Kazakistan'da muhalefet Ukrayna'daki 'Rus Baharı'ndan korkuyor

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ve Kırım’ı ilhakı, Moskova’nın entegrasyon projelerini Kazakistan’ın bağımsızlığı için tehdit olarak gören mahalli uzmanlar arasında ve Kazakistan’da bir kenara itilmiş muhalefet saflarında alarma yol açtı.

Ukrayna’da bölgesel krizin başlangıcında Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, Ukrayna’nın egemenliğine saygı duyuyor görünüyordu. Ama birkaç hafta içinde Kazakistan Dışişleri Bakanlığı tavır değiştirdi ve tartışmalı Kırım referandumunun sonucunu kabul etti. Ukrayna’da meydana gelen hızlı gelişmelerin ışığında, tanınmış birkaç Kazak şahsiyet ve uzmanla Avrasya Birliği karşıtı eylemciler, Rusya’nın eylemlerinin ülkenin geleceğine dair yol açabileceği sonuçlardan duydukları endişeleri dile getirdiler. Önde gelen bazı Kazak uzmanlar, Kazakistan’ın eski Sovyet blokundaki yeni realitelerin yol açtığı siyasi sonuçlarla karşı karşıya kalabileceğini kabul ediyorlar. Ama genel manada Kazakistan’da Kırım konusundaki kamuoyu etnik çizgilere göre bölünmüş görünüyor: Etnik Rusların hakimiyetindeki Kuzey Kazakistan’da halk, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna stratejisini destekliyor, cumhuriyetin geri kalan kısmı ise konu hakkında karmaşık fikirler taşıyor.

Kazakistan’ın BM heyeti, Kırım’ın statüsünde herhangi bir değişikliğin uluslararası toplum tarafından tanınmaması çağrısı yapılan son karar konusundaki oylamada çekimser kaldı. Bu arada Kazak eylemciler, hafta sonunda Almatı şehrinde Avrasya karşıtı forum yapma planlarını açıkladılar. Ukrayna’nın güneydoğusundaki “Rus Baharı” Kazakistan’da daha önce görülmemiş derecede bir entegrasyon karşıtı hissiyata yol açmış görünüyor. Forum organizatörleri, “Gümrük Birliği’ne girilmesinden önce önde gelen Kazak şahsiyetler, yetkililerin yanlış kararı olduğunu vurgulayarak üyeliği desteklemediklerini ifade etmişlerdi. Uzmanlar o zaman ‘fiyatların yükseleceği,’ ‘ithal otomobillere sınır getirileceği’ ve cumhuriyette sosyo-ekonomik durumun kötüleşeceği tahmininde bulunmuşlardı. Maalesef halk bu uyarılara kulak asmıyordu. İşte şimdi bu tahminler doğru çıktı: Kazakistan pazarı Rusya’nın hakimiyetine girdi. Kendi halkının arzularına ehemmiyet vermemesiyle tanınan Kazak hükümetinin, ülkenin bağımsızlığının kaybolmasına müsaade etmeyeceğinin garantisi nerededir? Devletin geleceğine bir avuç fert değil Kazakistan’daki tüm insanlar karar vermelidir” dediler.

Nazarbayev, Kırım’da 16 Mart’taki referandumdan bir hafta önce Putin’le yaptığı telefon görüşmesinde Kazakistan’ın Rusya’yla stratejik ortak olduğunu kaydetti ve Astana’nın, yarımadadaki etnik Rus nüfusun güvenlik çıkarlarını korumak için Kremlin’in Ukrayna’daki gözetimini “anladığını” söyledi. Kazakistan’ın komşusu Özbekistan ise tam tersi, devletlerin toprak bütünlüğü ve siyasi bağımsızlığı hususundaki BM Sözleşmesi prensiplerine saygı gösterilmesi çağrısında bulundu.

Kazakistan’ın Orta Asya’da Rusya’yla olan kültürel ve tarihi bağları, Nazarbayev için Ukrayna’daki krizin karmaşıklığını vurguluyor. Barnard Koleji’nde siyasi bilimler profesörü olan, “Büyük Oyunlar, Yerel Kurallar” kitabının yazarı Alexander Cooley, The Diplomat’a yaptığı açıklamada, “Rusya’nın Kırım’ı ilhakı tüm Kazakistan’da alarm zillerinin çalmasına yol açtı. Kırım referandumunu resmi olarak desteklemiş olsalar da Kazak yetkililer, Rusya’nın, ülkede önemli sayıdaki Rus azınlığın (bunların çoğu Rus pasaportu taşıyor) haklarını savunma bahanesi ve Rus medyasının tahrip edici olabilecek kampanyalarıyla Ukrayna’dakine benzer şekilde Kazakistan’a da müdahale edebileceği endişesi içindeler” dedi.

Ağırlıklı olarak etnik Ruslardan oluşan kuzey Kazakistan, hep Kazak hükümetiyle Rusya yanlısı eylemciler arasında siyasi bir gerilim kaynağı olmuştur. Bu gerilim, özerk cumhuriyetler kurulmasına kadar gider. Nazarbayev 20 seneden fazla bir zamandır kuzeyde Kazakistan’ın toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesi gibi son derece hassas bir konuda çaba sarf ediyor. Onun Kazak devletinde etnik azınlıkların temsili konusunu halletmek üzere Kazakistan’ın başkentini Rusya sınırı yakınındaki Astana olarak belirleme ve 1995’te Kazakistan Halk Meclisi tesis etme çabaları, Kremlin’i tahrik etmeksizin milliyetçi Rus muhalefetini etkili bir şekilde uzakta tuttu. (Yine de Rusya semaları ve Moskova’daki halk toplantılarında ara sıra Rus siyasetçilerden Kazakistan da dahil Orta Asya topraklarının ülkeye katılmasına dair çağrılar işitilir).

Ama Putin’in Ukrayna’daki cesur hareketiyle, Kazak yönetiminin Moskova liderliğindeki Avrasya Birliği yolunda kalma vazifesi entegrasyon karşıtı Kazak entelektüellerin dikkatli bakışlarını üzerine çekti. Rusya’nın entegrasyon projelerini en açık sözlü şekilde eleştirenlerden biri olan Kazak siyaset yorumcusu Aidos Sarym, “Mesele, sonuçlarından dolayı Rusya’nın çıkarlarını kolayca göz ardı edemeyecek bir cumhuriyette bunun nasıl ve ne şartlarda yapılacağıdır” diyor. Bu arada, Carnegie Moskova Merkezi’nin Rusya araştırmaları uzmanı Aleksey Malaşenko, Moskova’nın yanlış işlerinin Rusya’nın Orta Asya’daki siyasi teşebbüslerine “büyük zarar verdiği” tahmininde bulunuyor. Sevilen Kazak sanatçı ve tiyatro yönetmeni Bolat Atabayev’in tiyatrosu Aksaray, Kazakistan’ın Kırım referandumunun sonuçlarını onaylamasından sonra Ukrayna’yla benzeri görülmedik bir dayanışma gösterisi olarak Ukrayna halkına ortak hitap tertip etti.

Nazarbayev, Astana’nın stratejik önceliklerini tekrar ederek, devlet olma durumunun kaybolacağına dair Kazak medyasındaki endişeleri savuşturdu. 25 Mart’ta Lahey’de Nükleer Güvenlik Zirvesi’nde konuşan Kazak lider, “Entegrasyon, ticari engellerin kaldırılması ve rekabet edebilirliğin artmasını sağlar. Bizim burada tamamen pragmatik bir menfaatimiz var: Ülkeyi kalkındırmak, ekonomiyi geliştirmek ve gayrisafi yurt içi hasılayı arttırmak. Siyasi bağımsızlığımıza gelince, o sabittir. Kazakistan, egemenliğini hiç kimseye terk etmeyecektir. Ama biz, Avrupa Birliği’nde yapıldığı gibi, gönüllü olarak bazı iktisadi güçlerimizi uluslar üstü makamlara transfer edeceğiz. Avrupa Birliği’nde gümrüklerle alakalı kararları Avrupa Komisyonu alır, bu komisyon ticareti, gümrük tarifelerini, petrol, gaz ve elektrik naklini, demir yollarını ve otoyolları düzenler” dedi. Nazarbayev, bu ifadeleriyle Astana’nın Rusya ve Belarus ile birlikte Avrasya Birliği iktisadi projesinde ilerleme niyetinde olduğunu teyid etti.

Cooley’in inancı şudur: “Kazakistan, Batı, Çin ve gelişmekte olan diğer ülkelerle dostça ilişkiler geliştirir ve bağlantılar tesis ederken orta vadede Kırım, Moskova’nın yakın ekonomik ve stratejik ortağı olarak kalınmasını Kazakistan’daki siyaset mercileri için mesele haline getirecektir. Özellikle de Rusya, Gümrük Birliği ve CSTO (Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü) gibi bölgesel örgütleri Kazakistan’ı Moskova’yla özel ilişkilere kilitlemek için kullanırsa, açıkça ifade edilmese de buna siyasi tepkiler oldukça menfi olacaktır.”

Kaynak: The Diplomat
Dünya Bülteni için çeviren: Arif Kaya