İslamabad'ın krizi bitmedi

 Müşerref'in istifası sonrası Pakistan ya gerçekten demokratik bir ülke olacak, ya da ulusal barış yine sağlanamayacak ve yeni bir darbe yaşanacak

Pervez Müşerref bavullarını topladı ve devlet başkanlığı sarayıyla vedalaştı.
Peki Pakistan nereye gidiyor? İki senaryo var, her ikisi de Washington'la ve Müşerref sonrası dönemde uygulanacak politikaların yapısıyla bağlantılı. Olumlu olan ilk senaryoya göre, Pakistan, kurucusu Muhammed Ali Cinnah'ın 1947'de yeni devletin İslami, demokratik ve modern olması gerektiğini ilan ederken istediği ilkelere dönüyor. Bu senaryo insan hakları, kadın ve azınlık hakları kurallarına dayanarak yükseliyor.
Bu senaryo iki şeyi talep ediyor. İlki, İslamabad'tan isteniyor: Siyasi partilerin ulusal çıkarı kendi özel çıkarlarına baskın kılabilmesi, yeni demokratik sistemin, hukukun üstünlüğünün, şeffaflık ve sosyal adaletin temelleri üzerinde kökleştirilmesi ve orduyu, sivil ve siyasi kurumların aleyhine olacak biçimde güçlendirmek dışında bir işe yaramayan siyasi çekişmeler sayfasının kapatılması.

'2. Pervez dönemi' muhtemel
Diğeriyse Washington'dan isteniyor: ABD'nin Pakistan'ın iç sorunlarıyla, bunlar teröre karşı evrensel savaşının birer uzantısıymış gibi ilişki kurmayı bırakması ve dolayısıyla Pakistan'ın özellikle de Afganistan sınırındaki aşiret bölgelerindeki krizlerine sosyal, ekonomik ve kültürel çözümlerin bulunması için alan açması.
İkinci senaryoysa olumsuz ve ilkinin tam aksi yönünde ilerliyor. Bu senaryoya göre, Pakistan'daki siyasi çevreler ulusal bütünlüğü ve yeni tarihi uzlaşıyı sağlamakta başarısız olacak. Ülke yeniden siyasi krizlere boğulacak. Aynı zamanda ABD içerideki İslamcı radikalleri ve dışarıdaki 'direnişçi' Taliban hareketini vurmaya teşvik etmek amacıyla, İslamabad'a yönelik korkunç baskısını sürdürecek. Dolayısıyla bu gelişmeler nihayetinde, yeni demokratik sistemin çökmesine ve eski generalin halefi olarak yeni generalin belirmesine yol açacak.
Peki hangi seçenek gerçekleşmeye daha yakın? Arap-İslami eğilimli bir bakış açısı, bu büyük İslam devletinin İslam dünyasının mevcut zayıflığından çıkarılmasına destek olması için kendi krizlerini aşmasını temenni ediyor.

Siyasi liderler olgunlaşmadı
Fakat bu Arap-İslami eğilimli düşüncenin sorunu taraflı olması. Hali hazırdaki gerçekler Pakistan'daki siyasetçilerin henüz olgunlaşmadığına ve Washington'ın teröre, 'radikal İslam'a, eski ve yeni şer eksenlerine yönelik evrensel savaşlara sürüklemek için
Pakistan üzerindeki baskılarından vazgeçmeyeceğine işaret ediyor.
Bu gibi durumlarda umutlu olmak ve 'Cinnahcılığın' dirilmesini beklemek zor oluyor. En kötüsünü beklemek kolay.
O da 'Pervezciliğin' yeni bir general şeklinde geri dönmesi. Hatta belki Washington bu yeni generali hazırlamak için çalışmaya başlamıştır. Kim bilir belki de, ABD yönetimi Pervez Müşerref bavullarını toplayıp gitmeden önce bu misyonu tamamlamıştır bile.

 

Kaynak: Radikal