İsrail'in füzesavar hamleleri...

İsrail bugün ve gelecekte milli güvenliği için en büyük tehdidin balistik füzeler olduğuna inanıyor. Bu füzeler de Gazze'den atılan ilkel Kasemlerden Lübnan Hizbullahı'nın geçen yaz attığı Katyuşalara, Suriye'nin elindeki Scudlardan İran'ın geliştirmeye çalıştığı Şahap füzelerine kadar kısa, orta ve uzun menzile uzanan geniş bir tehdit yelpazesini kapsıyor.

Bu tehdit yelpazesinin her gün artmakta ve güçlenmekte olduğunu iyi gören İsrail de buna karşı koyabilecek duruma gelebilmek için çeşitli tedbirler almaya çalışıyor. Bu tedbirlerin en önemlisi şüphesiz hem kısa hem orta ve hem de uzun menzilli füzelere karşı entegre bir füzesavar sistemi geliştirmek ve bunu bir an önce hazır hale sokabilmek. Bugün İsrail, Şahap gibi uzun menzilli füzeleri saf dışı edebilecek ARROW-1 ve 2 denen çalışır sistemlere sahip iken kısa ve orta menzilli füzelere karşı koyabilecek sistemlere henüz sahip değil. Bunun için de özellikle Amerika'nın desteğiyle bu sistemleri geliştirmek için yeni hamleler yapıyor.

Nitekim, bu çerçevede İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak geçen pazar gününden bu yana Pentagon'da Amerikalı yetkililerle çok önemli görüşmeler yapıyor. Haberlere göre, Pentagon İsrail ile kısa ve orta menzilli füzelere karşı İsrail'in çok katmanlı bir sistemin geliştirilip kurulması için birlikte çalışmak için yeni bir karar almış ve bu da Pentagon basın sözcüsü Morrel tarafından Savunma Bakanı Gates ve Barak'ın söz konusu sistemin teşkili için ortak bir komitenin kurulması için anlaştıklarını açıklamasıyla teyit edilmiş oluyor.

Gates ve Barak'ın görüştükleri bir başka konu da ARROW-2'nin güncelleştirilip daha etkin hale getirilmesiydi. ARROW-2 programında zaten İsrail ile ortak olan Pentagon anlaşılan bu konudaki desteğini daha da artıracak.

İsrail ve Pentagon'un füzesavar konusundaki ortak çalışmalarından birisi de 'Davud'un Sapanı' diye anılan ve orta menzilli füzelere karşı geliştirilmeye çalışılan bir proje. Bu projeyle İsrail ve Amerika özellikle Lübnan Hizbullahı tarafından İsrail'e karşı başarıyla kullanılan Katyuşa ya da benzeri füze tehdidini saf dışı etmeyi planlıyorlar. Bu proje hangi safhada doğrusu bilinmiyor.

Diğer yandan İsrail, Gazze'den atılan ve bir gün Batı Şeria'ya da aktarılmasından korktuğu Kasemlere karşı kendi imkanlarıyla yeni bir füzesavar sistemi geliştirmeye çalışıyor. Bu yeni sistem 'Demir Kubbe (Kipat Barzel)' adıyla biliniyor ve İsrail'in önemli savunma sanayi kuruluşlarında Rafael tarafından geliştiriliyor.

'Demir Kubbe', Elta Systems adlı kuruluşun geliştirdiği özel bir radar sistemi vasıtasıyla atılan roketi havada iken hedef olarak tespit edecek, sonra hedefi fırlatacağı önleyici roketiyle havada yok edecek. Bu önleyici roket Kasemlerin saniyede 300 metre kadar olan hızından daha hızlı bir roket olacak. Buna ilaveten söz konusu roket Kasem ya da benzeri roketleri havada en yüksek noktada saf dışı edecek şekilde tasarlanacak. Bunun sebebi düşman roketlerinin muhtemel kimyasal ya da biyolojik başlıklarını emin bir mesafede yok etmek.

'Demir Kubbe' ve 'Davud'un Sapanı'nın en iyimser tahminle en az 3 yıl sonra devreye girebilecekleri söyleniyor. Diğer yandan ARROW-1 ve 2 zaten çalışır durumdalar. Bunları göz önüne aldığımızda iki ya üç yıl içinde İsrail'in uzun, orta ve kısa menzilli füzelere karşı entegre ve çok katmanlı bir sisteme sahip olacağı anlaşılıyor.

Bu gerçekleştiğinde İsrail ile hasımları arasındaki güçler dengesi de değişmiş olacak şüphesiz. Bu arada İsrail'in hasımlarının bu gelişmeleri dikkatle izledikleri, onların da İsrail'in çabalarını boşa çıkarmak için çalışacakları da aşikâr.

Güçler dengesi yan gelip yatmakla, oturup seyretmekle değişmiyor; çalışmakla değişiyor. İsrail bunun tipik örneği velhasıl.

 
Kaynak: Zaman