Netanyahu'nun Obama'ya 'evet' deme zamanı geldi

ABD-İsrail arasındaki diplomatik görüşmeleri canlandırmak için görevlendirilen Amerikan delegesi George Mitchell'in İsrail'e yapacağı ziyareti iptal etmesi İsrail'in geçtiğimiz hafta yüz yüze kaldığı hassas dengelerin somut bir örneği. 
 
Başbakan Benjamin Netanyahu görevdeki ikinci döneminin ilk yılını bile tamamlamamışken hayati önemdeki iki stratejik konuda; Filistin barış görüşmeleri ve ABD ile ilişkiler alanında kriz yaratmayı başardı.

Kudüs'ün Ramat Sholomo mahallesinde yeni yerleşimleri öngören plan ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın ziyaretini baltaladı ve iki devlet çözümünü erteledi. Bununla birlikte, dostane misafire yapılan kötü muamele İsrail hükümeti ile Beyaz Saray arasındaki ilişkileri derinden sarstı.

Yakın temas görüşmeleri sağlama almak ve ABD ile ilişkilerdeki krizi çözmek için Obama yönetimi Netanyahu'dan üç şey istedi: Kudüs'ün Ramat Sholomo mahallesine yapılacak yeni İsrail yerleşimlerini onaylanan Kudüs Bölgesi Planlama ve İnşaat Komitesi'nin kararını feshetmek, Filistinlilere "kayda değer" bir jest yapmak ve dolaylı görüşmelerin Kudüs'ün statüsü dâhil tüm hararetli konuları dikkate alacağına dair resmi bir beyanatta bulunmak.

Açıkçası, ABD beklentisi İsrail'in Doğu Kudüs'teki mevcut durumu koruması ve söz konusu durumun hassas temelini sarsacak yeni girişimlerden kaçınması. Amerikan beklentileri mantıklı ve adil. Ramat Sholomo inşaat planı süreci en az beş yıl alacaktır; yani önümüzdeki aylarda gerçekleşecek bir plan değildir. Netanyahu C Bölgesi'ni Filistinlilere verebilir, tutsakları salıverebilir ve yollardaki barikatları kaldırabilir.

İsrail'in Kudüs dâhil tüm ihtilaflı konuları tartışmayı kabul etmesi hükümetin Oslo görüşmelerini ve yol haritasını izleyeceğini taahhüt etmesine dayanır. ABD-İsrail ilişkilerinin üzerindeki kara bulutların dağılması durumunda da, İsrail hükümeti bu savaşı gerçekten bitirmek istiyorsa Filistin tarafının statüsünü güçlendirmek için çalışmalı, provokatif kararlardan kaçınmalı ve ihtilaflı konuları bir buçuk yıl önce bıraktıkları yerden tartışmaya tekrar başlamalıdır.

Doğu Kudüs'teki inşaatlara devam edeceklerini belirten sorumsuz beyanatlarla yangına körükle gitmek yerine başbakan, ABD'nin taleplerine 'evet' demelidir. En büyük müttefikimizle yaşadığımız bu gittikçe derinleşen krizin gölgesindeki diplomatik durgunluk İsrail'in elini kolunu bağlayacak büyük bir stratejik tehdittir.
 
Kaynak: Zaman