Kürt sorunu: Çözüm için öneriler

 

"Kürt sorunu"nun çözümünde İslâm'ın ilke ve hükümleri bize yol gösterici olmalıdır.Çünkü İslam ortak paydadır; çözüm potansiyeline sahip en yüksek ve adil kaynaktır; tarih boyunca bir arada yaşamamızı sağlamış bulunan sağlam zemindi. Mevcut sorunun şu taleplerin karşılanmasıyla çözülebileceğini düşünüyorum:
      1. Kürt kimliğinin tanınması ve bunun her kademe ve alanda kabul edildiğinin dile getirilmesi,
      2. Anadili Kürtçe olanların isteğe bağlı olarak Kürtçe eğitim yapma imkânlarının kendilerine tanınması,
      3. Medya yoluyla yayın haklarının (gazete, dergi, kitap, televizyon, radyo, kaset, video, film, internet v.s.) kullanılması,
      4. Etnik kimliğinin fırsat eşitliğine engel teşkil etmemesi, objektif liyakat, hizmet, ehliyet ve faydanın kıstas seçilmesi,
      5. İnsan haklarına tam riayet. Her türlü etnik ve bölgesel ayırımlara son verilmesi. Baskı, işkence, hukuk  ihlalleri ve özel uygulamalara son verilmesi,
     6. Terör ve şiddetin herkese bir felaket getireceğinin kabul edilmesi ve buna bağlı olarak özel idarî ve askerî uygulamalara son verilmesi,
     7. Bölgenin ekonomik geri kalmışlığına köklü, kalıcı ve sahici çözümler bulunması, bölgeler arasındaki farkın ciddi tedbirlerle kapatılması,
     8. Türk ve Kürt halkı arasında derin ve kalıcı husumetler yaratacak davranışlardan kaçınılması, kışkırtıcı yayın yapan yayın ve basın araçları (medya) üzerinde sivil baskıların arttırılması,
     9. Yerel ve tarihsel isimlerin iade edilmesi; köy, dağ, tepe, göl, bölge, nehir, otlak, mezra, ova, yayla, şahıs, aşiret v.b. Veya çift isim kullanılması.
     10. Diğer ülkelerde ki (Suriye, Irak ve İran) Kürt bölgeleriyle beşerî, turistik, ekonomik, ticarî vb. ilişkilerin geliştirilmesi, ancak yasadışı silah ve uyuşturucu gibi malların üzerindeki kontrole devam edilmesi. Turgut Özal'ın son günlerinde Türkiye, İran, Pakistan ve Orta Asya Müslüman Cumhuriyetlerini kapsayan ve zamanla gümrük duvarlarını kaldırmaya matuf imzalanmış bulunan anlaşmaya işlerlik kazandırılması, buna Irak ve Suriye ile diğer ülkelerin  katılmasına çalışılması,
      11. Beş ülke arasında ayrılan, parçalanan ailelerin birleştirilmesine imkan tanınması, bu ailelerin ikinci ülkedeki mal ve mülkiyet varlıklarının teminat altına alınması,
      12. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, merkeziyetçilik yerine, yerinden yönetime geçilmesi. Siyasi birliği ve sosyal barışı bozmayacak şekilde merkezî devletin küçültülmesine paralel olarak yerel yasama, yürütme ve yargı meclislerinin ihdas edilmesinin ve katılım imkânlarının arttırılması.
      13. İslamî temelde bütün etnik gruplar arasında kardeşlik ve iş birliği ruhunun geliştirilmesi, gönüllü ve eşit ortaklı birlik ve beraberliğinin bölünme ve parçalanmadan daha yararlı ve hayırlı olduğu fikrinin anlatılması. Doğu ile Batı bölgeleri arasındaki yardımlaşma köprülerinin güçlendirilmesi, bu etkinliklere devam edilmesi.
      Sorunun önemli bir yönü de rahat ve özgür bir tartışma ortamı veya platformunun hâlâ sağlanamamış olmasıdır. Dolayısıyla bu talepler tartışmaya açıktır. Bütün bu talepleri üniter yapıyı koruyarak da karşılamak mümkündür. Şu bir gerçek ki, konuyu özgürce tartışabilmek ve hızlı düşünmek önemli ve yararlı bir çabadır. Bu çabaya halk da katılmalı, pasif nesne durumundan çıkıp aktif özne durumuna geçmelidir.
      Bu yüzyılın başlarında Anadolu'da ve sömürgeciliğe karşı savaş verilen bütün İslâm dünyasında, müslüman  halk, dinî kisveye bürünmüş laik ve milliyetçi liderler arkasında kurtuluş savaşları verdi, topraklarını düşman işgalinden kurtardı, ama sonra Avrupalı düşmanın reva göreceği her şeyi bu sefer sözde yerli ve millî olan yöneticileri  halka reva gördü. Baskı rejimleri altında insanlar inim inim inledi. Türkler'in, Araplar'ın ve diğer müslüman halk ve kavimlerin ağır bedeller ödeyerek yaşadıkları bu tecrübeden Kürtlerin gerekli dersleri çıkarması ve aynı hataya düşmemesi en büyük dileğimizdir. Bu durumda yapılabilecek tek şey, yakın tarihin acı tecrübelerinden dersler çıkarmaktır. Bundan dolayı hedefimiz daha küçük parçalara bölünmek değil, daha çok genişlemek ve bütünlüğe doğru yönelmek olmalıdır.Bu tarihsel süreçte, müslümanlara büyük görev ve sorumluluklar düştüğü inancındayım. Mahallemizde çıkan bu feci yangının  üzerine bir bidon benzinle değil, kutlu bir kova su ile gidelim.