İran'a saldırı ihtimali hâlâ masada

İsrail'de bazı siyasiler, nükleer silah elde etmesini engellemek için İran'a düzenlenecek bir saldırının Bush yönetiminin gidişinin ardından Amerikan desteği bulamayacağından çekiniyor. Bush ne yapıp edip İsrail'in yıl sonundan önce İran'a saldırmasını önlenmek zorunda

İsrail'deki bazı kilit karar vericiler, İran'ın uranyum zenginleştirme tesislerine George W. Bush'un hâlâ başkan olduğu önümüzdeki birkaç ay içinde saldırı düzenlemezlerse, bir daha tek taraflı bir saldırının ardından ABD'nin kendilerine destek vereceği bir dönem göremeyeceklerinden çekiniyor.
Son 40 yıldır, ekonomik açıdan bütün dünyayı kapsayacak şekilde tırmanan bir ihtilaf nedeniyle böylesine endişe duyduğum pek az an hatırlıyorum. Bir dizi istihbarat servisinin dahil olduğu bir yanlış bilgilendirme egzersizini izlemekteyiz. Gerçeği ayırt etmek giderek zorlaşıyor.
Geçen ay Guardian'da yayımlanan bir haber, İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in
14 Mayıs'ta Bush'tan İran'ın uranyum zenginleştirme tesislerine saldırı için
yeşil ışık talep ettiğini savunuyordu. Bize Bush'un bunu reddettiği söylendi. Bush, İran'ın böyle bir saldırının arkasında ABD'nin bulunduğunu düşüneceğine ve Amerikalıların Irak ve Afganistan'da yeni saldırılara maruz kalacağına inanıyordu. Körfez'deki petrol nakliyatı da savunmasız hale gelecekti. Fakat İsrail'in tek taraflı harekete geçme seçeneğini terk etmiş
olması muhtemel değil.

Petrol nakliyatı tehlikeye girer
İsrail ordusu bu haberden üç hafta sonra, İran kadar ABD'ye de kendisinin saldırabileceğini göstermek için Akdeniz'de bir tatbikat düzenledi. Daha yakın zamanda, İran'da neler olduğuna dair endişeleri artıran bir dizi haber yayımlandı. Biri, İran'ın ilk elektrik üreten santralinin aralıkta kritik noktaya ulaşacağı ve dolayısıyla bu tarihten sonra bir saldırı düzenlenmesinin, nükleer bir patlamayı tetikleyeceği için imkânsız olduğunu anlatıyordu. Sonra bize, İran hava saldırılarına karşı savunmasını güçlendirmek amacıyla İsrail'e Amerikan personeliyle birlikte bir ABD radar sistemi konuşlandırıldığı söylendi. Ayrıca Olmert bir söyleşide, İsrail'in İran'a saldırması gerektiğine dair bir fikri 'megalomani' diye niteleyerek ihtimal dışı tuttu. Olmert, İsrail'deki koalisyon müzakerelerini
aksatmaya çalışıyor gibi görünüyordu.
Son olarak New York Times cuma günü, bir Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu
müfettişinin şubatta, İran'da yapılan deneylerin 'nükleer silah geliştirmekten başka bir işlemle uyuşmadığını' söylediğini ortaya çıkardı. İran bu iddiayı reddetti.
İsrail'deki koalisyon görüşmeleri başlamadan önce, İşçi Partisi lideri Ehud Barak yeni seçilen Kadima lideri Tzipi Livni yerine önce muhalefetteki Likud'un lideri Binyamin Netanyahu'yla konuştu. Bu, muhtemelen Filistinlilerle bir anlaşmanın henüz başarılamayacağına ve İsrail'in ekonomik kriz yüzünden kımıldayamayaz hale gelmenin yanı sıra İran'ın nükleer devlete dönüşmesine de teslim olmuş bir dünyayla başa çıkmak için azami miktarda birliğe ihtiyaç duyduğuna inanan Barak'ın, tüm partilerin katılacağı bir
koalisyonla ilgilendiğini gösteriyordu.
İsrail saldırırsa İran'ın vereceği yanıtlardan birisi Hürmüz Boğazı'nı kapatmak olacaktır. İran 16 Eylül'de, Devrim Muhafızlarının Körfez'i savunacağını açıkladı. Bu dar boğazda sadece bir tankerin bile batması, petrol nakliyatını aylar boyu duraklatacaktır. Sigortaların kapsamı reddedilecek ve ABD donanması mayınları temizlese bile mal sahipleri nakliyatın risklerinden çekinecektir.
Devrim Muhafızları kendilerini İsrail'e karşı bir savaşa adamış durumda ve bu süreçte dünyanın kalanıyla boy ölçüşmeyle hazır. İyi malzemelere sahipler ve kara, deniz ve havadan faaliyet gösterebiliyorlar. Saldırıya uğraması durumunda, Rusya ve Çin de İran'a silah tedarik edecektir.
Gürcistan'ın Güney Osetya'ya saldırma kararını çevreleyen şartlar hatırlanmaya değer. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice Gürcistan devlet başkanına saldırmamasını salık verdi, fakat Washington'da onu harekete geçme yönünde sessiz sedasız biçimde cesaretlendiren güçlü sesler vardı. Dolayısıyla Gürcistan hükümeti saldırma noktasında kendine güvendi.
Bir İsrail saldırısının ve İran'ın misillemelerinin ardından, Amerikan ordusu Bush'un emirlerine uymak zorunda kalacaktır. Amerika ve Avrupa'da, İsrail'e İran'a karşı tek taraflı harekete geçmekten uzak durmasını söyleyen seslerin yükselmesi şart. Gürcistan deneyimi İsrail'e yeşil olmasa da kehribar bir ışık yaktı ve bunu kırmızıya çevirebilecek tek kişi Bush.

Rice acilen Tahran'a gönderilmeli
Bush'un mirasına en iyi şekilde hizmet edecek şey, İran'la bir savaşı önlemek için etkili bir diplomatik harekettir. Bush İsrail'i, İran'ı bombalamasını engellemek için ABD'nin hava gücünü kullanacağı yönünde açıkça uyarmalı; bu arada da Rice'ı, İran'ın nükleer silah seçeneğinden vazgeçmesi karşılığında bütün yaptırımların kaldırılmasını sağlayacak büyük bir pazarlık amacıyla müzekere etmesi için Tahran'a gönderdiğini açıklamalı. Bush müzarekelerin sonu belirsiz bir süre boyunca devam etmeyeceğini, ama halefine hem askeri hem ekonomik olmak üzere bütün seçenekleri düşünmesi için
zaman vereceğini de belirtebilir. Böyle bir durum aynı zamanda İsrail'e 2010'a kadar devam edecek bir koalisyon mu kuracağı, yoksa seçim mi düzenleyeceği konusunda karar vermesi için zaman kazandırır.
Ayrıca, Rusya ve Çin güçlü ekonomik yaptırımlara isteksiz yaklaştığı için duran çok taraflı müzakerelerin de yerini alır. Herşeyin ötesinde, başkanlığını berbat bir başarısızlıkla sonlandırmaması için, Bush'un son gerçek devlet adamlığı adımı olacaktır.

Kaynak: Radikal