Parkını günboyu naklen veren kanallardan ilgi yok.
Ne enterasan!
Diğer yandan, Filistin'e odaklanma İŞİD için de yeni mevzi kazanma, ekin biçer gibi insan öldürme fırsatı oldu.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi Türkmenistan'da, Azerbaycan'da ortaya çıkan can kayıpları acıyı katmerli hale getiriyor.
Merkezde Filistin olmak üzere, bir acı mektebinden dirilişe yol aranacak.
Filistin dünyanın röntgenini çekiyor. Tüm dünya müslümanlarına, uyuyana, aklı karışık olana, yönü batıya dönük olana, canı pahasına, bir dünya panoraması gösteriyor.
Bütün mazeretler ortadan kalksın diye sanki, açıyor dünyanın kirlenmiş yüreğini, niyetini ayan ediyor, meramını, insafsızlığını gün yüzüne çıkarıyor.
"İşte umut beslediğiniz dünya!
İşte vitrinlerine hayran kaldığınız binbir surat Batı!"
Filistin böyle söylüyor. Aymayanlar için ölmeye devam ediyor. Kelimelerini canla yazıyor.
Vicdanlar üzerine çöreklenmiş pasları siliyor şehitler.
Ölü yaşayanlar hayata dönsün diye, candan daha kıymetli ne verilebilir?
Uyuyanlar gözlerini açsın diye, kara gözlü çocuklar kirpiklerini sessizce indiriyor.
Geleceğin kalbi yeniden kuruluyor, Filistin'den damar damar dünyanın en ücrasına, yeniden bir bakış, sağlam bir duruş için, ebabillerin kanat hışırtısı ulaşıyor.
Tek kutuplu dünya daha çok ölüm, daha çok zulüm üretiyor ve bununla övünecek yüzsüzlüğü marifet görüyor.
Yeni bir yapılanma kaçınılmaz.
Dünyanın dengeye gelebilmesi için en az üç kutuba ihtiyaç var. Ama ondan daha önce, yürekli liderlere, sağlam duruşlara, uzun yolculuğa hazır anlayışlara ihtiyaç var.
Filistin dünya ile ahiret arasında, ölüme meydan okuyor.
Ölümün hayatı kuran bilincini sunuyor yeryüzüne.