Obama neden aradı?


Başkan Obama'nın Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan'ı telefonla araması iki ülke ilişkileri açısından elbette önemli ancak bunun arka planına bakmadan pespembe resimler çizmek de pek gerçekçi değil.
***
ABD Başkanı'nın telefon görüşmesi yaptığı gün ilginç bir gün. Çünkü aynı gün, görüşmeden birkaç saat önce Obama Afganistan'a 17 bin ek asker gönderme kararını imzaladı. Yeni ABD yönetiminin terörle savaşı Irak'tan çekip Afganistan ve Pakistan'a kaydıracağını biliyoruz. Bunun için o bölgede önemli ölçüde askeri güce ihtiyaç var. İşte sorun da bu. Ortada Afganistan'a askeri güç göndermeye gönüllü bir aktör yok. Zira ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Afganistan ve Pakistan Özel Temsilcisi Richard Holbrooke ve Ortadoğu Özel Temsilcisi George Mitchell bundan iki hafta önce Münih Güvenlik Konferansı'nda İngiltere, Almanya ve Fransa ile görüşüp onlara NATO kapsamında askeri taleplerini ilettiler. Ancak olumlu yanıt alamadılar.
***
Bu nedenle büyük olasılıkla yüzlerini Türkiye'ye çevirdiler. Çünkü onlardan sonra başvurulacak en akıllıca adres Türkiye. Kısacası, Obama'nın Gül ve Erdoğan'ı aramasının birinci nedeni Afganistan için asker talebi. Ortadoğu ya da AB konusunda Türkiye'nin önemini vurgulamak vs ise konuşmayı süslemek için kullanılan ek unsurlar.
***
Peki Türkiye ABD'ye ne cevap verir? TSK'nın böyle bir talebe karşı durması çok muhtemel. Meclis de büyük bir ihtimalle böyle bir tezkereye 'hayır' cevabı verecektir. Yani, Türkiye'nin ABD'nin istediği askeri gönderme olasılığı zayıf. Öyleyse Erdoğan Obama'ya ne diyecek? Tanıdığımız kadarıyla Başbakan hemen kestirip 'hayır' cevabı vermez. Bu öneriyi Türkiye'nin lehine çevirmek için gayret gösterir. Şu sıralar ABD denince akla gelen ilk madde Ermeni meselesi. Malum nisan yaklaşıyor. ABD Başkanı'nın Ermeniler'e verdiği vaatler var. Temsilciler Meclisi zaten tavrını geçtiğimiz sene Ermeniler'den yana koymuştu.
***
Bu nedenle Erdoğan 'elimizden geleni yaparız ancak siz de Ermeni konusunda bize yardımcı olun' demiş ya da diyecek olabilir. Obama bu öneriye sıcak bakıp  bu sene de tasarının geçmesini engeller. Sorun da bundan sonra başlar. Zira iş asker yollamaya gelince ABD tezkere krizinin ardından ikinci bir sürprizle karşılaşabilir.
***
Ortada pragmatik bir durum var. Bir alışveriş meselesi. Burada Türkiye sadece alıp hiçbir şey vermemeye kalkarsa Türkiye-ABD ilişkileri tekrar zora girebilir. Umarız Erdoğan Hükümeti ince bir ip üzerinde yürüdüğünü biliyordur. Türkiye ve ABD arasında bir 'taktik ittifakı' kurulmak üzere. Bunu 'stratejik ittifak' ile karıştırmayalım. Aksi takdirde Kürtler'in yanılgısına düşeriz. Geçici bir ilişkiyi kalıcı bir evlilik zannedip aldanırız.

Akşam