Ramazan'ın ve Bayram'ın 'kadrini' bilmek

Her yıl bir ay boyunca ruhen, kalben, vicdanen ve zihnen arınmamıza imkan veren Ramazan ayının rahmet iklimini soluduk doya doya. Solgun, sarı, uçarı sonbahar yapraklarına eşlik edercesine dökülen günahlarımız, yerini sabır, sebat, irade, merhamet, paylaşım, yardımseverlik, iyilik, kardeşlik.. gibi güzelliklere bıraktı. Büyük çoğunluğu oruç tutan, tutamasa bile "Onbir Ayın Sultanı"na ve onun Rabb'ine huşû/saygı duyarak içkiden, kumardan, zinadan, yalandan, hırsızlıktan.. uzak durmaya gayret eden, Kur'ân okuyan, dinleyen, teravihe koşan insanımız "güz yağmuru"nda yıkandı; özellikle bu ayda adeta bir "infak toplumu"na dönüşen halkımız İslâmî erdemlerini yeniden kuşandı, hamdolsun.

Dün Kadir Gecesi'ni idrak ettik... Ramazan ayının 27. gecesinin Kadir olması güçlü rivayet ise de, herhangi bir Ramazan gecesi de Kadir olabilir, yine farklı rivayetlere göre. Yani o "bin aydan hayırlı" Leyle-i Kadr'de hayatımızın fırsatını yakalamak için son ihtimal belki bu gece, belki de yarın... Vahyin o gecede inmeye başlaması sebebiyle hayrı, fazileti ve bereketi bin aya yani bir ömre bedel olan Kadir Gecesi'nde kendisini okumaya, anlamaya, düşünmeye ve ilkeleri doğrultusunda yaşamaya çalıştığımız Kelâm-ı Kadîm ise sürekli elimizin altında duruyor ve Kıyamet'e kadar da duracak inşaallah; hem de bütün tazeliği, canlılığı ve hayatın tüm alanlarını tanzim eden ebedi prensipleri ile.

Ve Bayram; mübarek Ramazan Bayramı göründü... Oruç, namaz, mukabele, teravih, tevbe ve istiğfarla günahlarından arınan, zekat, sadaka-i fıtır, kumanya paketi ve iftarlarla, Ramazan etkinlikleri ile birbirine daha yakın olan, kaynaşan insanımız tam da bayram sevincini yaşamaya hazırlanırken; birileri, birtakım şer odakları bu sevinci milletimize yaşatmamak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Hem terörü tırmandırıyorlar hem de milletin manevi değerlerine saldırmayı sürdürüyorlar.

Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizdeki Kürt kardeşlerimizin etnik temele dayalı siyaset yapanlara itibar etmeyip AK Parti'nin şahsında İslâm kardeşliğini öne çıkaran 22 Temmuz seçim mesajı, Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'e aynı bölgede gösterilen coşkulu ve anlamlı karşılama ile devam etmiş ve dudaklar umut türküleri mırıldanmaya başlamıştı ki, ardarda gelen şeni katliamlarla adeta sevinçler kursaklara tıkandı: Minibüste taranan 13 sivil cana, Gabar'da 13 Mehmed'imiz de eklendi. El sıkışma ve yumuşama süreci yerini sertlik ve gerilime, kardeşlik türküleri de düşmanca mesajlara bıraktı. Böylece, Kürt sorununu İslâm kardeşliği temelinde çözme imkanı başta olmak üzere silahın dışındaki çözüm önerilerinin önünü kapatan, hatta bunları tehlikeli bulan zihniyet tekrar terviç edildi.

Bu arada, her Ramazan ayında -mutat olduğu veçhile- milletin yükselen dinî duyarlılığını inadına törpülemek istercesine, malum basın-yayın organlarınca "türban"/başörtüsü, namaz, oruç üzerinden İslâm'ı karalama kampanyaları yürütüldü. Bu amaçla, ülke içinden malzeme bulunamadığı zaman, yurt dışından haberlere veya masa başında üretilen asparagas haberlere yer verilerek hep sözde "İslâm tehlikesi/tehdidi" vurgulandı. Alın size rastgele birkaç haber başlığı: "İngiliz marketinde Şeriat uygulaması", "ABD'de namaz molalı sempozyum", "Çankaya'da ilk namaz", "İstanbul'da Ortadoğu manzaraları"... Her gün bu türden birkaç haber yayınlamayı itiyat haline getiren Vatan, son günlerde yurtdışından malzeme devşirmekte hayli mahir: "Alkol haramdır, sirozlu hastayı tedavi etmem"(İng.), "9 yaşındaki Şeyma İspanya'da türban tartışmasını ateşledi"(8.10.2007). Aynı gazetede 1 Ekim günü çıkan ('üretilen' demek daha uygun) 1 sayfadaki 5 haber ise hayli traji-komikti: "Amerikan kasabasına cami isteği olay çıkardı", "Uçağı kıbleye çevirin namaz kılacağım..."(Almanya), "TV'de erkek seyretti diye karısını boşadı" (S. Arabistan), "Apronda namaza soruşturma açıldı", "İngiltere'de Müslüman kasiyer sorun oldu". Çarpıtma haber diye tam da buna derler! Hani, uydur uydur diz ipe misali!..

Bütün bunların bence tek anlamı var: birileri bu milletin bin yıldır içinde yoğrulduğu İslâmî değerlerle; Kur'ân'la, namazla, oruçla, örtü ile.. yeniden buluşmasını ve İslâm kardeşliği temelinde birbirini kucaklayıp iç bütünlüğünü sağlamasını istemiyor. Kanlarımız ve gözyaşlarımız üzerinden ürettikleri çıkar egemenliklerinin sona ermesinden korkan şer odaklar, dinden hazzetmeyen akılsız, izansız yerli işbirlikçiler de bulabiliyor. 'Dahili ve harici bedhahlar', elbirlik bu kutlu bayramı millete zehir etmek isteseler de, gelin: onlara inat, Ramazan'ın, Kadir Gecesi'nin, Fıtır Bayramı'nın kadrini bilelim; 12 ayı Ramazan yapmanın, her geceyi Kadir bilip Kur'ân'ın "hayat veren" ilkelerini hayata taşımanın, Ramazan Bayramını birbirimizle kucaklaşmanın vesilesi kılmanın imkanlarını arayalım.

Ramazan'ın, Kadir'in, Bayram'ın kadrini bilme şuuru ile Ramazan Bayramınızı tebrik ederim.

 

 

Kaynak: Vakit