Tokyo'nun Hindistanla bağları derinleşiyor

 

ADELAIDE, Avustralya – Tokyo-Delhi arasındaki bağlar, Başbakan Manmohan Singh'in bu hafta Tokyo'ya  yaptığı ziyarettenden sonra yeni bir düzeye ilerledi. Bu ziyaretle birlikte Başbakan olduğu 2004 yılından bu yana  Japonya'ya üçüncü kez gelmiş oldu.  Manhoman ve Japon meslekdaşı Taro Aso, üç günlük resmi ziyaret sırasında stratejik ve küresel ortaklığın geliştirilmesi hakkında ortak bir bildiri yayınladılar. 

Tokyo'nun, Yeni Delhi'yle birlikte böyle bir bildiriye imza atmış olması bahse değer bir hadisedir zira sadece 10 yıl önce, 1998'de, gerçekleştirdiği nükleer testlerden dolayı Hindistanı kınamış ve katı ekonomik müeyyideler uygulamıştı. Bildiri çok anlamlı çünkü Japonya'nın ABD ile güvenlik bağlarının dışında Avustralya'yla benzer bir anlaşması var. Hindistan, böyle bir bildiriyi imzaladığı ikinci ülke oldu. 

Bu bildiri kapsamlı bir paketten oluşuyor ve farklı türde ikili işbirliklerinden, geçen 3-4 yıl içerisinde savunma ve güvenlik alanlarında gerçekleştirilen teatilerden meydana geliyor. Paket, iki ulusun yavaş yavaş değişmekte olan bölgesel ve küresel çevreye dair benzer algılara sahip olduğunu teyit ediyor. Ayrıca demokrasiye, açık topluma, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne müşterek bir bağlılığı ve de bunların Asya ve dünya'nın diğer yerlerinde barış, istikrar ve kalkınmayı teşvik etmedeki rollerine müşterek inançlarını ifade ediyor.

Hayli söylemsel ve hayli sembolik ancak ilişkilerde yeni bir seyrin haritasını çıkarmak adına yine de önemlidir. Deniz ikmal yollarının güvenliği, terörle savaş ve silahsızlanma dâhil çıkarların ve bağlılıkların çakıştığı bir dizi alan teşhis edildi.

Güvenlik işbirliği mekanizmaları bildiride ayrıntılarıyla yer aldı; her iki ülke dış işleri bakanlığının yürüteceği istişareler, toplantılar ve çeşitli düzeylerde diyaloglar; savunma düzeyinde işbirliği için savunma bakanlarının doğrudan görüşmeler yapması, ikili ve çoktaraflı tatbikatlar ve personel değişimi. Bildiri ayrıca işbirliğinin ilerletilmesi için iki ülkenin eylem planı hazırlamasını öngörüyor. 

Hindistan-Japonya güvenlik bağları,  Junichiro Koizumi ve Shinzo Abe yönetimleri zamanında canlanmaya başladı. Ancak Hindistan'dan ziyade Çin ve Güneydoğu Asya'ya ilgi duyanYasuo Fukuda yönetimiyle birlikte 2007'de ivme kaybetmişti. Bu bildirinin mimârı şüphesizki Hindistan taraftarı Aso'dur; dış işleri bakanı olduğu dönemde Hindistan'la bağların tesis edilmesi ve güçlendirilmesi için en önde ilerliyordu.

Bu yeni gelişme beraberinde çeşitli soruları davet ediyor. Bunlardan biri Çin'le ilgili. Her iki başbakan, gelişen ikili ilişkilerin Çin adına sonuçları olacağını inkar ettiler. Manmohan, Japonya'yla işbirliğinin üçüncü bir ülke, en başta da Çin pahasına olmadığı yorumunu yaptı. Benzer şekilde Aso, "Hindistan'la güvenlik işbirliğini önemsiyoruz ve Çin gibi üçüncü bir ülkeyi hedef almıyoruz" dedi.

Çin medyasında hiçbir yorum görünmedi zira Pekin 7.Asya-Avrupa toplantısıyla meşgul ve Manhoman ve Aso her ne derlerse desinler Pekin, bölgesel nüfuzunu frenlemeyi hedefleyen yeni  stratejik tasarımı görecektir. 

Sadece Birkaç yıl önce Japonya, ABD, Avustralya ve Hindistandan oluşan bir dörtlü çerçeve teklifi yapıldığında Pekin bu teklifi Çin'i tecrit etme ve demokrasilerle çevreleme teşebbüsü olarak değerlendirmişti.Tokyo'yla sıkıntılı ilişkilerine bakınca, Japonya'nın Avustralya ve şimdi de Hindistanla imzaladığı ayrı bir güvenlik anlaşmasından şüphelenmesi için Pekin'in nedenleri var.

Avustralya, Amerika'nın zaten sâdık bir tarihi müttefiki; Hindistan-Amerika ilişkileri son yıllarda gittikçe ilerledi ve en son imzalanan sivil nükleer işbirliği anlaşmasıyla doruk noktasına çıktı. Japonya'nın bu uluslarla güvenlik bağlarında yaşanan son gelişmeler, Çin'in güvenlik çevresinde hafifsenmeyecektir. Dörtlü çerçeve ikincil planda kalsa da, Japonya'nın Amerika'yla ittifakı ve Avustralya ve Hindistanla yeni güvenlik bağları tesis etmiş olması, bölgede yeni bir güvenlik düzeni kurulduğunun işaretlerini vermektedir.

Japonya, ABD, Avustralya ve Hindistan arasındaki ikili ve üçlü güvenlik ilişkileriyle kırılan mevcut hatların ne kadar hızla yeniden bir araya getirileceği, hangi form ve şekle sahip olacağı büyük ölçüde ABD'de iş başına geçecek yeni yönetimin meseleye atfedeceği önceliğe bağlı olacaktır. Ek olarak, Hindistan ve Japonya genel seçimlere dğru ilerliyor. Yeni Delhi'de gelecek yıl yeni bir başbakan olacağı kesin görünürken Aso'nun geleceği, partisinin genel seçimlerde göstereceği performansa bağlı olacak gibi duruyor. 

Sivil Nükleer İşbirliği

Güvenlik ve savunma işbirliği, ikili ilişkilerde yeni bir sayfa açarken, Hindistan'ın Japonya'yla sivil nükleer işbirliği arzusu tatmin edilmeden öylece duruyor. Japonya, Hindistan'ı gönülsüzce de olsa Nükleer Tedarikçiler Grubunda desteklemesine rağmen Tokyo, sivil nükleer işbirliği alanında Hindistan'la işbirliği yapma hususunda mütereddit görünüyor. Japonya, nükleer sahada yüksek teknolojiye sahip ve kullandığı elektriğin üçte birini mevcut 55 adet nükleer santralden sağlıyor. Hindistan'ın enerji ihtiyaçlarını karşılaması için teknoloji ve mâli açıdan son derece elverişli bir ülke japonya. ABD-Hindistan sivil nükleer teknoloji anlaşması ve Japon iş çevresinin ve de bazı Japon stratejisyenlerin güçlü desteğine rağmen Japon hükümeti, sivil gruplardan ve nükleer karşıtı lobi çalışmalarından oluşan güçlü iç muhalefet dolayısıyla böylesi bir anlaşma için görüşmeler yapmada gönülsüz davranıyor. Ülke içi muhalefeti takdir etmek zor değil zira yüzbinlerce masum Japon II.Dünya Savaşında hayatlarını kaybetmişlerdi ve kimileri onun acısını yaşamaya hala devam ediyor. 

İktidardaki Liberal Demokrasi Partisi, nükleer işbirliği gibi tartışmalı meselelerde ihtiyatla ve pragmatik hareket ediyor özellikle de kendi siyasi geleceği belirsizken. Aso bu yüzden  Hindistan'ın NPT antlaşmasına taraf olması ve Kapsamlı Nükleer Deneme Yasağı Antlaşmasını onaylaması ısrarını yineledi. 

Japon tarafı, bu anlaşmaları imzalamayı ve onaylamayı reddeden Hindistan'ın durumunu anlıyor; Hindistan tarafı da Japonya'nın durumunu anlıyor. Manhoman, meslektaşıyla meseleyi görüşürken  sivil nükleer işbirliğine Japonya hazır olana kadar Hindistan'ın beklemeye istekli olduğunu söylemişti

Ekonomik Bağlar: Karışık Sinyaller

Siyasi ve stratejik bağlar son yıllarda bahse değer ölçüde gelişirken, Japonya ve Hindistan'ın diğer ticaret ortaklarıyla yaptıkları ikili ticari işbirlikleri rakamlarıyla kıyas edilince bu ikisi arasındaki ikili ticaret ve Japonya'nın Hindistan'daki yatırımları nispeten düşük seviyede kalmayı sürdürdü. Yüksek büyüme ihtimali çok büyük değil. 2010 yılına kadar yıllık 20 milyar dolarlık karşılıklı ticaret hacmi hedefi bile ulaşılabilir görünmüyor. Küresel mâli krizin, iki ülkenin ekonomik faaliyetlerini yavaşlatması ihtimali de mevcut.

Bundan başka, son iki yıldır görüşmeleri yapılan ekonomik ortaklık anlaşması henüz bir sonuca varmadı. Her iki taraf da ticari engellerin diğer tarafı tatmin edeceği düzeye kadar nasıl düşürüleceği hususunda bir anlaşmaya varamadı. Yine de her iki lider, çalışmaların sürdürülmesine karar verdiler ancak bir takvim belirlemediler.

Japonya'nın Mumbai-Delhi demiryolu inşası için Hindistana sağlayacağı resmi kalkınma yardımının parçası olarak Japonya'nın 4.6 milyar dolarlık kredi vereceğinin duyurulması umut ışığı oldu. Bu, Japonya'nın tek bir projeye tahsis ettiği en büyük yardım paketidir. Japonya en büyük yardımları Çin'e yapıyordu ama son yıllarda Çin'in yerini Hindistan aldı. 

Hindistan, 1958'de Japonya'nın resmi kalkınma yardımını alan ülkelerin ilkiydi ancak Japonya'nın odağı önce Günyedoğu Asya'ya sonra da Çin'e kaymıştı. Bu durum şimdi tekrar değişiyor. Japonya'nın yardım bütçesinin daraldığı bir zamanda – 1990'ların sonunda birinciyken bugün beşinci sırada – hayati altyapı yatırımları için Japonya'nın Hindistana kucak açması ekonomik olduğu kadar stratejik ve siyasidir de. 

Ekonomik açıdan ise Japonya, Hindistan'ın temsil ettiği yükselen bir ekonomideki iş fırsatlarını görmektedir. Siyasi ve stratejik açıdan ise dengeleme hareketidir. Japonya, 1980'ler ve 90'lar boyunca kalkınma yardımının parçası olarak milyarlarca doları Çin'e akıttı ve bu yardımlar Çin'in altyapısının gelişimine katkıda bulundu. Ancak cömertliğinin karşılığında çok az övgü aldı. Diğer yandan Hindistan, aldığı yardımlar için minnettarlığını ifade etti. Hindistan başbakanı, alınan yardımları Tokyo'da yayınlanan ortak bildiride, "Japon halkının Hindistan'ın kalkınmasındaki cömert rolü" olarak selamladı. 

Japonya-Hindistan bağları aşağı yukarı benzersiz bir yörünge izledi. Geleneksel hikmet güçlü bir ekonominin ve ticari bağların daha güçlü siyasi ve güvenlik bağları tesis edeceğini söyler. Japonya'nın Avustralya'yla ilişkilerinde olan tam da bu'ydu. Ticari bağlar bazen güçlü bağlar tesis eder ama siyasi ilişkiler kırılgan olmayı sürdürür; bunun örneği de Japonya-Çin veya Japonya-Güney Kore ilişkileridir. 

Japonya-Hindistan ekonomik ve ticari ilişkileri yıllardan beri durgundu; son yıllarda artmaya başlamıştı fakat siyasi ve stratejik ilişkilerin hızı, ekonomik ilişkilerin hızından daha fazlaydı. Shinzo Abe'nin bir aralar tanımladığı gibi, "Japonya-Hindistan bağları, dünya'nın en önemli ikili ilişkileri olsun olmasın", Manhoman'ın Tokyo'ya yaptığı ziyaret, ilişkilerde önemli, yeni bir sayfa açılmasına yol açmıştır her ne kadar bildirilere ve anlaşmalara dolgunluk kazandırmak gerekiyorsa da; büyük bir patlamayla değil yavaş yavaş ve tedricen gelişecektir. 

 

Dünya Bülteni için çeviren: Ertuğrul Aydın