Pakistan'ı değiştirecek güç ABD değil


 
Bazıları, ABD'nin Pakistan'daki gerginliği, İslam devriminde İran'da yaşananları düşünerek ele alması gerektiğini savunuyor. Buna göre, ABD Şah karşıtı hissiyatı geç fark etti ve şimdi aynı hatayı yapmamalı. Fakat, Pakistan'ı dış güçler değil ancak kendi halkı demokratikleştirebilir

Pakistan'da bugünlerde yaşanan siyasi krizi anlamaya çalışırken, yaklaşık 30 yıl öncesini düşünüp İran Şahı'nı deviren ve İslam cumhuriyetinin doğumuyla sonuçlanan protesto dalgasını hatırlamak yararlı; bu, etkileri Ortadoğu'yu hâlâ sarsan devrimci bir depremdi.

Şah, tıpkı Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref gibi Amerika'nın dostuydu. Dönemin korkutucu düşmanı Sovyetler Birliği'ne karşı bizim güvenilir müttefikimizdi; tıpkı bugün Müşerref'in Kaide'yle savaşta Amerika'nın ortağı olması gibi. Şah, tıpkı Müşerref'in yaptığı gibi, Amerika'nın demokratik olmayan rejimini düzeltmesine yönelik uyarılarını dikkate almadı. Ve Şah'ın sorunları derinleşirken, ABD ılımlı muhalefet liderlerinin ülkeyi Müslüman fanatiklerden koruyacağını umuyordu; tıpkı bugün Pakistan için umduğumuz gibi.

İran'da ne yapmalıydık?

Yine de 'İran patlaması' yaşandı; ılımlılığa ve ödün vermeye yönelik her türlü çabayı yok eden bir öfke nöbetiydi bu. Benzer bir kargaşa şimdi Pakistan'da başlamış durumda -bir dehşet verici farkla: Pakistan nükleer silahlara sahip bir ülke.
İran benzetmesi iki hafta önce, Carter yönetiminin devrim sırasındaki İran siyasetinin belirlenmesine yardımcı olmuş Columbia Üniversitesi'nden Profesör Gary Sick tarafından yapıldı. Sick bir makalesinde, 'B Planımız yoktu' diye yazdı. Profesör aynı dinamiğin şimdi Pakistan'da ortaya çıktığını düşünüyor: "Her şeyi bir adama bırakmıştık -mevcut durumda bu adam Pervez Müşerref- ve bunun işe yaramaması halinde bir geri çekilme taktiğine veya alternatif bir stratejiye sahip değiliz."

O zaman kendinize sorun: İran devriminin yıkıcı sonuçları göz önüne alındığında, yaşananları bilerek geçmişe bakarsak, nasıl bir İran siyaseti anlamlı olurdu? ABD Şah'ı, protestoculara daha sert davranıp, fırtınayı bazı sertlik yanlılarının o dönemde istediği gibi bastırması için cesaretlendirmeli miydi? Yoksa, Şah'ın reform yapamayacağı veya yapmayacağı kesinlik kazandıktan sonra, bir rejim değişikliğini cesaretlendirmek için daha hızlı mı davranmalıydı? Neredeyse 30 yıl sonra bile, ne yapmış olmamız gerektiğini bilmek zor. Ve belki de anlamamız gereken nokta bu.
Çok sayıda Amerikalı içten içe, ABD'nin reform için daha önce bastırmış ve demokratik bir İran'a geçiş sürecinin planlanmasına yardım etmiş olması gerektiğini düşünüyor. Bu argümana göre fırtınayı, İran'daki değişiklik yanlısı hareketin Şah'ın düzensiz yönetimi altında doğmaya çalışan modern ve laik devleti yok etme peşinde oldukları sonradan ortaya çıkan Ayetullah Humeyni ve taraftarlarının eline geçmesinden önce önlemeliydik.

Yumuşak müdahale yanlıları şimdi de Pakistan'a karşı benzer bir tavır alıyor. Müşerref'in geçen hafta sonu dayattığı olağanüstü hal uygulaması, Şah'ınkine benzer bir umutsuzluk göstergesiydi. Pakistan'da bir rejim değişikliği yolda ve dolayısıyla biz de siyasi dönüşümü cesaretlendirmek için eski Başbakan Benazir Butto gibi sorumlu muhalefet liderleriyle birlikte çalışmalıyız. Müşerref ocakta düzenlenmesi planlanan genel seçimlerden vazgeçerse de, Amerika aylık 150 milyon doları bulan yardım paketinin miktarını azaltarak onu sıkıştırmalı.

Reformcu rejim değişikliği yanlıları ayrıca, Pakistan'da İran'dakinden daha iyi bir durumda olduğumuzu savunacaklardır. Bush yönetimi, Butto'nun dönüşüne izin vererek siyasi zeminini genişletmesi için Müşerref'e aylar öncesinden baskı yapmaya başladı. Ve bu hafta Lahor, İslamabad ve Karaçi sokaklarına inen protestocuların çoğu, tepkili İslamcılar değil, orta sınıf mensubu avukatlardı. Liderleri de fanatik Usame bin Ladin değil, görevinden alınan Yüksek Mahkeme Başyargıçı İftihar Çaudri'ydi.

Yine de, daha iyi bir Pakistan'ın doğum sancılarını izlerken, Kaide üyelerinin karmaşadan yararlanma planları yaptığını biliyoruz. Ve, şunun da farkındayız ki, Müşerref devrilirse, Pakistan'ın nükleer silahları ve başkalarının da nükleer silah veya 'kirli bomba'lar yapmasına yol açacak atomik parçalanmaya uygun maddeleri yeni bir tehdit yöneltecek.

İran, ve Pakistan hakkındaki gerçek şu ki, yabancılar bu toplumların dinamiklerini, olayların gidişatını etkilemeye çalışacak kadar iyi anlayamıyor. İran'daki felaket kısmen Amerika'nın burnunu sokması (önce Şah'ı göreve getirerek, sonra da onun otokratik yönetimine izin vererek) nedeniyle meydana geldi. Pakistan da, yıllar boyunca Amerika'nın fazla müdahalesi yüzünden zarar gördü.


Karışmamız işleri kötüleştirir
Pakistanlılar bu hafta, demokrasiye yapılan büyük saldırı nedeniyle protesto gösterileri düzenledi. Umarım daha özgür ve demokratik bir Pakistan yaratmakta başarılı olurlar. Reformcuların, demokrasiyi yok edecek Kaide veya Taliban'ı bastırmak amacıyla da Pakistan ordusuyla birlikte çalışabilmesi için dua ediyorum.

Fakat Pakistan'ı değiştirmek Pakistanlıların işi ve tarih de, burnumuzu ne kadar sokarsak, işleri kötüleştirme ihtimalimizin de o kadar arttığını gösteriyor.

Kaynak: Radikal