Kerkük sorunu, son gelişmeler ve bir öneri

Kürdistan Demokratik Partisi'nin Dış İlişkiler Sorumlusu Safeen Dezayee son birkaç gündür Ankara'da temaslarda bulunuyor. Yalnızca Dışişleri yetkilileri ile değil, siyasi partiler ve istihbarat yetkilileriyle de görüşüyor.
Görüşmeleri yalnızca Kerkük sorunu üzerine değil;
güvenlik sorunlarından enerji meselelerine dek çeşitleniyor. Ancak Kerkük, geçen haftaki patlama ve ardından çıkan kanlı olaylardan bu yana giderek gündemde yükselmeye ve yerel bir sorun olmaktan çıkarak uluslararası soruna dönüşmeye başladı. Konu o kadar ciddi ki ABD Başkanı George W. Bush bile devreye girdi.

Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın önceki gün Portekizli muadili ile basın toplantısında bu konuyu gündeme getirerek tarafların tek yanlı davranmaması gerektiği uyarısında bulunması, konunun Ankara'nın gündeminde yükseldiğinin göstergesi. Babacan isim vermese de kastettiği Irak Kürtleri.
KDP lideri ve Irak'taki federal Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'nin Kerkük'ü 'Kürtlerin Kudüs'ü' ilan etmesinden bu yana Ankara bu konuya özel önem veriyor. Irak'ın ABD işgali koşullarında Kürtlerin eli daha güçlüyken hazırlanan anayasasında 2007 sonuna dek Kerkük'te referandum yapılması öngörülüyordu. Kürt gruplar bu referandumla Kerkük'ün Kürdistan bölgesine bağlanacağı umuduyla şehrin etnik yapısını değiştirecek eylemlere giriştiler. Ancak süreç içinde Irak'ta hem Şii, hem Sünni Arapların (Türkiye ve İran'ın destekleriyle) güç kazanması ve (Türkiye'nin özel gayretleriyle) ABD ile ilişkileri geliştirip Bağdat yönetiminde ağırlığını koyması sonucu referandum yapılamadı.

Tabii Kürtler de pes etmedi. Önce uzun süre petrol ve gaz yasasını engelledirler. Şimdi de yerel yönetimler yasasının geçmesini Kerkük'te referandum şartına bağlayarak engelliyorlar. Pazar günü Bağdat'ta yapılan görüşmelerden de sonuç alınamadı.

Geçtiğimiz hafta Kerkük'te meydana gelen patlamanın getirdiği gerilimin bunda payı vardı. Daha çok öğretmenlerden oluşan kamu görevlileri sendikası üyelerinin gösterisi sırasında bir intihar bombacısı kendisini havaya uçurdu. Ajanslar, kızgın kalabalığın Türkmen bölgesine giderek orada tahribata başladığını, ölenlerin olduğunu duyurdu. Ankara sorumluların bulunmasını istedi; ancak Irak'ın olayı yerinde araştırma önerisine gerek duymadığını söyledi. Bu tansiyonu düşüren bir adım oldu.

Dezayee, "Patlamadan kaçışan kalabalığın bir kısmının Irak Türkmen Cephesi bürosuna doğru gittiği doğru" diyor; "ITC binasındakilerin de bunu kendilerine karşı saldırı olarak algılamış olabileceğini de kabul ediyoruz, ancak binadan ateş açıldığı bildiriliyor. Olaylarda toplam 25 Kürt öldü ve bunların 11'i kurşun yaralarıyla öldü. Biz de kurşunla öldürülenlerin sorumlularının saptanmasını isteyebiliriz."

Dezayee'nin söylediğine göre, saldırıdaki bulgular, kuşkuların El Kaide üzerinde yoğunlaşmasına neden oluyor, ama soruşturma henüz bitmemiş. "Bölgede çok sayıda kışkırtıcı ajan çalışıyor" diye devam ediyor;
"Bu tuzağa düşmememiz lazım."

'Türk Meclis heyeti Erbil'i ziyaret etsin'

KDP yetkilisi Dezayee, Meclis'teki partilerden
oluşacak bir Türk milletvekili heyetinin Irak Kürt bölgesini ziyaret etmesinin siyasi yönden çok yararlı olacağını söylüyor ve şöyle açıklıyor:

  • "Türkiye uzun yıllar Ortadoğu'yu ve Arap dünyasını ihmal etmişti. Şimdi önemli açılımlar görüyoruz. İslam Konferansı Genel Sekreteri Türkiye'den seçildi. Türkiye, İsrail ile Suriye arasında köprü oluyor, Filistin'le, Lübnan'la ilgileniyor, Irak'ta, İran'da önemli rol oynuyor. Bu durumdan memnuniyet duyuyoruz. Türkiye güçlü bir ülke ve Doğu ile Batı arasında gerçekten köprü olabilir.
  • "Tayyip Erdoğan'ın 18 yıl aradan sonra ilk Türk başbakanı olarak Irak'a gelmesi bizi memnun etti. Biz de Kürtler olarak Türkiye ile ilişkilerin gelişmesini arzu ediyoruz; doğrusu Turgut Özal zamanındaki eski güzel günleri özlüyoruz. Şimdi PKK'ya karşı Türkiye ile işbirliğimiz var. Sorunun yalnızca askeri harekâtla çözülmeyeceğini biliyoruz, ama Türkiye'nin askerleri, vatandaşları öldürülürken kendisini savunma hakkı var.
  •  "Meclis'teki partilerden oluşan bir milletvekili heyetinin Bağdat'ın yanı sıra Erbil'i de ziyaret etmesinin yanlış anlamaların giderilmesi, diyalog atmosferinin oluşması açısından çok yararlı olacağını düşünüyoruz. Bu konuda AK Parti ve CHP ile temaslarımız oldu ve onların da fikre soğuk olmadığını gördük. MHP ile görüşmedik, ama görüşmek isteriz.
  •  "Irak kamuoyunda, özellikle Kürt kamuoyunda Türkiye'nin Kerkük'te gözü olduğu, o nedenle konuya taraf olduğu yolunda yanlış anlamalar var; bunlar da giderilmiş olur. Bu milletvekili heyeti bizim bölgemiz dışında BM kontrolünde olan Mahmur kampına giderek oradaki vatandaşlarının ülkelerine dönmesi konusunda ikna etmeye de çalışabilir.

Bu da gerilimleri gidermeye yönelik bir adım olabilir."

Kaynak: Radikal