CİDDİ birtakım işaretler var. Uçaklarımız Kandil'i bombalıyor, geçen yıl Diyarbakır'dan dem vuran Barzani şimdi DTP'lilerle görüşmeyi bile reddediyor, PKK'ya karşı sınır karakollarını güçlendiriyor! Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt da bunları "olumlu" buluyor.
DTP'li Ahmet Türk ve arkadaşları "Irak Cumhurbaşkanı" Talabani ile görüşebiliyor ve Talabani onlara şunu söylüyor:
"Siz bilin, PKK'lılara da söyleyin; artık Kuzey Irak coğrafyasından yararlanamazlar. Kuzey Irak'taki Kürt yönetiminden de bir destek beklemeyin..."
Uzatmayalım, büyük bir tablonun ya da 'kapsamlı plan'ın parçalarıdır bunlar!
'Kapsamlı plan'
Olayların akışına bakalım:
21 Ekim 2007: PKK'nın Dağlıca baskını; Türkiye ve TSK açısından vahim bir olaydı. Bu 'organize' baskından PKK'nın amaçladığı siyasi sonuç, Türkiye'nin hemen misilleme yaparak Iraklı Kürtlerle, ABD ile ve egemen Irak devleti ile çatışmaya sürüklenmesiydi! Böylece Türkiye tecrit olacak, PKK ise Iraklı Kürtlerle, Irak'la ve ABD ile siyaseten aynı safta konuşlanabilecekti!
Sokaktaki müthiş tepkilere rağmen Türkiye, bu oyuna gelmiyor, Dağlıca baskınına misilleme yapmıyor.
5 Kasım 2007: Başbakan Erdoğan ABD'de Bush'la görüşüyor. PKK 'ortak düşman' ilan ediliyor, sınır ötesi operasyonlar için ABD siyasi ve teknik destek veriyor. PKK'nın Türkiye ile ABD'yi karşı karşıya getirme planı suya düşüyor. Türkiye bölge ülkeleriyle mekik diplomasisi geliştiriyor. ABD Barzani'ye baskı yapmaya başlıyor.
26 Şubat 2008: Bu siyasi ve 'teknik' ortamda TSK sınır ötesi hava operasyonlarını başlatıyor. Dünyadan tek ciddi tepki yok.
24 Nisan 2008: MGK, Kuzey Iraklı Kürtlerle diyalog kararı alıyor. PKK'nın amacı Türkiye'yi Iraklı Kürtlerle çatıştırıp bölgede bir Türk-Kürt cepheleşmesi yaratarak ABD ve Irak'ı en azından nötralize etmekti. MGK'nın diyalog kararı, bu planı da boşa çıkarıyor.
PKK tecrit ediliyor
PKK'nın amacı Türkiye'yi tecrit etmekti. Ama Türkiye, görüldüğü gibi, ABD ve Irak'la ilişkilerini güçlendirerek, şimdi de Bölgesel Kürt Yönetimi ile ilişki kurarak PKK'yı tecrit ediyor.
MGK kararının ardından Büyükelçi Ahmet Davutoğlu ile Irak Özel Temsilcisi Murat Özçelik'in Irak'ta Talabani ve Neçirvan Barzani ile yaptığı görüşmeler Türkiye'nin Irak'la ve Kürtlerle sıkı bağlar oluşturma politikasını başlatıyor.
Ankara'daki kaynaklar bilhassa şuna dikkatimi çektiler: Türkiye Irak devleti ile stratejik işbirliğine giriyor. Güvenlik, enerji ve ekonomi alanlarında ilgili bakanlardan oluşan bir "Stratejik İşbirliği Üst Kurulu" kuruyor; Fransa ile Almanya arasındaki mekanizmanın benzeridir bu!
Elbette Iraklı Kürtlerin de çıkarı, PKK'nın peşine takılmayı değil, bu stratejik eksende yer almayı gerektiriyor.
Özal'ın yıllar önceki düşüncesidir bu.
Süreç amaçlandığı gibi yürürse, zamanla çok olumlu sonuçlar verir.
Tabii PKK'nın siyaseten tecrit edilip askeri operasyonlarla da terörden vazgeçmeye zamanla mecbur edilmesi, 'içimizdeki Kürt sorunu'nun radikallikten uzaklaşıp demokratik bir niteliğe dönüşmesini sağlayabilir ve bu mümkün olursa çözüm de kolaylaşır.
PKK, zamanla erimesine yol açacak bu 'doğru yol'u sabote etmek için çılgınca eylemler de yapabilir bu süreçte!
Kürt meselesi gerçekten bir dönüm noktasında...
Kaynak: Milliyet