Rusya Avrupa haritasını değiştirme peşinde

Rusya'nın Güney Osetya'yı işgal edip ardından Abhazya'yla bu bölgeyi yasadışı biçimde tanıması, hazırlığı önceden yapılmış bir yayılma politikasının göstergesi. Bu politika daha da devam edecek; Batı, Rusya'nın Avrupa haritasını değiştirme girişimine Gürcistan'ı destekleyerek karşı koymalı

Rusya'nın Gürcistan'ı niye işgal ettiğine dair akıllarda bir soru işareti kaldıysa, onlar da silindi. Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, Gürcistan'ın Abhazya ve Güney Osetya bölgelerini yasadışı bir biçimde tanıyarak, Moskova'nın amacının Avrupa haritasını güç kullanarak yeniden çizmek olduğunu açıkça gösterdi.
Bu savaş hiçbir zaman Güney Osetya veya Gürcistan'la ilgili değildi. Moskova, hazırlığı önceden yapılmış istila yoluyla, imparatorluğunu yeniden inşa etmeye, Avrupa'nın enerji tedariki üzerinde daha fazla kontrol elde etmeye ve demokrasinin sınırlarında
serpilebileceğine inananları cezalandırmaya çalışıyor. Avrupa endişelenmekte haklı. Neyse ki, uluslararası toplumun büyük kısmı istilayı kınadı ve Gürcistan'ın egemenliğine tereddütsüz desteğini teyit etti.
İlk görevimiz, Rusya'nın 'Orwellyen' taktiklerinin altını çizmek. Moskova Gürcistan'ı, Güney Osetya'daki vatandaşlarını korumak için işgal ettiğini söylüyor. Rusya beş yıldır Güney Osetya ve Abhazya'da pasaport dağıtıp koruyacak Rus vatandaşları 'imal ederek', bu bahanenin temellerini attı. Rusya'nın azınlıklara yönelik kaygısındaki kinizm tek bir kelimeyle açıklanabilir: Çeçenya. Bu kinizm ikiyüzlü ve suç unsuru oluşturacak bir noktaya geldi. İstiladan bu yana, Rus güçleri ihtilaf alanının dışındakiler dahil, söz konusu iki bölgedeki Gürcü köylerini kundakçılık, tecavüz ve öldürme yoluyla 'temizliyor'. Moskova Kosova örneğini kafasında tersine çevirdi: Batı Kosova'da etnik temizliği önlemek için harekete geçmişti; Rusya Gürcistan'da etnik temizliği askeri istilasını güçlendirmek için kullanıyor.
Rusya'nın diğer yalanları da çürütüldü. En korkuncu, istilanın öncesinde ortaya attığı, Tiflis'in '2 bin sivilin öldürüldüğü' Güney Osetya'da soykırım yaptığına yönelik saçma iddiaydı. Bir hafta sonra, Moskova sadece 133 kişinin öldüğünü itiraf etti. Çoğu askeri kayıplardı ve Rus istilasından sonra meydana geldi. Fakat soykırım iddiası amacına ulaştı. Malzemeye aç bir medyada, büyük yalan hâlâ işe yarıyor.
Rusya'nın Avrupa haritasını yeniden çizme kampanyası yanlış bilgiler yaymaya dayanıyor. Medvedev Gürcistan'ın Güney Osetya'ya saldırdığını savundu. Gerçekte güçlerimiz ihtilaf bölgesine, Rusya'nın Roki Tüneli'nden Güney Osetya'ya tank göndermesi sonrası girdi. Medvedev Rusya'nın topraklarımız üzerinde niyeti olmadığını da savundu. O zaman Rusya neden Gori gibi Gürcistan kentlerini bombaladı ve işgal etti? Niye stratejik Poti limanını işgal etmeyi sürdürüyor?
Moskova tarihsel amneziye de bel bağlıyor. Batı'nın, yerel nüfusun üçte ikisinin -Gürcüler, Yunanlar, Yahudiler ve diğerlerinin- uğradığı etnik temizliği unutmasını umuyor; ki Abhazya bu sayede azınlıktaki Abhazların kontrolünde kalmıştı. Rusya, Güney Osetya'nın sakinleri (bu ay yaşanan etnik temizlikten önce neredeyse yarısı Gürcü'ydü) tarafından değil, Rus
yetkililerce yönetildiğine inanmamızı da istiyor.
Rusya'nın istila, yanlış bilgilendirme ve ilhak senaryosundaki bir sonraki adım rejim değişikliği. Moskova Gürcistan'ın demokratik yollardan seçilmiş hükümetini devirebilirse, Avrupa'daki diğer demokratik hükümetlerin de gözünü korkutabilir. Bu nerede son bulacak? Rusya ve özellikle de mevcut rejimi hakkında bildiklerimiz cesaret verici değil.
Geçen hafta eski Çek Cumhuriyeti cumhurbaşkanı Vaclav Havel alarm verdi: "Rusya nerede başladığını ve nerede bittiğini tam olarak bilmiyor. Havel, Moskova'nın Brejnev liderliğindeki Sovyetler'den 'çok daha gelişmiş' olduğuna dikkat çekti. Ona güvenmek lazım; nihayetinde Rusya en son bir Avrupa ülkesini işgal ettiğinde kendisi ön cephedeydi. Medvedev şimdi Ukrayna ve Moldova hakkında tehditkâr açıklamalar yapıyor ve Rus pasaportları dağıtarak Gürcistan'daki stratejisini Kırım'da da uyguluyor. Mesaj açık. Rus'ya istediği gibi davranacak.
İnanıyorum ki, Rusya'ya Batı'nın verebileceği en kuvvetli yanıt, birlik ve beraberlik içinde kalmasından geçiyor. Moskova öldürücü silahlar kullanarak hükümetimizi devirmeye çalışıyorsa, biz de Avro-atlantik barışını 60 yıldan uzun süredir ayakta tutan demokratik araçlarla yanıt verelim. Gürcistan'a Avrupa'nın siyasi ve mali kurumlarıyla arka çıkmak güçlü bir yanıt.
Bu hikâye artık benim küçük ülkemle değil, Batı'nın uluslararası güvenliğe yönelik prensipli bir yaklaşımı savunabilme ve Avrupa haritasını koruma becerisiyle ilgili.

 

Kaynak: Radikal